Altın, döviz, faiz… Un özelinde üretim…

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Bakanların açıklamaları…

Genel başkan yardımcılarının açıklamaları…

Bürokratların açıklamaları…

Bağımsız kuruluşların açıklamaları…

Sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin açıklamaları…

Başbakan'ın açıklamaları…

Uyum yok…

Arapsaçı.

Gerçek üretecinin istemediği 'tek şey'…

Demek ki, gerçek üreticinin istemediği şeyleri yapmakta üstadız!

Her şeyi dışardan alır duruma gelmemizin nedenidir bu üstatlığımız.

Yanlış çok.

Senelerdir ithalattaki artışı, 'yatırım malları' ithalatındaki artışa bağlayıp sevinmemiz mesela.

Dün Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı açıklama yaparken, cari açığa neden olan parametreler içinde yer alan 'yatırım malları' kaleminin tüm kalemler arasında önemli bir yer tuttuğuna, bunun aslında umut verici bir gelişme olduğuna benzer bir laf geçirdi satır arasında.

"Cari açığın büyük bölümü, yenileme ve modernizasyon için alınan makine gibi yatırım mallarından oluşuyor."

Aman ne güzel!

Türkçesi: Yatırım malı üretemiyoruz.

Bankalardan borçlandığımız milyarlarca dolarla aldığımız yatırım mallarını 2-3 yılda eskitip, yenilerini getiriyoruz.

Makine üreten ülkelerin ekonomisine katkı sağlıyoruz!

"Bugünden yarına olmaz" diyenleri duyar gibiyim.

Olur.

Yatırım malı üretimi:

Uçak üretmiş;

Uçak motoru üretmiş;

Otomobil üretmiş;

Kompozit üretmiş;

Günümüzde de bunların hepsini üretirim diyen gerçek üretici ve girişimciye sahip bir ülkede,

Bugünden yarına değil, sabahtan öğlene kadar olur.

Alışkanlık dedik ya geçtiğimiz hafta…

Bu da 'alışkanlık.'

Zor günleri seviyoruz biz.

2004 yılında yazmışım:

"Un üretimi için 1980'li yılların ortalarında başlayan yatırımlar, 1990'lı yılların başında plansız bir şekilde yoğunlaşınca atıl kapasite ortaya çıkmış ve un üreticileri kapasite kullanım oranını yüzde 10'lara kadar düşürmek zorunda kalmıştı.

İhracat da üretim artışını desteklemiyordu.

Pazar araştırıldı.

Libya ve Irak'ta çalışma başlatıldı.

2002 yılında ihracat 220 bin tona kadar çıkarıldı.

Un sanayicisi biraz nefes aldı.

Bu ihracatla, çantasını eline alıp yurtdışında ter dökmenin karşılığını alacağına inanan un sanayicileri daha sonra Uzakdoğu pazarını mesken tuttu.

Zordu.

'Navlun maliyetleri', 'pazara yabancılık' ama yılmadı.

Srilanka, Endonezya, Filipinler, Malezya hedef bölge şimdi.

Un ve Unlu Mamüller İhracatçı Birliği Başkanı Turgay Ünlü, "Sanayicilerimiz kararlı, bu pazarları kazanacağız.""

O günden bugüne 6-7 yıl geçti.

Geçtiğimiz gün Başkan Ünlü ile bir araya geldik.

"Ne oldu, o kadar emek, karşılığını alabildiniz mi?" dedik.

Yanıtladı:

"Un ihracatımız 200 bin tonlardan, 1 milyon 800 bin tonlara çıktı.

Endonezya, Filipinler ve Srilanka ihracatımızda ilk sıralara yükseldi.

Sırada Doğu ve Güney Afrika var.

2023 ihracat hedefinde üzerimize düşeni daha erken ve daha fazlasıyla gerçekleştireceğiz."

Çalışırsan oluyor.

Her şey 'arapsaçı' olsa da çalışan, kolaya kaçmayan o karmakarışık saça ipeksi görünüm kazandırabiliyor!

Dövize, altına, borsaya, ithalata, kolaycılığa bel bağlayanlar ise fiyatlar ve oranlar 'düşse' de 'çıksa' da bahane üretimine devam ediyor.

Tüm yazılarını göster