Almanya, Euro Bölgesi'nin en zayıf ekonomisine dönüşebilir

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Société Générale Strateji Uzmanı Albert Edwards, gelişen ekonomilerde yaşanan devalüasyon dalgası ile birlikte Almanya ekonomisinin, euro bölgesinin en zayıf ekonomisi konumuna gelebileceğini söylüyor. Edwards, "Alman sanayisi bir çok sektörde Japonya veya Güney Kore ile sıkı rekabet halinde. Yen'in ve diğer para birimlerinin euro karşısında değer kaybetmesi, Almanya için çok kötü olacak" diyor.

Albert Edwards, Société Générale'in Strateji Uzmanı. Genellikle karamsar öngörüleri ile tanınan bir isim. Edwards'ın şu sıralar endişe duyduğu konu, gelişen pazarlar ve Çin'de meydana gelebilecek devalüasyon dalgası. Bu dalganın yol açacağı risk ise, Avrupa'da deflasyonun daha belirginleşmesi ve resesyona geri dönüş. Edwards'ın öngörüsüne göre, Almanya, Euro bölgesinin en zayıf ekonomisi olma riski ile karşı karşıya.

Şubat ayı başında, "gelişen ekonomiler balonunun patlaması, ABD'nin subprime krizinden çok daha zorlu bir krizi beraberinde getirebilir" yorumunu yapan Edwards, bu yorumun satır aralarını ve Avrupa için neden bu kadar karamsar olduğunun nedenlerini Les Echos'ya anlatmış. 

Edwards, gelişen ekonomilere yatırımı tavsiye etmiyor. Bunun nedeni, bu ülkelerin dövizlerinin yüzde 20 oranında değer kaybedebileceğini düşünmesi. "Gelişen ekonomilerin durumu beni çok fazla endişelendirmiyor,  asıl sorun gelişen ekonomilerin yavaşlamasının ABD ve Avrupa üzerinde yaratacağı etki" diyen Edwards'ın yorumlarına bakalım:

Asya devalüasyona giderse, Brezilya dahil, yükselen ekonomiler de onu takip eder

"Gelişen ekonomiler 1990 sonlarında yaşadıkları krize oranla, bugün daha güçlü ve dirençliler; fakat artık çok daha büyük oldukları için, onların yavaşlaması, batıda çok daha fazla hasar yaratacak. Bir çok faktörün bir araya gelmesi, kritik durumların oluşmasına yol açar. Öncelikle ABD Merkez Bankası'nın sıkı para politikasına geçmesi bunlardan birisi. FED bunu her yaptığında, önemli bir kriz yaşanmıştır. Bu kez yaşanan sorun, son beş sene içinde batıda yaratılan likiditenin büyük ölçüde gelişen ekonomilere dağılmış olması. Bu para akışı bugün durdu. Fakat batıdan gelen likidite, bu ülkelerde çok fazla enflasyona yol açtı ve ülkelerin reel kur oranı rekabet gücünü kaybetti. Bunun sonucunda, gelişen ekonomiler, deflasyonist baskı ile mücadele için devalüasyona gitmek zorunda kaldılar. Gelişen ekonomiler ve Çin'in devalüasyona gideceğini düşünüyorum. Bu riski güçlendiren bir unsur daha var. Japonya iflas durumunda ve Yen'i devalüe etmeye karar verdi. Eğer FED, para politikasını yeniden sıkar, Japon para birimi değer kaybederse, Güney Kore ve Tayland para birimleri de onları izler. Sorun, ekonomik yavaşlamanın hammadde talebini etkileyecek olması. Eğer Asya devalüasyona giderse, Brezilya başta olmak üzere diğer yükselen ekonomiler de onu takip eder."

Asıl soru, gelişen ekonomilerin, devalüasyona ne kadar devam edeceği 

"Çin'de dev bir kredi balonu oluştu. Bu balon, ABD'yi etkileyen balondan daha büyük. Bu da üretim fazlasına yol açıyor. Yaşanan durumu düzeltmek kolay değil. Bu durum en çok gelişmiş ekonomiler için riskli: Anahtar soru, bu balonun ne zaman patlayacağı ve Çin başta olmak üzere, gelişen ülkelerde resesyon yaşanıp, yaşanmayacağı değil; asıl soru, gelişmekte olan ekonomilerin, devalüasyona nereye kadar devam edecekleri."

Avrupa için derin bir resesyon riski gündemde

"Bu durumdan ABD kötü etkilenebilir, çünkü büyüme ve enflasyon oranı Avrupa'dan yüksek durumda. Fakat derin bir resesyon riski Avrupa için daha yüksek. Almanya, en fazla etkilenecek ülke konumunda. Bu gelişmelerin sonunda Almanya ekonomisi, euro bölgesinin en zayıf ekonomisi konumuna gelebilir. Alman sanayisi bir çok sektörde Japonya veya Güney Kore ile sıkı rekabet halinde. Yen'in ve diğer para birimlerinin euro karşısında değer kaybetmesi, Almanya için çok kötü olacak. Hazırlanmakta olan kriz karşısında, Almanya'nın fiyat istikrarına dayalı para politikası ve güçlü para birimini yumuşatması gerekebilir. Klasik bir büyüme döngüsü yaşadıktan sonra, ABD şirketlerinin karlılık oranlarında duraklama izleniyor. Avrupa'da karlılıkta hafif bir hareketlenme var, ama durum kırılgan. Öte yandan, herkes sizin karşınızda devalüasyona giderse, sizin de karınız düşer. Güçlü döviz bölgesinde yaşamak için iyi bir zaman değil. Bu sırada, batı ekonomileri, kamu borcu sorununu da çözebilmiş değiller."

Tüm yazılarını göster