Alım tutarını artırmanın dövizdeki düşüşe çare olamayacağı anlaşıldı

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Merkez Bankası'nın 4 Ekim'den geçerli olmak üzere döviz alım ihalelerinde başlattığı yeni uygulamayla döviz kurlarındaki düşüşün duracağı umuluyordu. Ama beklenen olmadı. Hatta tam tersine, döviz alım tutarının artırılmasından sonra döviz daha da geriledi. Elbette dövizde bu dönemde yaşanan gerilemeyi tümüyle alım tutarının artırılmasına bağlamak doğru olmaz; ancak en azından alım tutarındaki artışın kur artışı sonucunu doğurmadığı ortada.

Öyle bir kısır döngüye girildi ki; "kur geriledikçe Merkez Bankası daha çok döviz alıyor, daha çok döviz alındıkça kur daha da geriliyor, kur daha da geriledikçe bu kez yeniden alıma yükleniliyor" ve bu döngüden çıkmak mümkün olmuyor. En azından şimdiye kadar mümkün olmadı.

Merkez Bankası 2 Ağustos'a kadar günlük 30 milyon artı 30 milyon da opsiyon hakkı olmak üzere toplam 60 milyon dolara kadar döviz alımı gerçekleştirdi. 3 Ağustos'tan geçerli olmak üzere döviz alım tutarı 40 milyon artı 40 milyon dolara çıkarıldı. Merkez Bankası dövizin düşük kalmasına yol açan politikalar izlemekle giderek daha fazla eleştirilmeye başlandı. Faiz düşürülüyordu; ama bu da çare olmuyordu. Merkez Bankası'nın döviz alımını daha da artırması, böylece döviz kurlarının artmasına katkıda bulunması isteniyordu.

Artırılan alım, çare olmadı

Her şey kağıt üstünde çok basit görünüyordu. Birincisi; Merkez Bankası faizi düşürecek, böylece Türkiye'deki faiz cazip olmaktan çıkacak, yabancı da Türkiye'ye daha az gelecekti. Merkez Bankası'nın, faizleri görülmedik ölçüde düşürmesi bile yabancıların Türkiye'ye olan ilgilerini sekteye uğratamadı. Türkiye'de negatife dönüşen reel faiz, yabancılar için halen çok iyi düzeydeydi çünkü. İkincisi ise; Merkez Bankası piyasadan daha çok döviz alacak, böyle yapınca da arzın üstünde bir döviz talebi doğacak ve kurlar yükselecekti. Bu beklenti de boş çıktı.

Merkez Bankası günlük 30 artı 30 milyon ve 40 artı 40 milyon döviz alımı gerçekleştirdiği 183 ihale yaptı. Bu ihalelerin her birinde ortalama 113 milyon dolarlık teklif geldi. 4-8 Ekim haftasında 300 milyon dolarlık, daha sonra ise haftalık 500 milyon dolara denk gelecek şekilde ek döviz alımları öngörüldü ve bu yeni uygulamayla birlikte teklifte müthiş bir artış yaşandı. Ek döviz alımı uygulamasına geçilmesiyle birlikte her bir ihalede gelen teklif 517 milyon dolara fırladı.

Bir teknik ayrıntıyı vurgulamakta yarar var. Aslında bir ihalede teklif edilen ve Merkez Bankası'nın alamadığı döviz, bir sonraki ihalede yine teklif konusu oluyordur. Dolayısıyla teklif konusu dövizleri toplamak teorik olarak bir mükerrerliğe işaret ediyordur. Ancak, bir fikir edinebilmek için bu yöntemi izlemek zorunlu. Hem ekimden önceki dönemi de aynı yöntemle hesapladığımızı belirtelim.

Teklifin dörtte biri alındı

Merkez Bankası ilk dokuz ay toplamında döviz ihalelerine gelen tekliflerin yüzde 44'ünü karşıladı. Ekim ayına gelindiğinde ise bu oran yüzde 25'e düştü. İhalelerde alınan döviz tutarı artmıştı artmasına ama, gelen teklif çok daha fazla artış göstermişti. Bu yüzden Merkez Bankası'nın teklife oranla alabildiği tutarın oranı yüzde 25'e geriledi.

Alım tutarının artışıyla alım oranının nasıl ters yönde geliştiğine bir örnek daha… 4-8 Ekim haftasında haftalık ek alım tutarı 300 milyon dolardı. Bu haftada alım oranı yüzde 26.5 oldu. 12 Ekim'den sonra ise haftalık bazda alım tutarı 500 milyon dolara çıkarıldı, ancak alım oranı biraz daha geriledi ve yüzde 24.3'e indi.

Alım yukarı, kur aşağı

Merkez Bankası, ek döviz alımı uygulamasından önceki dönemde her bir ihalede yaklaşık 50 milyon dolar aldı, ek döviz alımı uygulamasıyla birlikte ortalama 124 milyon dolarlık alım gerçekleştirdi. Teklifteki artışa paralel bir alım gerçekleştirilememişti; ancak yine de ortalama alım 50 milyon dolardan 124 milyon dolara çıkmıştı. Ne var ki, alım tutarındaki bu artış döviz kuruna hiç mi hiç yansımadı. Hatta tam tersine, aylık ortalama bazda bu yılın en düşük dolar kuru 1.4185 ile ekim ayında gerçekleşti. Aylık ortalama kur haziran ayında 1.5703 düzeyine kadar yükselmişti.

Doların ekim ayındaki gerilemesinde uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve dolar/euro paritesinde ortaya çıkan değişim elbette etkili oldu. Ancak, bizde kurları yukarı iteceği düşünülen döviz alımının artırılmasının da ters teptiği görüşü giderek daha çok taraftar bulmuyor değil. Merkez Bankası'nın döviz alımını artırması, "piyasada sağlam bir alıcı bulunduğu"nu gösteriyor ve bu da Türkiye'ye olan fon akışını ve Türk bankalarının sendikasyon kredisine olan yönelişini hızlandırıyor. Dolayısıyla, daha fazla döviz almaya dayalı operasyonlar, bir süre sonra daha fazla döviz girişinin temel etkeni haline dönüşebiliyor.

Haftalık alım tutarı hesabı

Bu arada Merkez Bankası'nın bir haftada en fazla ne kadar döviz alabileceğine ilişkin hesaplamalarda hata yapıldığı dikkat çekiyor. Bu hata, biraz da Merkez Bankası'nın ek alım tutarını haftanın beş işgününe bölüyor olmasına dayanan bir yanılsama.

Şimdiye kadar haftalık ek alım tutarı, hep işgünü sayısına bölündü. Ancak Merkez Bankası, bu tutarı ikiye de bölebilir, her gün için ayrı tutarlar da belirleyebilir, hatta bu tutarın hepsini bir günde de alabilir. Çünkü Merkez Bankası'nın "ek alım tutarı haftanın günlerine eşit bölünür" diye bir açıklaması ya da taahhüdü yok.  

 Merkez Bankası haftalık ek alım tutarını 500 milyon dolar olarak açıklamış olsun. Genellikle şöyle bir hesaplama yöntemi izleniyor: "Her gün için 100 milyon dolarlık ek alım, 40 milyon dolarlık normal alım, dolayısıyla günlük 140 olmak üzere haftalık en fazla 700 milyon dolarlık alım yapılacak."

Peki, Merkez Bankası 500 milyon doların hepsini bir günde alırsa ne olacak? Bu konuda bir engel yok çünkü. Diyelim pazartesi günü 500 milyon artı 40 milyon alındı. Kalan günlerde 40 artı 40 opsiyon olmak üzere 320 milyon alınabilir. Böylece haftalık tutar 860 milyon dolara kadar çıkabilir. Teoride de olsa, haftalık alım tutarının böylesine bir düzeye çıkma olasılığı bulunuyor. Ama Merkez Bankası piyasayı şaşırtmamayı tercih etti ve ek tutarı hep beşe bölerek alım yaptı, bundan sonra da böyle devam edileceği kanısı yaygın. Ama kağıt üstünde, bir haftada daha fazla döviz almanın mümkün olduğunu bilmekte yarar var. 

Döviz ihaleleri (Milyon dolar) 
      Alınan/ Her bir ihalede Ortalama
  Teklif Alınan Teklif (%) Teklif Alınan Dolar Kuru
Ocak 2.011 830 41,3 106 44 1,4663
Şubat 2.328 951 40,9 123 50 1,5056
Mart 2.543 1.087 42,7 111 47 1,5283
Nisan 2.286 978 42,8 114 49 1,4879
Mayıs 1.892 936 49,5 100 49 1,5348
Haziran 2.583 1.009 39,0 117 46 1,5703
Temmuz 2.365 991 41,9 113 47 1,5363
Ağustos 2.465 1.143 46,4 117 54 1,5016
Eylül 2.108 1.089 51,7 117 61 1,4889
Ekim 8.903 2.220 24,9 495 123 1,4185
(1 Ekim) 113 40 35,4 113 40  
(4-8 Ekim) 1.888 500 26,5 378 100  
(12-27 Ekim) 6.902 1.680 24,3 575 140  
4 Ekim'den itibaren ek alım uygulaması başladı. 4-8 Ekim'de haftalık 300,   
sonrasında haftalık 500 milyon dolara denk gelen alımlar yapıldı.  
Tüm yazılarını göster