Son dönemde âdet olduğu üzere, Turkcell Süper Lig'e arayı yine bir Trabzonspor - Fenerbahçe maçıyla veriyoruz. "Taze kan" deyimini birebir karşılar biçimde Trabzonspor'un başına geçen Şenol Güneş, geldiği günden bu yana bordo-mavili takım adına olumlu işler yaptı. Kamuoyunu halen meşgul etmekte olan birtakım haberlerin yarattığı çalkantılara ve takımdaki düşüşe aynı zamanda çare aramak durumunda kalan Fenerbahçe de Ankaragücü galibiyetiyle biraz olsun kendine geldi. "Trabzonspor - Fenerbahçe maçı derbi midir, değil midir?" sorusuna hiç yüz vermeden bu büyük maçın analizine geçersek, sonuç üzerinde yapılabilecek bir fikir jimnastiğinde "moral motivasyon" kavramının önemli yer tuttuğunu görürüz. Fenerbahçe'nin büyük maçlara peşin favori ilan edilebilecek kadar iyi motive olduğunu unutmamak lazım. Son yıllarda kriz durumunda yakalandığı derbilerin neredeyse tamamında sahadan iyi sonuçla ayrılarak bir anlamda krizi de yenmeyi başaran sarı-lacivertliler, bu kez de aynı başarıyı göstermeye çalışacak. Futbolcuların özel hayatı etrafında şekillenen skandal haberler, dış kaynaklı şike/bahis dosyaları, hakem hataları ve Aziz Yıldırım'ın son çıkışıyla birlikte sarı-lacivertli camia adeta bir cendereye hapsolmuş durumda. İlk yarı Trabzonspor mağlubiyeti ve zirveden uzaklaşmayla kapanacak olursa, Fenerbahçe için "devre arası rehabilitasyonu" söz konusu olmayacaktır. Bu nedenle, Trabzonspor maçı özelinde birtakım problemlerin dondurulacağı ya da rafa kaldırılacağını ve birlik beraberlik ortamının sağlanacağını düşünüyorum. Şenol Güneş'in işbaşı yapmasıyla gözle görülür bir ivme yakalayan Trabzonspor için de aslında durum çok farklı değil. Zirvedeki takımların puan kaybı yaşadığı haftaları iyi değerlendiren bordo-mavili ekip Fenerbahçe'yi yenerse kafalardaki psikolojik puan barajını da aşacak ve tam anlamıyla "zirve ortağı" olacak. Fenerbahçe maçı öncesinde futbolcuların alacaklarının ödeneceğinin açıklanması, yönetimin de benzer bir bakış açısına sahip olduğunu gösteriyor. Görüldüğü gibi salt moral değerler açısından bakıldığında bile "kaybeden çok şey kaybeder" psikolojisinin maça hâkim olması muhtemel. Bu nedenle maçta zaman zaman gerilimin yükselmesi beklenebilir. Bülent Yıldırım'ın kart standardını tutturması önemli.
Taktik bakımdan iki takımın yerleşim benzerlikleri gösterdiğini belirtelim. Bilhassa Şenol Güneş ile birlikte tek santrfor Umut'un arkasına Alanzino'yu atıp, üçlü orta alan yapılanmasındakinin (Hugo Broos dönemi) aksine takım savunmasını kanatlara yaymaya gayret eden Trabzonspor, bu haliyle Fenerbahçe'nin uzun zamandır uyguladığı 4-4-1-1 sistemini benimsemiş durumda. Kadro istikrarının yakalanması da avantaj. Sarı-lacivertli takımda Alex, hücum organizasyonlarının yükünü çoğu zaman tek başına omuzlarken Trabzonspor'da bu iş ön libero özelliklerinden çok orta alan vasıflarıyla dikkat çeken Colman - Selçuk ikilisinin becerilerine kalıyor. Çünkü Alanzinho da klasik bir "playmaker" gibi oynamıyor. Brezilyalı yıldız daha çok "penetran ikinci forvet" rolünü benimsiyor. Görüldüğü gibi Trabzonspor'da sistem çeşitli ayaklar üzerine dengeli dağıtılmaya çalışılırken, Fenerbahçe'de Alex bir kaide misali akınların gol bölgelerine yönelmesinde tek seçenek. Bu sebeple bazı teknik adamların Alex üzerinde adam markajını tercih etmeleri de maçların kaderini belirliyor. Şenol Güneş'in böyle bir tercihte bulunacağını varsaysak bile alışılagelmiş on birde Alex'e etkin adam markajı yapabilecek futbolcuların sayısı sınırlı. Ancak Serkan Balcı'nın ön libero bölgesine çekilmesi bu yönde bir açılım olarak kabul edilebilir. Kanatlarda Gökhan - Topuz, Santos - Vederson'a karşı Ömer - Serkan ve Cale - Gabric ikilileri var ki, oyunun kanatlarda kilitlenip akınların göbeğe kayacağını bugünden söyleyebiliriz. Bu durumda da Alex'i şimdiden iyi ya da kötü performansıyla maçın adamı ilan etmek mümkün. Mevkidaşı Alanzinho da süratiyle tek hamleli Fenerbahçe tandemine sorun çıkartabilir. Gollü bir maç bekliyorum.
Beşiktaş - Bursaspor
Tarih: 18.12.2009 Saat: 20.00
Stat: İnönü Stadı
Maç günü hava: Sağanak yağışlı, 11°C
Beşiktaş'ın son iki haftada sergilediği performansı beğenmek mümkün değil. Siyah-beyazlı takım bu maçlarda kondisyon açısından da geriye giden bir görüntü çizdi. Bobo'nun sakatlığı dolayısıyla antrenmanları aksatması, Nobre ve Nihat'ın formsuz olduğu bu dönemde büyük sorun. Bursaspor'da Ivan Ergic sakatlığını atlatarak takıma döndü. Yeşil-beyazlılar bu haftaya kadar deplasmanlarda sadece Eskişehirspor ve Kayserispor'a kaybettiler. Beşiktaş karşısında önce 0-0'ı garantiye almaya çalışacaklardır. Takım savunmasını oturtmuş Bursaspor'u geçmek Beşiktaş için hiç kolay olmayacak. Ufukta puan kaybı gözüküyor.
Galatasaray - Gençlerbirliği
Tarih: 19.12.2009 Saat: 20.00
Stat: Ali Sami Yen Stadı
Maç günü hava: Çok bulutlu, 6°C
Galatasaray Sturm Graz'a kaybetti, ancak bu maçta as kadrosunun büyük bölümünü dinlendirdi. Ayrıca grup birinciliğinin de garanti olmasıyla Gençlerbirliği maçına moral ya da kondisyon anlamında herhangi bir negatif etki olmayacağını söyleyelim. Ankara ekibinde savunmanın önemli isimleri İlhan ve Radeljic cezalı. Bu sebeple savunmada büyük sıkıntı yaşanacaktır. Sarı-kırmızılı ekibin de en güçlü yönü "hücum gücü" olduğuna göre kırmızı-siyahlıların Galatasaray forvetlerini durdurmakta epey zorlanacağı söylenebilir. Gençlerbirliği ileri uçta Kahe'yi kullanmadığında kontratağa daha yatkın bir ekip oluyor, ancak bu potansiyel tehlikeye rağmen 3 puan Galatasaray'a yakın.
Kayserispor - Antalyaspor
Tarih: 19.12.2009 Saat: 13.30
Stat: Kadir Has Stadı
Maç günü hava: Sağanak yağışlı, 9°C
Lig lideri Kayserispor, İ.B. Belediyespor engelini geçerken soğukkanlı görüntüsüyle de beğeni topladı. 17. haftaya kadar evinde yenilmeyen sarı-kırmızılı ekip, bu 8 maçta kalesinde yalnızca 2 gol gördü. Bu tabloya Antalyaspor'un deplasman karnesindeki kırıkları da eklediğimizde 3 puan için ibrenin lidere döndüğünü görüyoruz. Kırmızı-beyazlılar için tek şans, skor avantajını ele geçirdikten sonra Necati ve Ali Zitouni gibi hızlı forvetleriyle rakip defansı tehdit etmek. Bu maçta Antalyaspor'un puan almak için minimum 2 gole ihtiyacı var. Bu sebeple Kayserispor'un ligin ilk yarısını lider bitirme ihtimali yüksek.
Gaziantepspor - Denizlispor
Tarih: 19.12.2009 Saat: 13.30
Stat: Kamil Ocak Stadı
Maç günü hava: Parçalı bulutlu, 12°C
Her iki takım için de bu maçtan alınacak 3 puan büyük öneme sahip. Gaziantepspor, bekleneni veremediği ilk yarıyı galibiyetle kapatmak isterken Denizlispor ligin ikinci yarısında alt sıralardan kurtulabilmenin hesapları içinde. Yeşil-siyahlı Ege temsilcisi bugüne kadar deplasmanlarda sergilemiş olduğu futbolla bu karşılaşma için hiç mi hiç ümit vaat etmiyor. Hakan Kutlu'nun hafta içinde yaptığı açıklamalar, rotanın çoktan transfere çevrildiğini belli ediyor. Her iki takımın da gol ayakları son haftalarda suskun. Maç günü golcüleri formda görünen taraf 3 puanı alacaktır. Gaziantepspor galibiyet için çok şanslı.
Eskişehirspor - Diyarbakırspor
Tarih: 19.12.2009 Saat: 13.30
Stat: Atatürk Stadı
Maç günü hava: Sağanak yağışlı, 3°C
Eskişehirspor'da eksik futbolcuların yarattığı sıkıntı devam ediyor. Rıza Çalımbay bu hafta 14 futbolcuyla çalışmak durumunda kaldı. Bu durum şüphesiz maç sonucu üzerinde etkili olacaktır. Diyarbakırspor'da Bassim ve Tolga'nın eksikliği önemli ancak Eskişehirspor'un cezayı kesebilecek oyuncusu Youla çok formsuz. Mevcut şartlar altında iki takımın da defansif tedbirlere ağırlık vermesi beklenebilir. Çünkü ilk golü kalesinde gören taraf maçı çevirme konusunda oldukça zorlanacaktır. Yaşadığı maddi problemlere rağmen son derece dirençli bir görüntü veren Diyarbakırspor, evinde kolay puan vermeyen kırmızı-siyahlıların zaaflarından yararlanabilir. Bu maçta beraberlik ihtimali var.
Kasımpaşa - Manisaspor
Tarih: 19.12.2009 Saat: 13.30
Stat: R.T. Erdoğan Stadı
Maç günü hava: Çok bulutlu, 6°C
Gol kısırlığı çekilmesi muhtemel bir karşılaşma. Önemli sonuçlara imza atan Kasımpaşa'da en önemli gol silahı Cenk İşler cezalı. Manisaspor da takımın en skorer oyuncularından Josh Simpson'dan yoksun olacak. Ayrıca Ege temsilcisi 8 deplasman maçında 9 gol atabildi. Maç başına yaklaşık 18 faul yapan Manisaspor takımı, bu sezon 38 sarı - 2 kırmızı kart gördü. Yılmaz Vural ile "ısıran takım" hüviyetine bürünen Kasımpaşa da sertliğe sertlik ile karşılık verebilir. Açıkçası Deniz Çoban'a bu maçta çok iş düşebilir. Alt sıralardan kurtulmayı amaçlayan bu iki takımın mücadelesinde beraberlik ihtimali öncelikli düşünülmeli.
Ankaragücü - Sivasspor
Tarih: 19.12.2009 Saat: 16.00
Stat: 19 Mayıs Stadı
Maç günü hava: Sağanak yağışlı, 5°C
Fenerbahçe önünde göz doldurmasına rağmen puan alamayan Ankaragücü'nde orta alanın yükünü çeken oyunculardan Hürriyet cezalı. Sivasspor da etkili oyuncusu Musa'yı oynatamayacak. Kırmızı-beyazlılar, Eskişehirspor karşısında aldığı 3 puan ile moral buldu. Bu karşılaşmaya da var güçleriyle asılacaklardır. Ev sahibi sıfatıyla oynadığı 7 maçta sadece 1 mağlubiyet alan Ankara ekibi de kolay kolay teslim olmaz. Bu şartlar altında oynanacak müsabakadan gollü bir beraberlik çıkması ihtimali var. Son maçlarında formda görüntü veren Erman Kılıç ve Vassell takımları adına etkili olabilirler.
HAFTANIN HAKEMLERİ
18 Aralık 2009 Cuma
20.00 Beşiktaş - Bursaspor Tolga ÖZKALFA
19 Aralık 2009 Cumartesi
13.30 Gaziantepspor - Denizlispor Özgür YANKAYA
13.30 Eskişehirspor - Diyarbakırspor İlker MERAL
13.30 Kasımpaşa - Manisaspor Deniz ÇOBAN
13.30 Kayserispor - Antalyaspor Yunus YILDIRIM
16.00 Ankaragücü - Sivasspor Abdullah YILMAZ
20.00 Galatasaray - Gençlerbirliği Kuddusi MÜFTÜOĞLU
20 Aralık 2009 Pazar
20.00 Trabzonspor - Fenerbahçe Bülent YILDIRIM
HAFTAYA BAKIŞ
Ceza tahtası
Sarı kart cezalıları: Hürriyet Güçer (Ankaragücü), Ertuğrul Arslan (Antalyaspor), Tolga Doğantez (Diyarbakırspor), Roberto Carlos (Fenerbahçe), İlhan Eker (Gençlerbirliği), Ivan Radeljic (Gençlerbirliği), Gökhan Süzen (İ.B. Belediyespor), Josh Simpson (Manisaspor), Musa Aydın (Sivasspor).
Kırmızı kart cezalıları: Bassim Abbas (Diyarbakırspor), Roberto Barbosa (İ.B. Belediyespor), Cenk İşler (Kasımpaşa).
HAFTANIN MAÇI
Trabzonspor - Fenerbahçe
Tarih: 20.12.2009 Saat: 20.00
Stat: H. Avni Aker Stadı
Maç günü hava: Parçalı bulutlu, 15°C