Aklın yolu bir!

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın açıkladığı orta vadeli program çerçevesinde öngörülen yeni hedefleri genel olarak gerçekçi bulduğumuzu belirtelim. Ve bizi, başta büyüme olmak üzere bazı makro göstergeler konusunda tahmin yaparken kötümser olmakla eleştirenlerin, Babacan tarafından açıklanan tahminler karşısında ne düşündüklerini merak ettiğimizi de vurgulayalım.

Ali Babacan'ın orta vadeli program çerçevesinde açıkladığı veriler arasında en dikkati çekenler, hiç kuşku yok ki GSYH'de beklenen daralma ve bütçede öngörülen açık. Nisan ayında açıklanan katılım öncesi ekonomik programda 2009 için yüzde 3.6'ya revize edilen küçülme, bu kez yüzde 6 olarak değiştirildi. Bu, hükümetin belirleyebileceği "en makul" oran sayılmalı. Gerçekleşme daha yüksek olacak, bu kaçınılmaz görünüyor; ama doğrusu hükümetten de yüzde 6'nın üstünde bir oran beklemek hayalcilik olurdu.

Birkaç kez yazdık; ilk yarıda yüzde 10.6 daralan ekonomi, yılın ikinci yarısında artık küçülmese bile, 2009 yılını yüzde 5.2 düzeyinde bir daralmayla kapatacağız. Kaldı ki, üçüncü çeyrekte de daralma kaçınılmaz, belki son çeyrekte artıya geçebileceğiz. Nitekim Ali Babacan da, son çeyrekte pozitif büyüme görülebileceğini, ancak bunun garanti olmadığını söyledi. Yine geçtiğimiz günlerde basit bir varsayımda bulunmuş ve üçüncü çeyrekte yüzde 3.5 küçülme olduğu, son çeyrekte ise küçülme ya da büyüme yaşanmadığı takdirde, yılın tümündeki daralmanın yüzde 6.1'e ulaşacağını yazmıştık. Anlaşılan hükümet de, üçüncü çeyrekte yüzde 3.5 dolayında bir gerileme bekliyor, son çeyreğin artı ya da eksi sıfıra yakın bir oranla geçileceğini tahmin ediyor olmalı ki, yılın tümü için yüzde 6'lık bir daralma öngörüyor.

Yüzde 6 için, "hükümetin öngörebileceği en makul oran" değerlendirmesinde bulunduk. Ancak gerçekleşmeyi bu düzeyde tutmanın pek mümkün görünmediğini belirtelim. 1 Temmuz'da dile getirdiğimiz gibi küçülmenin yüzde 7'ye doğru uzanacağı yolundaki görüşümüzü koruduğumuzu bir kez daha vurgulayalım.

Ekonominin bu yıl yüzde 6 daraldıktan sonra gelecek yıl yüzde 3.5, sonraki yıllarda da yüzde 4 ve yüzde 5 büyümesi öngörülüyor. Doğrusu, 2009'da yüzde 6 daralma ve 2010'da yüzde 3.5 büyüme öngörüsünden yola çıkarak ve bu iki oranı toplayarak "bu kriz döneminde yüzde 9.5'luk iyileşme nasıl sağlanacak" diye düşünmenin ve bunu Babacan'a yönelik bir soru haline getirmenin hangi mantığın eseri olduğunu çok merak ettiğimizi vurgulamadan geçemeyeceğiz.

Bütçe açığı, Ali Babacan'ın açıkladığı revize veriler içinde bir diğer gerçekçi, hatta GSYH'den bile daha gerçekçi bir büyüklük. Bütçenin bu yılı 62.8 milyar lira açıkla kapatacağı, açığın gelecek yıl 50, 2011'de 45.1, 2012'de ise 39.1 milyara ineceği öngörülüyor. Ayrıca, bu yıl faiz dışı dengede 21 milyar liralık bir açık bekleniyor. Bu arada yapılan hesaplamalar, bu yıl cari fiyatlarla GSYH'nin 951.5 milyar lira düzeyinde beklendiğini gösteriyor. GSYH, cari fiyatlarla geçen yıl da 950.1 milyar lira olarak gerçekleşmişti. Rakamlar, bu yıl cari büyümenin bile gerçekleşmeyeceğini gösteriyor.

Baştaki görüşümüzü bir kez daha dile getirelim. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan tarafından açıklanan orta vadeli program, olabilecek en gerçekçi program görünümündedir. Programın, kamuoyunun dudak bükeceği ve kesinlikle gerçekleşmez, diye niteleyeceği büyüklüklerle açıklanması hatasına düşülmemiş olması önemlidir.

Tüm yazılarını göster