Akbank "sendikasyon"dan "tahvil"e geçti

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Akbank , yurtdışında 5 yıl vadeli tahvil sattı.

Bankaların ana işlevi halkın ve kurumların birikimlerini toplamak, sonra bu birikimlerde oluşan kaynağı kredi olarak kişi ve kurumlara kullandırmaktır.

Bankalar mevduat kaynağı ile yetinmezler. Bu kaynağı büyütmek için, belli ölçüde Merkez Bankası ile yurt içindeki diğer bankalardan ve değişik borçlanma araçları ile yurt içinden ve dışından para bulurlar.

Bankaların yurt dışından borçlanmada en fazla kullandıkları araç "Sendikasyon Kredileri"dir. Bir bankanın kaptanlığında değişik bankaların ve fonların katkısı ile gerçekleştirilebilen ve genelde 1 yıl vadeli olan bu tür borçlanma şeklinde, bankalar kredileri her yıl yenilemek zorunda kalır.

Sendikasyon kredisinde 1 yıllık vade kısa vadedir ama, unutulmasın ki bankalarımızda Türk Lirası mevduat hesaplarında ortalama vade 30 gün, döviz mevduatında 45 gündür.

Bankalarımız bu kadar kısa vadeli fonlara dayalı olarak orta ve uzun vadeli kredi kullandırmak zorunda kalmaktadır. Genelde mevduat ve kredinin vadeleri arasındaki bu uyumsuzluk bankalar için risk oluşturmaktadır. Fakat geçmişte mevduat sahiplerinin bankalardaki mevduat hesaplarının büyük dalgalanmalar göstermemesi, riski azaltıcı bir faktör olarak kabul edilmektedir.

Akbank'ın sendikasyon yoluyla 1 yıl vade ile dış kaynak kullanmak yerine, 5 yıl vadeli tahvil ihracı Türk bankaları için yeni bir kapı açmaktadır.

Bankanın 5 yıl vadeli 1 milyar dolarlık tahvil ihracı ile sağlayacağı kaynak, bankanın kısa vadeli mevduat kaynağının kalitesini yükseltecektir..

Akbank'ın 5 yıllık tahvil ihracının yurt dışı piyasalarda ilgi ile karşılandığı, 1 milyar dolarlık tahvile 3 milyar dolarlık talep olduğu belirtilmektedir.

İngiltere'de yayınlanan International Finance Review (17 Temmuz 2010) bu tahvil ihracını "Akbank makes history" başlığı ile değerlendirmiştir.

J.P.Morgan'ın Akbank'ın tahvil ihracı ile ilgili açıklamasına göre, dolar üzerinden çıkarılan tahvilin kupon faizi yüzde 5.125, getirisi yüzde 5.256 dır.

J.P.Morgan'ın bülteninde (15 Temmuz 2010) bu tahvil satışının Türkiye için önemi özetlenmektedir. Denilmektedir ki,

Bu tahvil satışı, Türk piyasasınının kapısını, uzun vadeli yatırımcılara açmaktadır.

Bu tahvil satışı Türkiye'de finansal kurumların ek teminat vermeden yaptıkları en büyük borçlanmadır.

Bu tahvil satışı Türk finans kuruluşlarının en düşük faiz oranı ile gerçekleştirdikleri borçlanmayı ifade etmektedir.

J.P.Morgan'ın açıklamasına göre, tahvillerin yüzde 45'ini ABD, yüzde 24'ünü İngiliz, yüzde 17'sini Avrupa'daki, yüzde 9'unu İsviçre finans kuruluşları satın almıştır.

Tahvillerin yüzde 56'sı fonlar, yüzde 18'i hedge fonlar, yüzde 11'i özel bankalar, yüzde 7'si sigorta şirketlerince satın alınmıştır.

Akbank'ın açtığı kapıdan bundan sonra diğer bankalarımızın da bu piyasaya girmesi beklenmelidir.

Tüm yazılarını göster