Ahlak zabıtalarının esiri olmaktan korkuyorum

İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Etrafımızda büyük olaylar cereyan ediyor. Amerikan Temsilciler Meclisi'nde Ermeni tasarısı bir oy farkla kabul edildi. Amerika'yla ilişkiler sarsılabilir. Balyoz harekatı yürüyor. Yeni dalga gelecek mi? Enflasyon yüksek çıktı, Merkez Bankası'nın faiz indirimi politikası nasıl etkilenir? Biz bu önemli işlerle uğraşalım, etrafımızda bir ahlak zabıtalığı olgusu her geçen gün güçleniyor.

Projeyi RTÜK başkanımız geleneksel aile terbiyemize uymayan filmlere kayıtlar getireceklerini müjdeleyerek açtı. Ben geleneksel aile terbiyemizin ne olduğunu RTÜK başkanı kadar iyi bilmiyorum. Mesela Anadolu'nun birçok yerinde kardeş çocuklarının evlendirilmesi olağandır. Bu sistemin ülkemizdeki sakat doğumların başlıca nedenleri arasında bulunduğu biliniyor. Benim yetiştiğim geleneksel terbiye ortamındaysa, kardeş çocukları kardeş bilinir. Onlarla evlilik düşünülemez. Acaba bunlardan hangisi geleneksel aile terbiyesidir? Bazı aileler kız çocuklarını okutmamayı, on sekiz yaşını dahi idrak etmeden baş göz etmeyi tercih ediyor, diğerleri kız çocukların da okuması ve iş sahibi olmasının iyi olduğunu düşünüyorlar. Bunlardan hangisi sizce geleneksel terbiyemize uygun? Bazıları kadınların dövülebileceğini söylüyor, düşüncelerini uygulamaya geçiriyorlar, bazıları bu günahtır diyorlar. Hangisi geleneksel aile terbiyemizle daha fazla bağdaşır dersiniz? Bu soruların hepsine RTÜK başkanı ve bendeniz farklı cevaplar verebiliriz, ama herhalde birimizin görüşünün üstün olduğunu söyleyerek diğerini baskı altına almasının düşünülmemesi gerekir.

Aslında hepimiz biliyoruz, RTÜK başkanını rahatsız eden konu televizyonlarda cinselliği işleyen filmler, diziler. Topluma ahlaki bakımdan denetlenmiş cici programlar sunmak isteyen sosyal muhafazakarların, yasaklamak istedikleri konuların yabancısı olduklarını sanmıyorum. Ancak çoğu kapalı ortamlarda ve çevrenin sosyal denetimi altında yetiştiğinden, her şeyin yapılabileceğini, ama yakalanmamak gerektiğini düşünür, umumi ortamlarda yüksek ahlaki değerleri savunurlar. Yoksa, seyirciye sınırsız tercih sunulduğu, herkesin istediği programı seyredebileceği ortamlarda, kimse onaylamadığı programı seyretmek mecburiyetinde olmadığından, bu denetleme hevesine neden gerek görüldüğünü anlamak mümkün değildir.

RTÜK başkanından birkaç gün sonra kadın ve aile işlerinden sorumlu devlet bakanımız, insanların daha erken evlenmesini kolaylaştıracak önlemler üzerinde çalıştıklarını açıkladı. İnsanlar evlenmek istiyorlarsa, onların evlenmesini kolaylaştırmak sosyal devlete düşen bir işlev olarak görülebilir ama ne zaman evleneceklerine devletin karışmasının gereği yoktur. Sanıyorum, öneri sahipleri, insanlar erken evlenmezlerse ahlak yolundan çıkarlar türünden bir zihniyetle hareket ediyor.

Son olayımız Mardin'den. Devlet terbiyesi konusunda nasipsiz bir milletvekili, Artuklu Üniversitesi için yapılan bir kabulde şarap servisi yapıldığı için vali beyi azarlamış. Milletvekilinin içki içmemesi şahsi tercihidir. Evindeki davetlerde içki ikram etmeyebilir. Ama bir üniversitenin ne ikram edeceğine karışarak şov yapmak üstüne vazife değildir. Dilerim başbakanımız kendisini bir güzel azarlar .

Biz büyük meselelerle uğraşırken, bireysel tercihe bırakılacak konuları kamu adına düzenlemeye dönük bir taassup dalgası aldı başını gidiyor. Özgürleşmeyi beklerken, toplumsal ahlak zabıtalarının esiri olmaktan korkuyorum.

Tüm yazılarını göster