Açılım süreci şimdilik ilerliyor

İlter TURAN SİYASET PENCERESİ dunyaweb@dunya.com

Amerika'nın seçkin bir üniversitesinde hocalık yapan bir dostum konferans turnelerine çıkmaya düşkündü. Seyahate çıkarken bir konu bulur, fazla hazırlanmaz, ilk gittiği yerde parlak denilemeyecek bir sunuş yapar, kendisine yöneltilen soruları ve görüşleri dikkatle not eder, bir sonraki sunuşunda onlardan yararlanır, daha başarılı olurdu. Aynı işlemi birkaç defa tekrarladığında, oldukça iyi bir makale taslağının çatısı ortaya çıkardı. Ertesi yıl bakarsınız, meslektaşımız, itibarlı bir meslek dergisinde derli toplu bir makale yayınlamış.

Hükümetimizin Kürt açılımını gündemin merkezine oturttuğu şu günlerde Amerikalı meslektaşımı anmam boşuna değil. Yanılmıyorsam, hükümetimiz benzeri bir yöntem izliyor. Muhalefetimiz, "Tekliflerini getirsinler, görelim" türünden kendini ağıra satan yaklaşımlarla vakit kaybederken, İçişleri Bakanımız muhtelif toplum kesimlerinin temsilcileriyle, sivil toplum kuruluşlarının önderleriyle, bazı basın mensuplarıyla, sendikacılarla vs. görüşmeler yapıyor. Diğer yandan, bazı DTP'li temsilciler, kimi düşünür ve yazarlar, akademisyenler, birtakım istekler sıralıyorlar, Öcalan bile tartışmaya dolaylı olarak katılıyor.

Bu süreçten nasıl bir sonuç bekleyebiliriz? Belki en önemli sonuç, konunun toplumun her kesimince tartışılıyor olmasıdır. Konunun konuşulması tabu olmaktan çıktı, tabii oldu. Herkes konuya ilişkin kendi düşüncesini söyleyip, hissiyatını dile getirirken, nelerin istendiği, nelerin beklendiği belirginleşiyor, böylece bekleyişlere karşı toplumun farklı kesimlerinin tepkileri de ölçülmüş oluyor. Hangi taleplerin gerçekçi, hangilerinin kabulünün mümkün olmadığı daha iyi anlaşılıyor. Kimlerin aşırı ve uzlaşmaktan uzak, kimlerin sorunun teşhisi ve tedavisine taraftar olduğu ortaya çıkıyor. Kısaca ifade edilirse, çözümün hangi sınırlar içinde tasarlanması, hangi tedbirlere kimlerin nasıl tepkiler vereceğini kestirmek kolaylaşıyor.

Siyasetçinin işi, birbirinden farklı şeyler isteyen ve bekleyen toplum kesimlerinin eğilim ve tercihlerini gözeterek, toplumsal sorunlara çözüm üretmektir. Kürt sorunu gibi karmaşık, duygusal unsurların önemli yer tuttuğu, kimin muhatap alınacağının kestirilemediği, "Beni muhatap alın" diyen bazılarının muhatap alınmasının olanak dışı olduğu bir ortamda kimseyi tamamen memnun etmeyecek ama çoğunluğun kabul edilebilir bulduğu bir çözüm nasıl üretilecektir? Bu açıdan bakılacak olursa, galiba hükümetimiz en makul olan yolu izliyor. İçişleri Bakanı'nın temaslarını, başbakanın beyanlarını, hatta MGK kararlarını bu açıdan değerlendirmek gerek. Kısacası, Kürt açılımının içi henüz dolu değil, muhtemelen kesinleşmiş bir plan yok ama yapılanlar böyle bir planın oluşması için yaşanması gereken bir süreç. Plan bilahare şekillenecek.

Ülkemizde şu anda olumlu bir hava esiyor. Bir şeyler yapılacağına dair bir bekleyiş oluştu. Hükümetimizin bu bekleyişe cevap verememesi büyük bir hayal kırıklığı doğuracaktır. Yaygın destek bulan bir çözümü başarması ise gücünü perçinleyecektir. Konuya kayıtsız bir yaklaşım sergilemesi, işi "Hele bakalım bir anlatsınlar da düşünürüz" havalarında götürmesi, sonuç ne olursa olsun, ana muhalefeti zayıflatacaktır. Bilmiyorum bunu farkındalar mı? Açılım süreci şimdilik ilerliyor gözükmektedir.

Tüm yazılarını göster