Acentelere bir dokun bin ah işit

Can KANTAR SEKTÖRÜN İÇİNDEN cankantar@gmail.com

Geçtiğimiz hafta yazdığım noterlerle ilgili yazıma bir çok kesimden değişik tepkiler geldi. Öncelikle şunu söyleyeyim acentelerin bazılarının bu uygulamadan henüz haberleri bile yok. "Bu işin takipçisi kimse Allah ondan razı olsun" diyenlerden, "Yeter artık herkes bizi yolmaktan vazgeçsin" diyenlere kadar birçok elektronik posta aldım. Diğer taraftan noterlerden de birçok tepki aldım.

Öncelikle şunu söylemeliyim. Acenteler zor durumda bir de bu işlere para verirlerse yandılar diyorum. Bu arada bana ulaşan acenteler çok dertli. Bırakın noterlerin aldıkları paraları, acenteler nasıl ayakta kalacaklarının derdindeler… Hâlâ fiziki şart kabusu tepelerinde celladın kılıcı gibi sallanıp duruyor. Herkes kriz ortamında ofislerini birleştirerek giderlerini azaltmaya çalışırlarken, acentelere bunun tam tersini yaptırıyoruz. Bir okuyucum bir sene önce bir iki acente olarak bir araya gelip on binlerce lira harcayarak dekore ettikleri ofislerini ayırmayı içlerine sindiremediklerini söylüyorlar. Bu arada "Bu iş acenteleri ortadan kaldırmak için brokerlerin bir oyunudur" diyenlere bile rastladım.

"Acente miyiz, kuyumcu muyuz?"

Diğer taraftan bütün acenteler giriş kat ofis arama peşindeler. Bir apartmanın üst katlarında bu işi yapamayacakları kesin. Öncelikli olarak apartman sakinlerini ikna etmeleri gerekecek, sonrasında da belediyelerin yolunu tutacaklar. Başka hiçbir meslek grubundan istenmezken sigorta acentelerinden yangın merdiveninden tutun da daha birçok şart isteniyor. Anlayacağınız yeni sigortalı peşinde koşacaklarına belediye yetkililerinin peşinde koşuyor sigorta acenteleri. Bir acente dostum "Can Bey, 5 sigorta şirketinin acenteliğini yapıyorum, 10.000 TL notere, Ticaret Odası'na aidatlarımızı ödüyoruz, bir de TOBB'un SAİK'sine para ödeyeceğiz, belediyelerde sürünüyoruz oralarda bir sürü masrafımız oluyor, daha başka para isteyen varsa verelim. Sigorta acentelerini kuyumcularla karıştırıyorlar sanırım. Biz ekmeğimizi taştan çıkarıyoruz. Biz elle tutulur bir şey değil bir güvence pazarlıyoruz. Üstelik bu kriz ortamında. Diğer taraftan sigorta şirketlerinin bizim komisyonlara göz diktiklerini de duyuyoruz. Şu unutulmamalıdır ki sigortacılık ülkemizde gelişecekse bu acentelerin sayesinde olacak. Bu nedenle meyve veren ağaç olan acenteleri daha fazla zora sokacak uygulamalardan kaçınsın herkes. Sigortacılık bir gönül işi. Biz mesleğimize gönülden bağlıyız. Bu işi sevdiğimiz için yapıyoruz. Sigorta satan bizler, ne olsa pazarlayabilir ve daha çok paralar bile kazanabiliriz. Çalıştığımız sigorta şirketi yetkilileri karşı karşıya geldiğimizde sırtımızı sıvazlıyorlar, biz arkamızı döndüğümüzde bizim komisyon oranlarını nasıl düşüreceklerini tartışıyorlar. Canımız burnumuzda herkesin haberi olsun" diyor. Bunun üzerine benim diyecek bir şeyim yok.

Noterler de dertliymiş

Bu arada geçen haftaki yazım ile ilgili şu notu girmem gerekiyor. Acentelere mesleki sorumluluk sigortası yaptırma zorunluluğunu getiren Hazine. Sonucunda acentelerin tarafından bakıldığında 250 TL'lik işlem 2000 TL'ye çıkmış mı.? Bu paraların hepsinin noterlere gitmediğini üzerinden birçok vergi ve harcın Maliye Bakanlığı'na aktarıldığını tahmin ediyorum. Bir okurum 250 TL'lik bir işlemde notere kalan paranın 25 TL olduğunu yazmış. O zaman tasdik bedeli 2000 TL'ye çıktığında bu para hâlâ 25 TL olarak kalmıyor sanırım. Benim noterlerin aldıkları paralarda gözüm yok ama bu fırsatçılığı "Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan oldular" derken en azından Maliye Bakanlığı'nı da konuya dahil etmem gerekirdi. Bu arada bir başka noter okurum ise Devletin Maliye Bakanlığı vasıtasıyla noterleri kullanarak vatandaşlardan gerekli gereksiz birçok vergi toplandığını belirtmiş. "Bizler bile bazı uygulamalara isyan ediyoruz, fakat yapmak zorunda kalıyoruz. Bu arada acenteler birine çalım atmışlarsa o biz noterler değil Maliye Bakanlığı'dır" diyor. Özetle şunu söyleyeyim, noterlerin de birçok derdi var ama benim alanım olmadığı için fazla uzatmadan buradan aktarmış olayım.

Tüm yazılarını göster