ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında serbest ticaret anlaşması konusu gündeme geldiğinde, kısa sürede bu konuda önemli gelişme sağlanamayacağı söyleniyordu. Fakat müzakerelerin beklenenden daha kısa sürede başlayacağı anlaşılıyor. 8 Temmuz'da müzakerelerin başlaması konusunda program hazırlandığı belirtiliyor.
Nedir bu beklenenin aksine öne alınan müzakere tarihi? Küresel kriz iki büyük ekonomik grubu harekete geçirdi. ABD ve AB'nin ekonomik güçlerinin devamı, ihracatlarının azalmamasına, artmasına bağlı.
Küresel kriz bu iki büyük ekonomik gücün ihracat pazarlarının daralmasına yol açtı. Bu durumda iki büyük grubun tercihi birbirleriyle olan ticaretin geliştirilmesi oldu. Fakat mevcut yapıda gümrük ve koruma tedbirleri iki büyük grup arasında ticareti engelliyor. Çözüm, serbest ticaret anlaşması ile gümrük ve koruma tedbirlerini ortadan kaldırmak.
Yapılan ön tahminlere göre, serbest ticaret anlaşması sonucu ortaya çıkacak kolaylıklar nedeniyle AB ekonomilerinin ABD'ye ihracatı yılda 263 milyar dolar, ABD'nin AB ülkelerine ihracatı 190 milyar dolar artacak. İki büyük ekonominin arasındaki toplam ticaret hacminin dünya toplam ticaret hacminin yüzde 30'u dolayında olduğu belirtiliyor.
Bütün bunlar güzel de… Bizim durumumuz ne olacak?
Çünkü ABD ve AB arasında ticaret anlaşması konusu gündeme geldiğinden beri biz, Türkiye'nin de müzakere masasına oturması gerektiğini vurguladık durduk.
Başbakan, ABD Başkanı ile bu konuyu görüştü. Müzakereler başlıyor, Türkiye'nin müzakere masasına oturacağı konusunda bir işaret yok.
Sonuç olarak biz müzakerelerin dışında kalır isek ve ABD ile ikili bir serbest ticaret anlaşması imzalayamaz isek, büyük fatura ödeyeceğiz.
ABD ürünleri dolaylı olarak Türkiye'ye gümrüksüz girerken, biz ABD'ye gümrüklü mal satma çabasını sürdüreceğiz.