AB'de ve ABD'de bankacılık

Gündüz FINDIKÇIOĞLU GLOKAL BAKIŞ debrovian@gmail.com

Yatırım bankacılığı ve ticari bankacılığı ayıran, aralarına Çin Duvarı koyan yasal düzenlemelerin en önemlisi 1933 tarihli Glass-Steagal Act olup, ABD'de 1929 Buhranı sonrasında yapılan düzenlemelerin belli başlılarından birisi sayılmalıdır. Mevduat toplama, menkul kıymet işlemleri ve sigortacılık bu yasa sonrası giderek ayrıştırılmıştır. Örneğin kredi veren ve mevduat toplayan kurumların bankacılık gelirlerinin yüzde 10'dan fazlasını menkul kıymetlerden kazanamayacakları hükmü getirilmiştir. Bu yasanın hükümleri 1990'lar boyunca geçersizleştirilmiş ve Çin Duvarı büyük ölçüde ortadan kaldırılmış bulunuyor.

Avrupa çok daha parçalı, ülkeden ülkeye değişen ama ABD'deki net ayrıma fazla prim vermeyen bir sisteme sahip olageldi. Mesela, Fransa'da bankacılık piyasasını düzenleyen yasal düzenlemeler: (1) Bankacılık Yasası (Banking Act, 24 Ocak 1984) bankacılık ile ilgili çatıyı oluşturan bir yasa olup, "credit institution" kapsamında tanımlanan bankalar ve diğer kuruluşlara dair faaliyet alanları belirlenmiştir. Bu yasa kapsamında "yatırım bankacılığı"na dair herhangi bir tanıma, düzenlemeye yer verilmemiştir. Finansal Faaliyetler Modernizasyon Yasası (Financial Activities Modernization Act, 2 Temmuz 1996) yatırım bankacılığının ilk olarak bahsedildiği yasadır. Bu yasa kapsamında yatırım bankaları "Investment Service Provider" olarak tanımlanmıştır. Yatırım bankacılığı faaliyetini ifa etme izni sadece bu amaçla kurulmuş olan kurumlara değil, gerekli yetkiyi alan diğer tüm kredi kuruluşlarına da verilmiş durumdadır.

Avrupa'da son beş yılda Avrupa Komisyonunun Finansal Hizmetler Aksiyon Planı (FSAP) kapsamında önemli yasal düzenlemeler yapıldı. Bunlar Piyasalarda Finansal Enstrümanlar Yönetmeliği (MiFID), Prospektüs Yönetmeliği, Piyasa Suiistimal Yönetmeliği (MAD), Karşılıklı Finansal Anlaşmalar Yönetmeliği (FCD), UCITS Yönetmeliği ve Şeffaflık Yönetmeliği. Avrupa Komisyonu FSAP'ın ardından 2005-2010 dönemi politikalarını belirlemek için White Paper hazırladı. Bu stratejide öne çıkan konu yasal düzenlemelerin sürekliliği oldu.

Son olarak AB Komisyonu devlet kontrolündeki yabancı fonların AB'ye girişiyle ilgili yeni düzenlemeler yaptı. Bunun nedeni özellikle Çin, Rusya ve Suudi Arabistan kaynaklı bu fonların ekonomik değil, politik nedenlere dayalı olarak yatırım kararı aldıklarından endişe edilmesi oluyor. Benzer düzenlemeler Almanya, İngiltere ve Almanya'da da yapıldı.

AB'de 1990'ların başına kadar perakende bankacılığın rekabetten uzak, sektöre giriş bariyerlerinin olduğu, piyasa dengesinin ve marjların bankalar arası anlaşmalarla belirlen(ebil)diği, düzenleyici üst kurulların güçlü lobiler tarafından etkilenebildiği (regulatory capture) görülüyor. Özellikle Fransa ve İtalya'da 1970'ler ve 1980'ler boyunca bankacılık sektöründe adeta tekel karlarının elde edildiği, söz konusu aşırı karların çalışanlarla da paylaşılmasından doğan ek bir verimsizliğin de söz konusu olduğu, fakat rekabetten uzaklığın ölçek büyüklüğü veya endüstri boyutunda fazla konsantrasyondan kaynaklanmayıp, yerel seviyede kaldığı anlaşılıyor. FSAP rekabeti engelleyen yerel engelleri kaldırmayaı amaçlıyor. Gevşek denetleme/düzenleme (regülasyon) ve vergi avantajları sağlanması da bu duruma yardım etmiş görünüyor. Ancak 1990lardan itibaren rekabet artıyor ve manzara değişiyor.

Deregülasyon ve artan rekabetin, 19. yüzyıl klasik ekonomi kuramında önerildiği gibi, konsantrasyonu artırdığı ve konsolidasyon trendinin hızlandığı görülmektedir. Bu manada Avrupa ABD'nin daha önce geçtiği aşamalardan geçiyor diyebiliriz. Özellikle 1933 tarihli Glass-Steagal Act'in artık tamamen anlamını yitirdiği düşünülürse ž1999 tarihli Financial Services Competition Act (Gramm-Leachl-Bliley Act) bu gelişmede son aşama sayılabilir,

Amerika'da 1970'lerde ve 1980'lerde olanların AB'de 1990'larda gerçekleştiği söylenebilir. Amerika'da bankacılıkta eyaletler arası entegrasyonun artması ile AB üyesi ülkelerde ulusal sınırlararası kısıtlamaların kalkması paralel gelişmeler olarak yorumlanabilir. Mesela ABD'de de yatırım bankaları mevduat toplayabilir: Bu durumdaki bankalara "universal bank" (evrensel banka) deniyor. Citi, Deutsche, Credit Suisse, JP Morgan gibi..

Tüm yazılarını göster