AB Komisyonu’nun Türkiye, Sırbistan, Arnavutluk, Karadağ, Kuzey Makedonya, Bosna Hersek, Kosova, Ukrayna ve Moldova›ya ilişkin son değerlendirmelerinin yer aldığı 2024 Genişleme Paketi, AB Komisyonunun yetkililerince düzenlenen bir basın toplantısı ile paylaşıldı.
Hep söylerim ihracatımızın yüzde 40’dan fazlasını AB ülkelerine, yüzde 52’sini ise AB topraklarına yaptığımız düşünüldüğünde, AB ile ile ilişkilerimiz bizim için hiç şüphesiz hayati önem taşımakta.
Yine ithalatımızda da durum çok farklı değil. Orda da toplam ithalatımızın yüzde 50’lik kısmı AB topraklarından gerçekleşmekte. Hal böyle olunca AB Komisyonu’nun ve dolayısı ile AB ülkelerinin, ülkemize ilişkin değerlendirmeleri de bir hayli önem taşımakta. Konuyu yalnızca AB’ye tam üyelik veya Gümrük Birliği’ndeki problemlerin giderilmesi olarak değerlendirmekte yeterli değil. En önemli müşteri ve aynı zamanda tedarikçimizle olan ticari ilişkilerimizin seyri açısından da bize yönelik değerlendirmeler bir hayli önem taşımakta. Raporun giriş kısmında her ne kadar “Türkiye, AB için kilit bir ortak ve aday ülkedir.
Türkiye ile iş birliğine dayalı ve karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkinin geliştirilmesinin AB’nin stratejik çıkarınadır.” cümlesi yer alıyor olsa da ticari ilişkilerimizi çok yakından ilgilendiren vize konusundaki açıklamalar bir hayli keyif kaçırıcı olmaya devam etti. Raporda bu konuda “Vize serbestisi yol haritası kapsamında öne çıkan hiçbir kriter yerine getirilmedi. Türkiye’nin hala mevzuatını vize politikasına ilişkin AB müktesebatıyla daha fazla uyumlu hale getirmesi gerekmektedir.” Ifadesine yer verildi. Girişin bir hayli pozitif bir vurgu ile yapıldığı raporun bu bölümündeki yaklaşım sorunun henüz ortadan kalkmadığını gösteriyor.
Vize sorununun yarattığı etkinin bir çok olumsuz yönü olduğunu unutmamak gerekiyor. Kültürel ve turistik gezi yapmayan isteyen halkın önünde bir engelken, okumak için gitmeyi düşünen gençlerin de hayallerine gölge düşürüyor. Öte yandan iş dünyasının seyahatleri, fuar ziyaretleri, kongre ve sergi katılımları gibi konularda da önemli bir engel teşkil etmekte. Ve elbette nakliyeciler için de şoför vizeleri sorunu belli ki uzunca bir süre daha devam edecek.
Aslında raporun göç ile ilgili kısmında AB-Türkiye Göç Mutabakatı’nın işbirliğinin ana çerçevesi olmaya devam ettiği belirtilerek, düzensiz göçle mücadelede işbirliğinin “verimli ve sonuç getirici” olduğuna vurgu var. Türkiye’nin Suriye ve diğer ülkelerden 3,6 milyon sığınmacıya ev sahipliği yapma konusundaki olağanüstü çabaları takdir edildi cümlesine yer verilmiş olunmasına rağmen belli ki mevcut durum AB için halen kritik seviyede durmaya devam ediyor. Ve belli ki vize konusundaki mevcut sorun daha uzunca süre devam edecek.
Ekonomideki son durumun da değerlendirildiği raporda, “Türkiye işleyen bir piyasa ekonomisi konusunda oldukça ileri bir noktadadır ve raporlama döneminde bazı ilerlemeler kaydetmiştir.” Ifadesine yer verilirken, enflasyona ilişkin de bir değerlendirme yer aldı. “Halen yüksek olmakla birlikte enflasyon ve enflasyonist baskıların azaldığı” vurgulanan raporda “İstihdam arttı, ancak işgücü piyasası hala büyük yapısal zorluklarla karşı karşıya.” açıklaması yapıldı. Raporda, iş ortamını iyileştirmek için adımlar atıldığı ancak şeffaflık ve öngörülebilirliğin endişe kaynağı olmaya devam ettiği kaydedildi.
Bankacılık sektöründen, bütçe dengesine, yatırım faaliyetlerinden dijitalleşme ve yeşil dönüşüme ilişkin atılan adımlara, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki gücümüzün ve hakimiyetimizin artmasından Rusya-Ukrayna savaşındaki durumuza kadar pek çok konunun değerlendirildiği bir rapor olduğunu belirtebilirim. Raporun özeti “Türkiye, dış politika alanında aktif ve önemli bir aktördür, bu da AB-Türkiye ilişkileri açısından önemli bir unsurdur.” olarak her ne kadar ifade edilmiş olsa da, AB’ye tam üyelik, Gümrük Birliği’ne ilişkin olarak; işlenmemiş tarım ürünlerinin kapsama alınması, vize probleminin çözülmesi ve Serbest Ticaret Anlaşmaları’ndaki uğranılan haksızlıkların çözüleceğine dair hiçbir konuda yeşil ışığın olmadığını söylemek mümkün.
Eskilerin söylediği gibi ez cümle, raporda Türkiye önemlidir, Türkiye’deki son dönem reformları ve ekonomideki gelişmeler olumludur, ancak ilişkilerimiz bu şekilde devam edecektir şeklinde yorumladığımı, bu sebeple de ortaya karışık diye adlandırdığımı itiraf edeyim.