85 bin dolar gelirim var ama çöple ısınıyorum!

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Ferit B.PARLAK

ferit.parlak@dunya.com
 

"Borsayı, faizi, dövizi konuştuğumuzun yarısı kadar Ar-Ge'yi, tasarrufu, üretimi konuşmayı seçersek, borsa yükselir, faiz ve döviz de düşer…"
Son günlerde sıklaşan borsa, faiz, döviz, altın sorularına verdiğim yanıtın özeti…
* * *
Lüksemburg Büyükelçisi Arlette Conzemius…
İsveç Büyükelçisi Hakan Akesson…
Norveç Büyükelçisi Janis Bjorn Kanavin…
Belçika Büyükelçisi Pol De Witte…
Kişi başı geliri 50 bin doların üzerinde olan ülkelerin büyükelçileri…
* * *
O büyükelçilerle ikişer saati bulan/aşan sohbetlerimizde hiçbiri dövizi, faizi, borsayı birer dakika dahi konuşmadı…
Bu davranışlarıyla belki de ekonominin borsadan, faizden, dövizden ibaret olmadığını anlatmaya çalıştı…
Büyükelçilerin tamamı ekonominin temeli olarak nitelendirdikleri reel sektörün sağlamlığı üzerinde durdu.
Halkın tasarruf bilincinden örnekler verdi.
Ekonominin teknolojik gelişime, mesleki eğitime, altyapıya, tasarrufa, ortaklıklara, küçük ölçekli imalathanelerin desteklediği büyük ölçekli sanayiye bağlı olduğuna vurgu yaptı.
* * *
O sohbetlerde:
Ekonominin temeli olarak görmeye başladığımız borsa/faiz/döviz üçgeninin yerinde teknoloji geliştirmek/meslek edindirmek/altyapı yatırımlarını aksatmamak/üreteni desteklemek gibi parametrelerin olması gerektiğini anladık…
85 bin dolarlık geliri aşan İsveçli binlerce ailenin, devlete yük olmamak adına, bahçesindeki pompa yardımıyla enerjisini ürettiğini öğrendik…
60 bin dolarlık geliri aşan Hollandalı binlerce ailenin, ısınmalarını sağlayan çöp çevrim istasyonuna yardım için her gün 10-15 dakika titizlikle çöplerin ayrımı ile uğraştığını duyduk…
85 bin dolarlık geliri aşan Lüksemburg'da insanları toplu taşımaya yönlendirmek ve akaryakıt tasarrufu sağlamak için kent merkezlerindeki caddelerin daraltıldığını, bisiklet ve yaya yollarının daha da genişletildiğine şahit olduk…
85 bin dolarlık geliri aşan Norveçli binlerce ailenin güneş olmamasına rağmen güneş, rüzgar ve dalga enerjisinden yararlanmak için araştırmalara katkı sağladığını tescilledik…
Belçika'da da, Norveç'te de, İsveç'te de, Lüksemburg'da da mesleki eğitim için hem devletin, hem özel sektörün yoğun gayreti olduğunu ve kamuda da/özelde de bütçenin önemli bir bölümünün mesleki eğitime ayrıldığını öğrendik…
Onlarca örnek dinledik…
Bu örnekler sayesinde 85 bin dolar gelire durarak/seyrederek ulaşılmadığını kavradık.
* * *
Borsanın, dövizin, faizin, altının yanında 'enerji fiyatlarını' da konuşuyoruz…
Özellikle bağımlılığımızı…
Güney Kore de bağımlı.
Bizden daha fazla!
Almanya da bağımlı…
İtalya da…
Çin de…
* * *
Avrupa'nın ayakta kalan ekonomilerinden Almanya'nın Büyükelçisi Dr.EckartCuntz da anlatmıştı 4 yıl önce…
"Almanya, Türkiye kadar güneş almıyor ama halk evlerinin çatısında, bahçesinde güneş pilleri ile kendi enerjisini üretiyor, hatta ihtiyaç fazlasını devlete satıyor."
* * *
Gün boyu borsayı, faizi, dövizi takip eden üreticilerimizi/girişimcilerimizi/ihracatçılarımızı/ithalatçılarımızı/vatandaşlarımızı ve medyamızı anlıyorum.
On yıllardır önceliği makro ekonomiye veren/vermek zorunda kalan/vermek zorunda bırakılan ve mikro ekonomiyi geri planda bırakan sistemin gereği olarak bu durumda olduğumuzu biliyorum.
Gelişmiş ülkelerin ekonomilerine bağlılığı ve ithalat yoluyla diğer ülkelerin ekonomilerini desteklemeyi eli kolu bağlı şekilde (gün boyu) seyretmek yerine, son 1 ayda yaşadıklarımızın bizi 'mikro ekonomi' üzerine eğilmeye/yoğunlaşmaya zorlamasını diliyorum.

Tüm yazılarını göster