8 Aylık cari açık 27.9 milyar giren döviz 39.0 milyar dolar

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Yılın ilk 8 ayında (Ocak-Ağustos) ithalat harcaması 114.8 milyar dolar, ihracat geliri 72.9 milyar dolar oldu. Dış ticaret 41.9 milyar dolar açık verdi.

Bizde dış ticaret açığı cari açığı (döviz açığını) büyüten ana faktördür.

Merkez bankası dün 8 aylık cari açığın 27.9 milyar dolara yaklaştığını açıkladı.

Önceki gün Resmi Gazete'de yayınlanan Orta vadeli Proğram'da 2010 yılının 12 ayında cari açığın 39.3 milyar dolar olarak gerçekleşeceği belirtiliyordu.

Halbuki geçen yıl bu aylarda Hükümet tarafından hazırlanan 2010 Yılı Orta vadeli Plan'ında 2010 yılı cari açık tahmini 18.0 milyar TL idi.

Ne oldu da geçen yıl 18.0 milyar TL olarak tahmin edilen cari açık bu yıl 39.3 milyar dolara yükseldi? Yatırımlarda büyük artış olmadığına göre bu gelişmenin tek bir nedeni var . Döviz fiyatı ucuzladı. Ucuz döviz ithalatı teşvik ediyor.

Sadece bitmiş mal ithalatı değil, ara mal ve hammadde ithalatı da cazip hale gelmiş durumda.

Döviz açığının kolaylıkla finanse edilebilmesi, cari açığı büyüten ucuz döviz sorununun ciddiye alınmamasına neden oluyor.

Yılın 8 ayında cari açık 27.8 milyar dolar iken, yurda sermaye hareketi ile giren döviz 39.0 milyar dolar. Kullanım dışı 11.0 milyar dolarlık bir döviz fazlası var.

Yılın ilk 8 ayında yurda sermaye hareketi ile net döviz girişi:

4.1 milyar dolar doğrudan yabancı sermaye,

13.8 milyar dolar portföy yatırımı,

19.9 milyar dolar kredi,

1.1 milyar dolar nereden geldiği ve ne için geldiği belli olmayan döviz şeklinde oldu.

Açık anlatımnıyla giren dövizin büyük bölümü faiz için ülkeye gelen sıcak paradan oluşuyor.

Sermaye hareketi ile ülkeye giren dövizin açığı kapatan bölümünden sonra piyasada kalan döviz, (döviz fazlası) döviz fiyatının ucuzlamasına yol açıyor.

Burada açık bir arz talep mesalesi var. Arz talebin üzerine çıkınca dolar fiyatı düşüyor.

Dün sabah saatlerinde dolar 1.40 TL'den satılıyordu. Daha sonra 1.41 TL oldu.

Tabii ki daha başka faktörler de dolar fiyatının düşük kalmasını sağlıyor:

Hükümet ve Merkez Bankası her fırsatta ucuz döviz konusunda güvence veriyor. Döviz fiyatının artmayacağına inananlar dövizden kaçıyor.

Türkiye'de uygulanan ekonomi politikalarının süreceği konusunda içeride ve dışarıda bir güven oluştu. AKP Hükümetinin ve politikalarının aynen devam edeceği kabul ediliyor.

Dış dünyada işlerin kötüye giderken Türkiye'de iyiye gittiğine inanılıyor.

Döviz fiyatının artmayacağını gören küçük birikim sahipleri döviz satın almıyor.

Büyük sermaye grupları yatırımlarını yurt dışından sağladıkları kredilerle finanse ediyor.

İşte bütün bunlar sermaye hareketi ile yurda giren dövizdeki bolluğa eklenince, doların fiyatı yerlerde sürünmeye devam ediyor.

Bu durum sürdürülebilir mi? Ne kadar sürdürülebilir? Ekonomistler eskiden beri sürdürülemez diyor ise de, Türkiye'de uzun süredir değişen bir tablo yok. Bu nedenle gelecek hakkında kötümser tahminler yapanlara kimse inanmıyor.

Tüm yazılarını göster