Dünkü yazımın ardından:
“Tarım bölgesi olan Ege’de dahi, ziraat mühendisleri de dahil, “fide aşılayabilecek” uzman sayısı bir elin parmaklarını geçmez…”
“İthalat lobisi olduğu sürece sorun çözülmez. ‘İthalattan kimler nemalanıyor?’ bakılmalı…”
“Ot sorunu çözülmeden et/çoban sorunu çözülmez. Meralarda ot yok, olanlar da birilerinin elinde…” gibi onlarca yapısal soruna dikkat çekip, katkıda bulunmaya çalışmış “çiftçi dostlar” mailleriyle…
***
Yıllar önce vermiştim, “titanyum dioksit” örneğini:
Kimine göre kimyasal…
Kimine göre doğal mineral…
Kimine göre DNA’da tahribat yapan, kansere davetiye çıkaran, zehirden de öte bir mal!
***
Gıda maddelerinin büyük bölümünde renk verici ve koruyucu olarak kullanılıyor…
Örneğin:
“Beyazlatmak için kullanılan deterjanlar”, titanyum dioksit sayesinde çamaşırı beyaza boyuyor…
Örneğin:
“Beyazlatmak için kullanılan diş macunları”, titanyum dioksit sayesinde dişleri beyaza boyuyor…
***
İnsanlar da:
Dişinden/çamaşırından lekeleri çıkardığını sanıyor…
Ama…
Makyajlarken, birçok sağlık sorununa, yani büyük maliyetlere davetiye çıkarıyor…
VELHASIL
İthalat da, “titanyum dioksit” gibi…
Üretimini yapabildiğimiz/yapabileceğimiz mal ve hizmet piyasasının sorunlarını gizliyor, makyajlıyor, sağlıklı gösteriyor…
***
Günü kurtarıyor…
Ama:
Yerli üreticiyi de üretimden uzaklaştırdı/uzaklaştırıyor…
Ardından:
Daha fazla ithalat, daha zengin ithalatçı, daha fazla döviz ihtiyacı/borç/ enflasyon getirdi/getiriyor…