Adıyaman’dan arkadaşlar anlattı: “Adıyaman’da inşaata başladık… O bölgedeki diğer inşaatlar gibi 5’er kat izni aldık…
Temelde, zemin yapısını zayıf kabul ederek, 150 cm çapında fore kazık uygulaması yaptık…”
***
Sonrası, Türkiye fotoğrafı:
“Ancak…
Bizim sitenin yanındaki inşaat için 9 kat izin verilmiş…
Yanımızda yükseliyor…
O da fore kazık yapmış ama çapı 80 cm…
Allah korusun bir depremde, bizimki sağlam kalsa da, yanımızdakinin üstümüze yıkılacağı kesin…”
***
Haksız rekabet ise “zararlı yatırımın” farklı tarafı:
“Bizim 6 birim fiyata mal edip, 7 birim fiyata satabileceğimiz bir dairenin yanında…
2 birim fiyata mal edilmiş bir daire, 6 birim fiyata satılıyor/satılacak…
Nasıl rekabet edelim?”
***
Girişimci/yatırımcı psikolojisini de hatırlattı:
“Böyle bir yapıda girişimci/ üretici nasıl kar/tasarruf edebilir?
Nasıl gelişebilir?
Ve öz kaynakları ile devlete yük olmadan yatırım yapıp, vergisini ödeyebilir?”
VELHASIL
Dünkü yazımda:
“Şirketlerin çoğunluğu kredi/teşvik/kayıtdışı ile yüzebilirken;
Ülkeyi ayakta tutan gerçek üreticiler “haksız rekabet nedeniyle” kan/kabiliyet kaybediyor” demiştim…
Ve…
“Kredi ile yüzdürülenler, günü kurtaran fiyat politikaları ile:
Teknolojiye/verimliliğe/geliştirmeye odaklı rasyonel üreticiye (mükellefe) zarar veriyor…”
“Kredi ile yüzdürülenler, kaynak israfı nedeni ile:
Rasyonel üreticiye de, ülkeye de ek maliyet anlamına geliyor…” diye de örneklendirmiştim…
***
Adıyaman’da yaşanan bu olay, binlerce örnekten birini oluşturuyor…