2018'e bakış

Murat BERK UZMAN GÖRÜŞÜ

Ekonomik olarak baktığımızda özellikle iki değişken, büyüme ve enflasyon kritik öneme sahip. Bu çerçevede 2018’e göz atmak gerekirse, Türkiye için genel olarak hem büyüme hem de enflasyonun artış hızında bir düşüş beklenebilir. Küresel piyasalar senenin ilk çeyreğinde ve muhtemelen ilk yarısında nispeten daha olumlu geçebilir. Bu olumlu konjonktür, bizim piyasaları da olumlu etkilemeye aday.

Küresel ekonominin hızlandığı fikri şu an dünyada konsensüs haline gelmiş durumda. Eylül’den beri ifade ettiğimiz hızlanan küresel büyümenin yükselen enflasyonu getireceği fikrinin, 2018 senesinin ilk yarısında kabul göreceğini ve varlık fiyatlarını en fazla etkileyen konu olacağını düşünmeye devam ediyoruz. 2018’in ikinci veya üçüncü çeyreğinden itibaren yükselen enflasyona karşı merkez bankalarının tutumu, yılın geri kalanında defl asyonist bir korku mu yoksa hafif stagfl asyonvari bir konjonktür mü oluşacak sorusunun cevabını verecek. Biz uzun vadede ikincisinin oluşacağını düşünüyoruz fakat özellikle bu ikisi arasında bol gel gitli bir geçiş ortamı olabilir. Küresel bazda faizlerin yükseliş trendine döndüğünü Eylül’den beri ifade ediyoruz ve burada bir değişiklik yok. Küresel borsaların da birinci çeyrekte faizler ile beraber yükseliş trendlerine devam etmesini bekliyoruz. Fakat bu ayı piyasası öncesi son yükseliş olabileceğinden dolayı katılımın azaldığı, ivmenin yavaşladığı ve bir süredir geri plana itilen aktif yönetim, sektör ile hisse seçiminin daha önemli hale gelebileceğini tahmin ediyoruz. Gelişmekte olan, ama cari açık ve/veya yabancı para cinsinden borç riski daha düşük ülkelerin, gelişmiş ülkelere nazaran daha iyi performans göstermesini bekliyoruz. Aynısı gelişmekte olan ülke para birimleri için de geçerli. Çin’in durumu burada önemli bir belirsizlik kaynağı.

Hem öngördüğümüz yatırım konjonktürü hem de emtiaların finansal varlıklara oranla geride kalan performansları nedeniyle daha önceki yorumlarda bahsettiğimiz altın ve uranyum gibi emtiaların yanında tarımsal emtiaların da 2018’de olumlu sürpriz yapma potansiyeli var. Genel anlamda çizdiğimiz küresel konjonktürde bonolar cazip değil. Getirisine de bağlı olarak gelişmekte olan ülke bonolarında seçici olmak ve illa ki alınacaksa gelişmiş ülke bonoları arasında enflasyona endeksli bono tercih etmek daha makul görünüyor. Önümüzdeki sene Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Amerika Merkez Bankası’nın (FED) bilançolarının toplamda 1.4 trilyon dolar küçülmesi bekleniyor. Bunun sadece faizler üzerinde değil, tarihi dip seviyelerinde bulunan birçok varlığın volatilitesi üzerinde de yukarı yönlü baskı yaratması muhtemel. 2018 yılında volatilitede hedge edilmeyen kısa pozisyon almanın, telafisi imkansız zararlara sebep olabileceği düşüncesindeyiz

Tüm yazılarını göster