2014 tahmini

Ferit Barış PARLAK AYRINTI ferit.parlak@dunya.com

Başta Maliye Bakanı olmak üzere ekonomi yönetimi, zam ve vergi artış kararını nasıl alıyor?

Pencereden dışarı bakıp:

“Şu trafiğe bak!

Benzine zam yaptık, ÖTV’yi artırdık ama hala araç sayısı artıyor.

Ne kadar zam yapsak da, vergileri artırsak da tüketim önlenemiyor.

İthalat artıyor.

Zamlar, vergi artışları halka işlemiyor.

ÖTV’yi ve fiyatları biraz daha artıralım da ithalatı ve trafiği önleyelim!” mi diyor?

Yoksa, ellerindeki veri setini kullanarak geleceğe yönelik tahminler yapıp, olası sorunlara karşın şimdiden önlem mi alıyor?

Siyaset ve ekonomide anlık değişimler...

Riskler...

Kurulamaz yani bu ortamda, “Tahmin ediyorum...”, “Beklenti şu...” gibi cümleler...

Oysa her şey tahmin ve beklentiye göre şekilleniyor…

Yatırımlar da…

Üretim de…

Herkesin işi zor.

Mesela Merkez Bankası (MB)…

MB’nin işi para politikası silahıyla beklentileri yönetmek...

Ve, fiyatlar genel seviyesini dengede tutmak…

Bazen, maliye politikasının da devreye girmesini beklemek!

Yaşadığımız süreç tahminleri göçürdü, beklentileri alaşağı etti.

Güven azaldı, kur zıpladı.

Maliye politikası mı?

Dün girdi devreye!

Otomobil, alkol ve sigara ile cep telefonunda ÖTV arttı…

ÖTV artışı, sıfır kilometre binek otomobil satış fiyatlarına yüzde 3.6-6.5 oranında yansıyacak.

Alkollü içkiler ve sigaradaki vergi artışı ise fiyatları yüzde 8-15 arasında artıracak. TÜFE sepetinde binek otomobiller yaklaşık yüzde 8, alkollü içecek ve sigara ise yüzde 5.1 ağırlığa sahip.

Yani ÖTV artışları, ocak ayı enflasyonunu beklenenden 0.50 puan kadar daha yüksek çıkaracak.

Tahmin yapmak zor dedik ama gelelim 2014 tahminimize…

Olumlu ve olumsuz iki senaryomuz var…

Olumsuzu:

Parasal sıkılaştırma, sermaye hareketlerinin netinin aleyhe dönmesini, başka deyişle sıcak para çıkışını gündemden düşürmeyecek…

Son beş yılda küresel çapta yaşanan likidite bolluğunun sonuna gelinmesinin Türkiye’ye etkisi olacak…

Net bazda çıkışlar görülecek…

Kronik dış açıkları nedeniyle dış kaynak ihtiyacı yüksek olan Türkiye için bu durum dövizde ve faizde yükselişi getirecek…Bu da özellikle maliyet yönlü olarak enflasyona yansıyacak.

Olumsuz senaryoya göre döviz arz-talep dengesinin aleyhte olması nedeniyle kurlar yükselirken, sermaye çıkışını önlemek için faiz silahına başvurulacak; yüksek kur ve faiz enflasyonu besleyecek.

Olumlu senaryo ise parasal sıkılaştırma zamana yayılacak, yabancı yatırımcılar Türkiye’ye güvenini belli ölçüde de olsa koruyacak, Borsa ve DİBS’ten çıkıp sıcak parayı götürme yönünde sert kararlar almayacak…

Yolsuzluk soruşturmalarıyla sarsılan siyaset cephesindeki istikrarın yeniden tesisi ise 2014’de yabancı sermayenin Türkiye’ye yönelik yatırım kararlarında çok daha önemli bir rol oynayacak…

Ve en önemlisi, “Neden üreten değil de tüketen bir toplumuz?” klişesidaha fazla sorgulanacak, üretim ve daha fazla çalışmaya yönelik adımlar ise “Beni bu güzel havalar mahvetti!”, “Her şerde bir hayır vardır” gerçekleri ile hızlanacak!

Tüm yazılarını göster