2013 defterini az hasar, az zarar ziyan ile kapatıyoruz

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

2013 yılı sona eriyor... Acaba 2013 yılında ekonomide neler oldu? Ayşe Hanım teyzem ile Ali Rıza Bey Amcam bu değişikliklerden nasıl etkilendi?

Yılın son on gününde olan biteni değerlemeye katmayalım. Son on günün olumsuz rüzgarları 2014’ü etkileyecek.

Bütünü ile 2013’ü değerlendirirsek nasıl bir tablo ortaya çıkıyor? Ona bakalım.

Önce tekrar hatırlatmakta yarar var. Ekonomide iyiliğin kaynağı üretimdir. Üretim artar ise, insanlar iş bulur, aş bulur.

Tabii ki ülke genelinde iş ve aş artışı eşit olarak dağılmaz. Bazıları iyiliklerden daha fazla yararlanır. Bu iyi bir şey değildir ama, her ülkede olan biten bir şeydir.

Örneğin, 2013 yılında kişi başı milli gelir yüzde 1.9 oranında büyümüş olacak. Ülkedeki üretim artışının nimetleri nüfusa eşit olarak dağılmış olsa, herkesin geliri reel olarak (enflasyondan arındırılmış olarak) yüzde 1.9 oranında artacak.

Geliniz görünüz ki 2013 yılında bazılarımızın reel geliri artmadı azaldı. Bazılarının geliri de katlandı. Tekrarda yarar var. Bu her ülkede olan biten bir şeydir. Ve de sosyal politikaların amacı gelir dağılımını imkan ölçüsünde eşit hale getirmektir.

2013 yılında ülkede milli gelir artışı, büyüme, 2012 yılının üzerine çıktı. 2012 yılında yüzde 2.2 büyümüştük. Bu yıl yüzde 3.6-4.0 oranında bir büyüme bekleniyor.

Buna bağlı olarak da kişi başı milli gelir artışı 2012 yılında 0.9 oranında iken bu yıl yüzde 1.9 oranına yükseldi.

2012 yılında özel sektör tüketiminde gerileme vardı. Bu yıl özel sektör tüketimi gelir artışının üzerine çıktı. Tüketim yüzde 2.9 büyüdü.

Buna karşılık özel sektör yatırımları 2012’de yüzde 4.8 gerilemişti. 2013 yılında bu gerilemenin üzerine yüzde 0.8 bir gerileme daha yaşandı.

Kötü olan 2013 yılında işsizlik oranının 2012 yılı işsizlik oranının üzerine çıkarak yüzde 10’a yaklaşması.

İşsizlikteki artış kadar olumsuz bir gelişme de enflasyonda görüldü. Enflasyon 2012 enflasyonunun üzerine çıktı.

İhracat 2012 yılının Ekim ayı sonuna kadar yüzde 13.4 artmışken bu yıl yüzde 1.2 geriledi. İthalat yüzde 2.9 gerilemişken yüzde 5.8 arttı.

Sonuç olarak dış ticaret açığı 84 milyar dolardan 98 milyar dolara, cari açığın (döviz açığının) milli gelire oranı yüzde 6.1’den 7.1’e yükseliyor.

Dünya piyasalarında fırtınalar eserken, Türk ekonomisinin bundan etkilenmemesi imkansızdı. Dışarıdaki olumsuz havaya, çevre ülkelerdeki karışıklıklara, içerideki istenmeyen çalkantılara rağmen, 2013 yılı defterini gene de iyi kapattığımız söylenebilir.

Daha iyi olamaz mıydı? Olurdu ama daha kötü de olabilirdi.

Tüm yazılarını göster