2012 yılında Türkiye ekonomisi

Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr
Ekonominin  "büyüyememe" zeminine kaymasını 2012 yılının temel sorunu olarak tanımlamak yanlış olmaz. 
2012 yılını değerlendirmeyi sürdürüyorum. Geçen yazımda dünya ekonomisinin 2012 yılındaki serencamını  yazdım. Şimdi, iki yazıda Türkiye ekonomisini değerlendirmek istiyorum.
Önce genel bir kanımı paylaşarak başlayayım. 2012 yılında Türkiye ekonomisinin  kendi  işleyişi içinde üreyen  önemli bir sorun yaşamadığı kanısındayım. Bu yıl içinde ekonominin temel dengeleri açısından ciddi bir problem yaşanmadı. Genel iktisadi konjonktürün de katkısıyla bazı dengelerinde düzeltme görüntüleri dahi çıktı ortaya. 
Bu söylediklerim Türkiye ekonomisinin  2012 yılını sorunsuz geçirdiği  anlamına gelmiyor.  Türkiye ekonomisi, belki kendi içinde dengelenme problemleri üretmedi ama,  büyük ölçüde dışarıdan bulaşan çok önemli bir performans problemini de aşamadı. Öteki ülkelerde olduğu gibi Türkiye ekonomisi de 2012 yılında önemli ölçüde yavaşladı. 
Ekonominin  "büyüyememe" zeminine kaymasını 2012 yılının temel sorunu olarak tanımlamak yanlış olmaz. 
                                                 *                   *                 *
Türkiye ekonomisinin küresel krizden oldukça yüksek büyüme hızı ile çıktığını biliyoruz. 2011 yılında yıllık bazda yüzde 8.5 olan büyüme hızı bunu  gösteriyor. Ancak ekonomide hız kesme eğiliminin de 2011 yılında başladığı söylenebilir. 2011 in üçüncü çeyreğinde yüzde 8.4 olan büyüme hızının son çeyrekte yüzde 5'e gerilemesi yavaşlamanın başladığına işaret ediyor. 
Yavaşlamanın  2012 yılında hızlanarak devam ettiği söylenebilir.  Birinci üç ayda yüzde 3.4'e gerileyen büyüme hızı ikinci çeyrekte yüzde 3.0 düzeyine düştü.  Büyüme hızının üçüncü çeyrekte yüzde 1.6'ya  gerilemesi yavaşlamanın yerleşip, derinleştiğini gösteriyor.  yılın ilk dokuz ayında da ancak yüzde 2.6 olarak gerçekleşen büyüme hızı Türkiye ekonomisinin 2012 yılında yaşadığı "büyüyememe" sorununun boyutunu gösteriyor. 
Büyüyememe  sorununun altında ekonominin iç talebinin ciddi biçimde gerilemiş olması yatıyor. Özel tüketim ve yatırım harcamalarının yılın büyük kısmında fiilen gerilemiş olması ekonominin içten patlamalı motorunun  adeta  durduğu şeklinde yorumlanabilir. 
Özel harcamalardaki bu kasılmanın kökeninde beklentilerdeki kötüleşmenin yattığını söylemek yanlış olmaz. Bir yandan özellikle Avrupa'yı kasıp kavuran iktisadi krizin  bir yandan da dış politikada beliren kırılma olasılığının geleceğe dönük beklentilerin kararmasına yol açtığı anlaşılıyor. 
                                              *                    *                     *
Yavaşlama etkisi yaratan iç talep gerilemesinin kısmen de olsa dış talepteki (net ihracat) genişleme ile telafi edildiği gözleniyor. Bu yeni bir eğilim değil. Türkiye ekonomisinde yavaşlama süreçlerinde  dış talebin öne çıkması bilinen, alışılmış  bir durum. Bu kez de böyle olduğu söylenebilir. 
Bu gelişmenin 2012 yılında ekonominin en ciddi kırılganlığına, dolayısıyla en önemli risk unsuruna ilaç gibi geldiğini de eklemek gerekir. Büyümenin yavaşlaması akut boyuta ulaşmış olan dış dengesizlikte önemli bir düzeltme olmasına yol açmıştır. 2011 yılının Ekim ayı itibariyle 78.4 milyar dolar olan  yıllıklandırılmış cari işlemler açığının 2012 yılının Eylül ayı sonunda 55.8 milyar dolara gerilemiş olması bu düzeltmenin boyutunu gösteriyor. 
Dış dengedeki düzeltmeyi  2012 yılının önemli gelişmelerinden birisi olarak kaydetmek doğru olur. Ancak bu düzeltmenin sürdürülebilirliği kuşkuludur. Yıl sonuna doğru ithalatta hızlanma olurken ihracatın hız kesmeye başlamış bu kuşkuyu doğrulamaktadır
2012 yılında kamu dengesinde de önemli gelişmeler yaşandı. Önce bozuk giden dengenin son aylarda ortaya konan siyasi irade ile yeniden toparlanmaya başladığı gözleniyor. Ekim 2011'de  1.7 milyar lira olan bütçe açığının 2011 yılının aynı ayında 18.7 milyar liraya çıkmış olması başlangıçtaki bozulmayı gösteriyor. Kasım ayında bu dengesizliğin düzeltilmeye başlandığına işaret eden gelişmeler var.  Bunun devam edeceği ve yılın sıkılaştırılan bir maliye politikası ile tamamlanacağı anlaşılıyor. 
Ekonomiyi değerlendirmeye devam edeceğim.
 
Tüm yazılarını göster