2012 cari açığı 50 milyarın da altında kalacak

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Cari işlemler dengesinde ekim ayında 1 milyar 960 milyon dolar açık verildi; on aylık açık 41.1 milyar dolar olurken, ekim itibariyle yıllık açık 53.1 milyar dolara geriledi. 2012'ye başlarken 65.4 milyar dolar yıllık açık öngörülmüştü. 2013-2015 dönemi orta vadeli programı yapılırken ise 2012'nin açığı 58.7 milyar dolar olarak tahmin edilmişti. Bu düzey, eylül ayında geride kaldı, ekimde ise bir miktar daha aşağı inildi.

Geçen yıl kasımda 5.4, aralıkta 6.6 milyar dolar olmak üzere son iki ayda 12 milyar dolar açık verildi. Bu yılın son iki ayındaki açığın geçen yılki düzeyin çok çok altında kalacağı ortada. Bu yıl kasım ve aralıktaki açığın geçen yılın en az 3-4 milyar dolar altında kalması, böylece 2012 açığının da 50 milyar doların altına inmesi sürpriz olmayacak.

55.5 milyar dolar geldi

Dış ticaret açığının daralmasının etkisiyle giderek daha az cari açık veriyoruz. Ödemeler dengesinin finansman kalemlerinde ise cari açığın çok üstünde döviz girişi oluyor, yani yabancıların Türkiye'ye ilgili artarak sürüyor.

Geçen yılın ilk on ayında hisse senedi portföylerini 920 milyon dolar azaltan yabancılar, bu yıl 3 milyar dolarlık alım yaptılar.
Ancak asıl artış borç senetlerinde gerçekleşti. Yabancılar kamu kağıtlarına geçen yılın on ayında 12.6 milyar dolarlık yatırım yapmışlardı; bu yılki giriş 17.4 milyar doları buldu.

Bankaların yurtdışından borçlanması 2.4 milyar dolardan 6.1 milyar dolara çıktı, diğer sektörlerin borçlanması ise 18 milyon dolardan 510 milyon dolara yükseldi.
On ayda 41.1 milyar dolar cari açık verildiğini belirtmiştik. Net hata noksan kalemi de pozitif 6.6 milyar dolar oldu. Ölçüm hatasını gösteren bu tutarı cari açıktan düşerek değerlendirme yapmak çok yanlış olmaz. Bu işlem yapıldığında açık 34.5 milyar dolara iniyor, sermaye hesabındaki giriş de bu düzeyde. Zaten bu rakamların eşit olması gerekiyor.

On ayda gelen toplam döviz 55.5 milyar doları bulmuş durumda. Gelen döviz 55.5 milyar dolar, ancak ihtiyaç duyulan 34.5 milyar dolar. Dolayısıyla aradaki fark olan 21 milyar dolar "fazladan gelen döviz olarak" Merkez Bankası rezervine eklendi.

Görünen köy!

Bu köşede dün 2012 büyümesini artık yüzde 3'ün üstünde tutmanın neredeyse olanaksız hale geldiğini yazdık. 2012'nin cari açığı da belli ki 50 milyar doların altında kalacak.

Biraz geri gidelim; bu köşede 20 Şubat'ta "2012'de daha az büyüyecek, daha az cari açık verecek; ama yüksek enflasyondan kurtulamayacağız" diye yazmışız.

Enflasyonda yüzde 6 dolayında bir gerçekleşme bekleniyor ve böyle bir oran Türkiye için yüksek sayılmaz elbette, dolayısıyla bu değerlendirmemizin enflasyon dışında kalan kısmı için aylar öncesinden isabet kaydetmiş olduğumuzu söyleyebiliriz. Aslında böyle bir tahmin yapmak pek de zor değildi; çünkü biz de tahminlerimizi ağırlıklı olarak öngörülen hedefler üzerine kurgulamıştık.

2 Nisan'da "Bardağın dolu tarafı, cari açık hızla düşecek; boş tarafı, büyüme çok yavaşlayacak" başlığıyla benzer bir değerlendirme daha yapmışız.
 
Büyüme-açık kol kola!

Türkiye ne zaman hızlı büyüse, yüksek düzeyde cari açık veriyor ya da tersi oluyor. Geçen yıl ve bu yıl bu konuda çok tipik örnek durumunda.

Geçen yıl yüzde 8.5 gibi çok yüksek bir büyüme sağladık. Cari işlemler dengesinde ise 77 milyar dolar gibi bir açık oluştu. Kuşkusuz cari açığın boyutu tek başına önemli değil. Açığın milli gelire oranı önem taşıyor. Biz, bu oran konusunda yüzde 10'la tüm sınırları zorladık, hatta aştık.

Bu yıl ne oldu; büyümenin yüzde 4'lük hedefe ulaşmayacağı, daha sonra yapılan yüzde 3.2'lik tahmini bile bulmayacağı anlaşıldı. Ne var ki düşük oranlı büyümenin getirdiği bir dizi olumsuzluğa karşılık, olumlu bir gelişme olarak görece düşük bir cari açık vereceğimiz ortaya çıktı. Tabii ki milli gelirin yüzde 7'sini bulan 50 milyar dolar cari açığa "az" demek ne kadar doğruysa...

Tüm yazılarını göster