2010 yılında ekonomi beklenenin üzerinde büyüdü. Gayrı Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) artışının sabit fiyatlarla yüzde 8.5-9.0 olarak açıklanması bekleniyor. Bazılarına göre bu yüksek büyümenin peşinden 2011'de de büyümenin hız kesmesi beklenir. Buna rağmen Merkez Bankası ve Hazine enflasyon ve cari açık (döviz açığı) endişesi ile büyümeyi frenlemeye karar verdi. Bütün bunlara rağmen yılın ilk ayına ait göstergeler büyümenin 2011 yılında da hız kesmeyebileceğine işaret ediyor. İnsanların gelecek hakkındaki bekleyişleri önemlidir. İnsanlar yarına güvenir ise para harcar. Yatırım yapar. Mal satın alır. İnsan çalıştırır. Ocak ayı Tüketici Güven Endeksi bir önceki aydan daha iyi. Tüketici güveninde artış var.
Eskiden ABD ekonomisinin durumundan söz edilirken otomobil, ev satışları ve kredi kartı harcamaları rakamlarına dayalı yorum yapılırdı.
Bizde de şimdilerde bu göstergeler önem kazandı. Ocak ayında 29.868 otomobil satılmış. Bir yıl öncenin aynı ayına göre yüzde 137 artış ile Avrupa şampiyonu olmuşuz. Aralık ayındaki indirimli satışlardan sonra canlılığın ocak ayında da devam etmesi çok önemlidir.
Konut satışlarındaki canlılık devam ediyor. Konut kredisi kullanımında gerileme yok.
Ocak ayında dahildeki KDV artışı yüzde 21.7, ÖTV artışı yüzde 18.2. Görülüyor ki talep canlı.
Şubat ayında Sevgililer Günü kredi kartı harcamaları 639 milyon TL. olmuş. Sevgililer günü harcaması 682 milyon TL'ye yaklaşmış.Bütün bunlar canlılığın devam ettiğini gösteriyor.
Arayışımız nedir? Üretim artsın. İstihdam artsın.gelir artsın. Daha çok büyüyelim. Büyümeden neden korkanlar var? Enflasyon artacak, döviz açığı büyüyecek diye korkuluyor.
İyi de, 2010 yılında istihdamdaki iyileşme büyümeye, ekonomideki canlanmaya dayanmadı mı?
Bu tabloda görülüyor ki, yılın kalan aylarında içeride ciddi bir huzursuzluk ortaya çıkmaz ise, bu yılı da yüzde 5-7 büyüme ile tamamlama ihtimali var. Ya cari açık ne olur diye sorulur ise, her halde 40 milyar doların altına inmez.Ama döviz kıtlığı olmaz.