2011 cari açığı 70 milyarı bulacak gibi

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

EKO ANALİZ / Alaattin AKTAŞ

Cari işlemler dengesi ocaktaki 5.9 milyardan sonra şubatta da 6.1 milyar dolar açık verdi ve böylece iki aydaki açık 12.1 milyar doları buldu. "Görünen köy kılavuz istemez" misali, dış ticaret açığının belli olmasından sonra cari açığın bu düzeylere çıkacağı zaten üç aşağı beş yukarı tahmin ediliyordu.

İster iki aydaki 12.1 milyarlık açığı yıllığa tamamlayın, ister başka türlü hesaplama yapın sonuç pek değişmiyor. 2011 yılının cari açığını 70 milyar doların altına indirmek neredeyse olanaksız görünüyor.

Bu sütunlarda 6 Nisan'da yazdık. Dış ticarette 2011 yılını 230-235 milyar dolarlık ithalat ve 135 milyar dolarlık ihracatla kapatmamız sürpriz olmaz. Merkez Bankası'nın önlemleri işe yaramazsa ithalat daha da yükselebilir. Ayrıca enerji faturasındaki büyümeyi de hesaba katmak gerekir.

100 milyar dolarlık bir dış ticaret açığı, yaklaşık 70 milyar dolarlık bir cari açık demektir. Dolayısıyla, dış ticaret açığının daha da büyümesi, cari açığın 70 milyarı da aşması anlamına gelecektir.

Peki Türkiye 70 milyarlık bir cari açığı finanse edebilir mi! Etmemiş olsa, zaten bu açığı veremezdi değil mi…

"İki aydaki 12 milyar açığı finanse ettik; ama, yılın tümünde açık 60-70 milyarı bulursa bunu nasıl finanse edeceğiz" demeyi sürdüren "anlı şanlı" iktisatçılar ilk değerlendirmelerini yaptılar bile. Böyle bir değerlendirme yapan iktisat fakültesinin birinci sınıfını bile geçemez ya, neyse… Dilimizde tüy bitti; "Olmayan para harcanmaz, olmayan kaynak kullanılmaz, dolayısıyla dış ticaret açığı ya da cari açık verilmişse mutlaka bunun bir karşılığı vardır; ister nakit, ister borç, ama mutlaka karşılığı vardır" dedik. Yani, açıklar veriliyorsa, bunlar zaten finanse edilmiştir; açığı verip sonra finanse etmek gibi bir durum olamaz. Ama, hala aynı bozuk plağı döndürenler var.

Açıktan fazla döviz girdi

İki ayda verilen 12.1 milyar dolarlık açığa karşılık finans hesabından gerçekleşen giriş 7.8 milyar dolar oldu. Net hata ve noksan kaleminde de 5.5 milyar dolarlık bir büyüklük oluştu. Bu iki kalemin toplamı, cari açığı 1.2 milyar dolar aştı. 1.2 milyar dolarlık farkın 822 milyon doları Merkez Bankası rezervine eklendi, 390 milyon doları da IMF'ye yapılan ödemeden oluştu.

Yabancılar hisse senedi piyasasından çıkmayı şubatta da sürdürdü. İki ayda gerçekleşen çıkış 1.2 milyar doları buldu.

Kamu kağıtlarına ise yoğun bir ilgi var. Yabancılar, iki ayda 5 milyar dolarlık borç senedi aldılar.

Cari açığın finansman kalemleri arasında net hata ve noksan da önemli bir yer tutmaya başladı. Ocak ayı ödemeler dengesi istatistiklerinde, söz konusu aydaki net hata noksan kalemi pozitif 3.7 milyar dolar olarak yer almıştı. Şubatla birlikte ocak verisi revize edildi ve ocak ayındaki net hata noksan kaleminin büyüklüğü 2.2 milyar dolara indi.

Şubat ayındaki net hata ve noksan ise 3.3 milyar dolar olarak belirlendi. Buna göre, iki aylık net hata noksan büyüklüğü 5.5 milyar dolar oldu.

Düz mantıkla giderek, iki ayda 5.5 milyar dolar olan net hata noksanın, yılın tümünde 33 milyarı bulacağı elbette düşünülemez; hem zaten Merkez Bankası bu rakamı her ay revize ediyor. Peki, net hata ve noksanın nedeni ne; Merkez Bankası'na kulak verelim:

"Net hata yerleşikler kaynaklı"

"…Cari işlemler ile sermaye ve finans hesapları toplamı çeşitli hata ve noksanlıklardan ötürü sıfırdan farklı sonuç verdiğinden, söz konusu toplam ters işareti ile net hata ve noksan kalemine (NHN) kaydedilerek ödemeler dengesi eşitliği sağlanmaktadır. NHN oluşmasının nedenleri şöyle özetlenebilir:

-İthalat veya ihracat için malın hareketi ile ödemenin farklı bilanço dönemlerine yansıması durumundaki zaman uyumsuzluğu.

-Gümrük işlemlerine ilişkin beyan hataları.

-Ödemeler dengesindeki çeşitli kalemlerden elde edilen gelirlerin sistem dışına (yastık altına-kasalara) çıkarılması ya da finansman sırasında sistem dışından kaynak kullanılması şeklindeki kayıt dışı işlemler.

-Turizm ve bavul ticareti gibi anketler yoluyla elde edilen bazı verilerdeki hatalar."

Merkez Bankası'nın değerlendirmesinde, ödemeler dengesinde yer alan kamu sektörüne ilişkin kalemlerde hata beklenmediği, aynı şekilde bankacılık sektörüne ilişkin verilerin de doğru olduğunun varsayıldığı belirtiliyor. Değerlendirmede daha sonra şu görüşlere yer veriliyor:

"Bu durumda, NHN'nin oluşma nedenlerinin özel sektöre ilişkin olması beklenir. Bankaların döviz varlıklarındaki değişim ile resmi rezervlerdeki değişim ödemeler dengesinde izlenebiliyorken, bankacılık dışı sektörün döviz varlıklarındaki değişim tam olarak izlenememektedir. Dolayısıyla, bankacılık dışı özel sektörün döviz varlıklarındaki değişimin büyük ölçüde NHN'ye yansıdığı düşünülmektedir. Bu olguya dayanarak, NHN kaleminin yerleşikler kaynaklı olduğu varsayılmaktadır."

Tüm yazılarını göster