2010 "göreceli olarak" iyi idi 2011 Neden daha iyi olmasın ?

Tevfik GÜNGÖR OLAYLARIN İÇİNDEN gungoruras@superonline.com

Yıl sonu yazılarında (1) Geçmekte olan yıl değerlendirilir (2) Gelecek yıl için tahminler yapılır.

Alışılmışın dışına çıkmadan 2010 yılının son yazısında ben de kendime göre değerlemeler yapayım. Tahminlerimi vereyim.

2010 yılını değerlendirirken, 2011 yılı için tahminler yaparken makro ve mikro ekonomi ayrımına özen göstermek gerekir.

Makro ekonomi, ekonominin temel dengeleri ile ilgilenir. Büyüme, bütçe ve döviz açığı, dış ticaret açığı, dış borç toplamı; makro ekonomi bakımından önemlidir. Ekonomiyi dışarıdan değerlendirenler makro göstergelere bakarlar.

Mikro ekonomi ise, ülkede yaşayanların durumunu yansıtır. Kişi başı gelirdeki değişim, enflasyon, vergi yükü, mevduat ve kredi faizi, işsizlik, gelir dağılımı, sosyal hizmetlerdeki gelişmeler makro ekonomi bakımından önem taşır.

Makro göstergeleri ile Türkiye 2010 yılında, krizden etkilenen ülkelerden ayrıştı. İyi göstergeleri ile ayrıştı. Milli gelir artışı iyi. Bütçe açığının, kamu borcunun milli gelire oranı düşük. Bunlar ekonomiye dışarıdan bakanlar için önemli; hele hele kriz döneminde çok önemli göstergeler.

Bu iyilik 2011 yılında da sürecektir.

Mikro ekonomide önemli olan sabit fiyatlarla kişi başı gelir göstergesidir. 2010 yılı büyüme rakamlarının yüksek çıkmasına rağmen, kişi başı milli gelir rakamı sabit fiyatlarla kriz öncesi dönemin henüz altında.

Bunun anlamı halkın gelir ve refah seviyesinin kriz öncesi çizgide duraklamasıdır.

Kriz döneminde işten çıkarılanların tamamı iş bulamıyor. Gençlere iş imkânı yaratılamıyor. Bu ekonominin temel sorunu. Ama 2011 yılında istihdamda göze çarpacak bir iyileşme beklenemez.

Hükümet ve Merkez Bankası 2010 yılında para politikası ve mali politikada ciddiyetini korudu. Referandum bahane edilerek dengelerde sapmaya gidilmedi. 2011 yılında da bu konuda dikkatli davranılacağı anlaşılıyor.

2011 yılında Kürt sorununa bağlı olarak olağanüstü, beklenmedik bir gelişme olmaz ise, dış ve diğer iç etkenler nedeniyle ekonomide önemli sarsıntılar ortaya çıkmaz.

Bunun anlamı, halk için 2011 yılının 2010 yılına göre büyük farklılıklar göstermeyeceğidir.

Halk da buna alıştı.

2011 yılında temel büyüklükler nasıl olabilir?

Tabii ki temel büyüklükleri belirleyecek olan taleptir. (1) İç talebin 2011 yılında canlılığını koruması beklenmelidir. (2) Dış talep (ihracat) konusundaki gelişmeler döviz fiyatına bağlıdır. Ancak döviz fiyatı yıl içinde biraz yükselse de ihracat artışını hemen sağlayamaz.

Bu durumda 2011'de ithalat artışının ihracat artışının önünde koşacağı, cari açığın (döviz açığının) büyümesini sürdüreceği tahmin ediliyor.

2011 yılında sıcak para girişinin sürmesi bunun sonucu olarak da, büyüyen cari açığın sorun teşkil etmemesi bekleniyor.

Doların fiyatı 1.55 TL'nin üzerine çıkabilir. Fakat, ülkede çok önemli bir çalkantı olmaz ise döviz fiyatı büyük ölçüde artmaz.

İç talebe bağlı olarak üretim artışının ve ithalatdaki artışın devam etmesi ekonomide yüzde 6 dolayında bir büyümeye imkan verebilir.

2011 yılında milletveki seçimleri ekonomiyi olumsuz etkilemez ama, seçim sonunda yoğunlaşacak olan Kürt sorunu ile ilgili tartışmalar ciddi bir risk olarak karşımıza çıkabilir.

Tekrarda yarar vardır. ABD ve Avrupa ülkelerinde yaşayanlar krizden nasıl çıkacaklarını düşünürken biz daha iyinin arayışındayız. Onun için ülkemizin değerini bilelim. Daha iyinin arayışını, iyimserliği kaybetmeden sürdürelim.

Yeni yıl ülkemize insanlarımıza iyilikler getirsin.

Tüm yazılarını göster