20, 33'e eşit mi?

Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ ala.aktas@gmail.com

Bir kelime oyunu değil bu başlık; basit, sıradan bir soru yalnızca. Maliye Bakan Mehmet Şimşek memura bu yıl için verilen yüzde 4+4 zammı değerlendirirken "İmkanlarımızın çok ötesine taştı. Onun için de oturup şimdi bütçeyle ilgili ne tür tedbirler alacağız, ona bakacağız" diye konuştu. Bakan Şimşek, bütçenin üçte birinin memura gittiğini dile getirdi.

Maliye Bakanı Şimşek, zamla ilgili olarak, "Bütçenin üçte biri memura gidiyor" dediğine göre öyledir. Harcamanın nerelere yapıldığını Maliye Bakanı'ndan daha iyi kim bilebilir ki, değil mi...
Ama iyi de, bir tarafta da Maliye Bakanlığı'nın kamuya açık resmi verileri var. Orada bütçenin üçte birinin memura gittiğine ilişkin veriye rastlayamadık.

Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü'nün merkezi yönetim bütçe giderlerinin detayını gösteren verilerine bakıyoruz. 2012 yılında memur için ayrılan ödenek 71 milyar 124 milyon lira. Bu ödenek, 2012 bütçe büyüklüğü olan 350 milyar 948 milyon lira içinde yüzde 20.3'lük bir yer tutuyor.

Başlangıç ödeneği olarak bakarsak, yüzde 20 nere, yüzde 33 nere?

Peki, bu yılki harcama çok yüksek oldu da acaba Maliye Bakanı ona dayanarak mı, üçte birlik bir orandan söz etti? Bakalım:

İlk dört ayda memurlar için yapılan harcama 25 milyar 373 milyon lira. Bu dönemdeki toplam harcama ise 111 milyar 569 milyon lira. Yani memurlara dönük harcamanın toplamdaki payı yüzde 22.7.

Yine soralım; yüzde 22.7 nere, yüzde 33 nere? Yüzde 33'ü bulmaya çalışıyoruz...
İlk dört ayda memurlar için yapılan ödemeye; işçiler, sözleşmeli personel, geçici ve diğer personel için yapılan ödemeyi de eklesek, toplam personel gideri 28 milyar 592 milyon lirayı buluyor. Bu rakam da 111 milyar 569 milyon lira içinde yüzde 25.6'lık bir pay alıyor.

Aramaya devam... Toplam personel giderine, bu personel için SGK'ya yapılan 4 milyar 850 milyon liralık devlet primi giderlerini eklesek, ödeme toplamı nihayet yüzde 30'u buluyor.

Tam yüzde 33'e ulaşamasak da, memurların yanına diğer personele dönük ödemeyi katmış olsak da, bu personel için SGK'ya yapılan devlet primi giderlerini eklesek de sonuçta ulaşabildiğimiz oran yüzde 30.

İşte o yüzden, "bütçenin üçte birinin memura gittiğini" bir türlü anlayamıyoruz.

Bütçedeki sıkıntı yeni değil ki...

Nisan ayı bütçe gerçekleşmesinin açıklandığı 15 Mayıs'a dönelim. Geçen yılın nisan ayında 1.1 milyar lira olan bütçe fazlası bu yıl 1.4 milyara çıkmış; tablo gayet iyi. Ama şeytan ayrıntıda gizli ya, bu fazla nasıl verilmiş... O zaman da yazmıştık, hatırlatalım...

KİT'ler, kamu bankaları ve Merkez Bankası karından bütçeye geçen yıl nisanda 1.2 milyar aktarılmışken, bu yılki tutar 5.8 milyara fırlamış. Bu sayede de nisan ayında bütçe fazla vermiş. Yani, aktarılan tutar bu düzeyde olmasa, nisanda bizi büyük bir açık bekliyormuş.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek nisan ayı bütçe gerçekleşmesini değerlendirirken "Bütçe performansında düşüş var, önlem almalıyız" dememiş miydi? Ekonomik büyüme yavaşladıkça dolaylı vergi gelirlerindeki artış da büyük ölçüde hız kesiyor, hatta gerilemeye başlıyordu. Örneğin ithalde alınan KDV, marttan sonra nisanda da geçen yılın altında kalmıştı.

Yani bütçedeki sorun, memura verilen zam değil. Hele hele, hükümet yüzde 3.5+4 teklif etmişken ve Hakem Heyeti bu teklifi yalnızca yarım puan değiştirmişken, zammın imkanların çok ötesine taştığını söylemek ne kadar gerçekçi olabilir ki...

Belli ki yeni vergiler yolda. Memur da bu yeni vergiler için günah keçisi ilan ediliyor.

Tüm yazılarını göster