Moda ve tekstil alanında dünyanın en önemli fuarlarının organizatörü olan Premiere Vision, 23-25 Mart'ta İstanbul’da dördüncü edisyonunu gerçekleştirdi.
Birkaç aydan bu yana pazarda süregelen belirsizlik ve bölgedeki jeopolitik tansiyonun moda endüstrisinde dramatik değişiklikler meydana getirdiğini belirten Premiere Vision CEO’su Philipe Pasquet, Ortadoğu bölgesinin moda başkenti olarak nitelendirdiği İstanbul’a güvenlerinin tam olduğunu vurguluyor.
Pasquet, “Bu durumu aşmak için yeni yaratıcı çözümlerin arayışındayız. Biz, bu pazardaki yatırımlarımıza devam ediyoruz. Zor zamanda dişleri sıkmak çok önemli. Biz, yaptığımız tüm işleri orta ve uzun vadede düşünürüz” diyor. Premiere Vision CEO’su Philippe Pasquet'nin yorumları şöyle:
Ortadoğu'nun moda başkenti İstanbul
“Dördüncü sezonda ürün yelpazemizi, konfeksiyon üretiminde uzman Türk ve Faslı firmalar ile zenginleştirerek ziyaretçilerimize full paket sunmayı hedefledik. Geçtiğimiz birkaç aydan bu yana pazarda süregelen belirsizlik ve bölgedeki jeopolitik tansiyon, moda endüstrisinde dramatik değişiklikler meydana getirdi. Katılımcılarımız ve ziyaretçilerimiz bu durumu aşmak için yeni yaratıcı çözümler arayışında. Biz, bu pazardaki yatırımlarımıza devam ediyoruz. Rusya, Romanya, Bulgaristan, İran ve tabii ki Türkiye’deki tanıtım ekiplerimize Sırbistan ve Ürdün ekiplerimizi ekledik. Ortadoğu bölgesinin moda başkenti olan İstanbul’a güvenimiz tam.”
Tereddütlerimiz var ama dişimizi sıkıyoruz
“Katılımcı sayımızda biraz düşüş var. Ama, bunun nedeni sadece terör olayları ve güvenlik sorunu değil. Dünyada yaşanan ekonomik sorunlar ve bölgesel konjonktürden de kaynaklanıyor. Türkiye, şu anda güçlü bir ekonomiye sahip olsa da bölgedeki ekonomik çerçeve, katılımı etkileyen bir faktör. Bölgesel her olay bizi etkiler. Mesela, Türkiye’nin yıllardır çok iyi bir seyir izleyen tekstil rakamları, 2015 yılında dramatik bir şekilde olmasa bile düştü. Çünkü pazardaki ilişkiler zorlaştı. Elbette yaşanan olaylar nedeniyle tereddütlerimiz var. Çünkü yaptığımız iş, insanları seyahat ettirmek ve bir arada toplamak. Ama, zor zamanda dişleri sıkmak çok önemli. Biz, yaptığımız tüm işleri orta ve uzun vadede düşünürüz. Kısa vadeli bir düşünme biçimimiz yok.”
Tehlikeli bir dünyada yaşıyoruz
“Gelişen olaylar, bizim hiçbir etkinliğimizi gerçekleştirmemize engel olmadı. Ama, elbette güvenlik önlemlerimizi artırdık. Fuar organizasyonları aylar öncesinden yapılır. Bu tip olaylar gerçekleştiğinde katılımcılar gelmeme kararı alabilirler. Bazı ülkelerin bu tip tehlikeler karşısında hassas davranmaları önemli bir etken. Sigorta şirketleri belli destinasyonlara giden müşterilerini, sigortalarını karşılayamayacakları yönünde uyarıyorlar. Örneğin, Paris’te düzenlediğimiz Premiere Vision Fuarı’nda Asyalı katılımcılarımızda birkaç eksilme oldu. Rus katılımcılarımızda ambargolar yüzünden bir daralma söz konusu. Brezilya’da ise ekonomideki gerilemeden dolayı katılımda bir daralma söz konusu. Tehlikeli bir dünyada yaşıyoruz. Bu, bir gerçek. Ama, tekstil sektörü, dinamizmini her koşulda koruyan güçlü bir sektör.”
Türkiye'nin lüks marka üretimini konuşmak için erken
"Dünyada lüks marka çıkartabilen çok az sayıda ülke var. Bunların başında Fransa ve İtalya yer alıyor. ABD ve Japonya da lüks marka üreten pazarlar. Türkiye’nin lüks marka üretimi hakkında konuşabilmek için henüz çok erken. Lüks moda sektörü, farklı bileşenlerden oluşur. Üretimi bilmek ve bu bilgiyle katma değerli ürünler üretebilmek önemli. Ama yaratıcılık da çok önemli. Ancak, bundan 40 yıl önce Türkiye’de neredeyse marka yok iken, şimdi biz, bu pazarda fuar organize ediyoruz."