'Medeniyetler çatışması değil medeniyet adına küresel bir savaş&#03

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

Bir çok insana göre, El Kaide lideri Bin Ladin'in ölümü, terörizmi besleyen bir nefret sembolünün ortadan kalkması anlamına geliyor. Bazıları El Kaide için sonun başladığını düşünürken; bir lider gider, bir lider gelir, herşey kaldığı yerden devam eder gürüşünde olanlar da var.

Bin Ladin'in ölümünün Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde yaşanan devrimlerle aynı zamanda denk gelmesi oldukça anlamlı. Her ne kadar bölgedeki sonuçları henüz netleşmese de, halkın özgürlük talebi, özgürlükleri sınırlayan El Kaide'nin sessiz, hatta etkisizleşmesine yol açacak nitelikte.

İspanya eski Başbakanı Jose Maria Aznar, "Bu insanların otokrasiler ile cihat temelli baskı arasında seçim yapmak zorunda bırakılmaları tarihi bir hata olur" derken, "Yaşadığımız medeniyetler çatışması değil; medeniyet adına küresel bir savaş veriyoruz. Medeniyet, El Kaide'nin bizi inandırmaya çalıştığı gibi, batının kültürel bir tercihi değil, fakat tüm insanlık için bir hedef. Bu tuzağa düşmememiz gerekli" yorumlarında bulunuyor.

"Terörizmi yenmek, insan onurunun, özgürlüğün ve adaletin; dolayısıyla medeniyetin zaferi olacaktır" diyen Aznar, medeniyet yürüyüşünde en etkili araçları şöyle sıralıyor:

- İyi yönetişimi geliştirmek ve yaygınlaştırmak. Bu, vatandaşlara hesap verebilen şeffaf kurumlar, bağımsız yargı, özgür basın, insan haklarına saygı ve hoşgörü anlamına geliyor.

- Herkesin ekonomik fırsatlara eşit ulaşımını sağlamak; açık toplumlar yaratmak.

- Herkesin eğitime ulaşımını sağlamak. Daha iyi bir geleceğin ve açık toplum değerlerini korumanın temel anahtarı eğitimdir.

Aslında Ladin'i ilk 'vuran' Wael Ghonim oldu

ABD'li Time dergisine göre 2011 yılının en etkili ismi Mısır'da 30 yıllık Hüsnü Mübarek yönetimini sonlandıran 25 Ocak devriminin 30 yaşındaki Google çalışanı Wael Ghonim oldu. Ghonim, Bin Ladin'in ölümünü öğrendiğinde ise şu sözleri yazdı Twitter'da: "2011, tarihe geçecek bir yıl. Henüz mayıs ayındayız ve ilk beş ayda neler neler oldu: Tunus, Mısır, Libya, Yemen, Suriye ve şimdi de OBL (Osama Bin Ladin)."

Bin Ladin, Ghonim için, geçmişte kalan bir isim. Aynı Bin Ali, Mübarek ya da Kaddafi gibi; Çünkü Ghonim özgürlüklere, demokrasiye, insan haklarına inanıyor ve Bin Ladin'in hayal ettiği şeriatı merak bile etmiyor.

Her ne kadar tüm dünyada terör korkusu yaratmayı başarsa da, El Kaide bugüne kadar hükümet devirmeyi başaramadı. Demokratik liderleri birbiri ardına deviren özgürlük savunucusu gençler oldu. Yani Bin Ladin'i bir ABD askerinden önce, genç Wael Ghonim'ler öldürdü.

Peki bundan sonra ne olacak? Uçağa binerken baştan aşağı aramalar; biyometrik kimlikler sona mı erecek? Afganistan'daki birlikler evlerine geri dönecekler mi? Bu sorulara verilen cevaplar farklılık gösteriyor. İşte bazı yorumlar:

- El Kaide hem başsız, hem sessiz kaldı

"El Kaide'nin Gerçek Hikayesi" isimli kitabın yazarı ve cihadist hareketin önde gelen uzmanlarından Prof. Jean-Pierre Filiu'ya göre Bin Ladin'in ölümü, El Kaide için sonun başlangıcı anlamına geliyor. "El Kaide, Bin Ladin'in ölümü sonrasında başsız; Arap devrimleri sonrasında sessiz kaldı. Bunun sonuçları ölümcül olacak" diyen Filiu'nun bundan sonrasına yönelik beklentileri şöyle: "El Kaide'de net bir "Pakistanlılaşma" sürecine tanık olacağız. Pakistan'ın hedefleri doğrultusunda hareket eden bir organizasyona dönüşecek El Kaide. Organizasyon aslında Obama'nın ABD başkanı seçilmesi ile birlikte çözülmeye başladı, çünkü ideolojisi gerçekçi olmaktan çıktı. El Kaide, Pakistan'ın genel stratejisinin parçalarından biriyken; George Bush'un ABD'si için tüm düşmanların birleşimini temsil ediyordu. Barack Obama'nın dehası ise, El Kaide'ye odaklanmak için terörizmle küresel mücadeleyi sonlandırmak oldu."

- 'Cihadizm hiçbir hedefini gerçekleştiremedi'

"Siyasi İslam'ın Başarısızlığı" kitabının yazarı ve siyasi İslam üzerine araştırmaları ile tanınan Oliver Roy, El Kaide üyelerini yok olmadan önce gürültü çıkaran çizgi film kahramanlarına benzetiyor Le Nouvel Observateur'de yer alan söyleşisinde.

"El Kaide hiçbir hedefini gerçekleştiremedi; hiçbir Arap diktatörü devirmeyi başaramadı; İsrail'i Filistin dışına atamadı. El Kaide bir süre daha gündeme gelebilir; ABD ve müttefiklerini endişelendirebilir, fakat Müslüman dünyasında yaşanan olayların merkezine gelmesi söz konusu olamaz" yorumlarında bulunan Olivier Roy, şunları söylüyor:

"El Kaide'nin siyasi İslam'la ilgisi yok; herhangi bir siyasi görüşü temsil etmiyor. Bugüne kadar gerçekleştirdikleri çok sayıda saldırıya rağmen, iktidarı ele geçirmeyi başaramadılar. Lenin'in onlara yönelttiği eleştiri de, kitle hareketini temsil etmemeleriydi. 11 Eylül de, siyasi İslam'ın başarısız olmasının bir sonucudur. Pratikte cihadist hareket Müslüman dünyasında son derece marjinal kaldı."

Sonuç olarak, tarihçi Faruk Mardam-Bey'in de dediği gibi Arap dünyası yeni bir çağa adım attı. Arap halkları, özgürlük ve eşitlik gibi küresel değerleri korumak adına ayaktalar. Önlerinde zor bir yol olduğu kesin; fakat Arap gençliğini harekete geçiren bu özgürlük açlığının gücüne güvenmek gerekiyor.

Tüm yazılarını göster