'Arap Baharı Türkiye için çok iyi sonuçlar getirecek'

DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN didem.eryar@dunya.com

"Dünyamız inanılmaz bir hızla değişiyor. Bu süreçte yöneticilerin bugünkü olayları değerlendirebilmeleri için dünü ve bugünü çok iyi anlamaları gerekiyor."

Bu sözler Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü Direktörü ve Migros Pazarlama Kürsüsü Başkanı Prof. Zeynep Gürhan Canlı'ya ait.

Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü tarafından düzenlenen "Ortadoğu ve Kuzey Afrika'daki Ayaklanmaların Ardından Yeniden Şekillenen İş Stratejileri: Yeni Fırsatlar ve Tehditler" başlıklı konferansta, son dönemlerde Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da yaşanan gelişmelerin ve ayaklanmaların ardından, ortaya çıkan iş fırsatları masaya yatırıldı. Bölgede yaşanan fırsatları değerlendirmek için, yaşanan değişimin nedenini anlamak; bu değişimin neler getireceğini belirlemek çok büyük önem taşıyor.

Prof. Zeynep Gürhan Canlı da bu noktaya parmak basıyor. Tunus ve Mısır'daki halk ayaklanmalarında sosyal iletişim ağlarının çok büyük bir rol oynadığını söyleyen Prof. Zeynep Gürhan Canlı, "Online mecralar insanların nasıl bir ülkede, ne şartlarda yaşamak istediklerini açıkça dile getirmelerinde büyük rol oynuyor. Bu sayede demokrasi ve insan haklarında da önemli adımlar atılabilmesini dileriz" temennisinde bulunuyor. Prof. Canlı'nın dikkat çektiği nokta ise, demokrasi ve insan haklarının, ekonomik gelişimle doğru orantılı olmadığı. Canlı, "Avrupa'daki ekonomik kriz bize sosyal kapitalizmin tehdit altında olduğunu gösteriyor. Uluslararası ekonomiye baktığımızda ekonomisi hızla büyüyen ülkelerin en demokratik ülkeler olmadığını gözlemliyoruz" derken, Ortadoğu ve Kuzey Afrika'yla çok yakın politik, sosyal ve ekonomik ilişkiler içerisinde bulunan Türkiye'nin hem bölgesel hem de global olarak bu sorunlara bir çözüm yolu bulması gerekeceğini ifade ediyor.

"Kültürel yapımız sayesinde, herkes arasında köprü kuruyoruz"

Konferansın diğer konuşmacılarından TAV Grubu CEO'su M. Sani Şener de Türkiye'nin bölgedeki rolüne dikkat çekiyor. Türk şirketlerin Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde elde ettiği başarının temelinde 2000 yılından sonra Türk dış politikasında gerçekleştirilen değişimin yattığını söyleyen M. Sani Şener, bu değişim sonucunda, şirketlerin yakın ülkelerle ticaretinin olumlu yönde gelişme gösterdiğini ifade ediyor.

Yurtdışında sağlanan deneyim ve başarının Türk işadamları ve Türk işçisini tercih nedeni haline getirdiğini söyleyen Şener'in yorumları şu yönde: "TAV İnşaat olarak gerçekleştirdiğimiz Katar Havalimanı inşasında Türk, Japon, İtalyan, Amerikan ve Katar'dan gelenlerle bir arada çalışıyoruz. Herkesle iletişim kurabilen tek ekip biziz. Çünkü hepsine hitap edebiliyoruz. Kültürel yapımız sayesinde herkes arasında bir köprüyüz."

"Türkiye model alınıyor"

"Kısa vadede Türkiye'ye ticari olarak negatif etkiler gösterse bile, Arap Baharı'nın orta ve uzun vadede Türkiye için çok iyi sonuçlar getireceği şüphesizdir" yorumlarında bulunan Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Türk-Yemen İş Konseyi Başkanı, Türk-Suriye İş Konseyi Başkan Yardımcısı ve Zenits Teknoloji Başkanı Sadık Yıldız, Türkiye'nin izlediği iç ve dış politikanın yanı sıra, coğrafi konumu nedeniyle de bölge ülkeleri açısından önem taşıdığını vurguluyor. Yıldız, şu bilgileri veriyor: "Türkiye'nin AB süreci olumlu etki yarattı. Çünkü Arap dünyası Avrupa'ya hayranlık duyuyor ve AB'de bir Müslüman ülkenin olması fikri onların Türkiye'ye olan bakış açılarını pozitif yönde etkiledi. Arap ülkeleri ile 2005'te 7,9 milyar dolar olan ihracatımız 2010'da 18,7 milyar dolara yükseldi, ithalat da arttı, 6,5 milyar dolardan 13,2 milyar dolara yükseldi. Dış ticaretin büyümesi partnerler açısından her zaman için iyi bir göstergedir. Onları birbirine yakınlaştırır, bağımlı hale getirir, birlikte daha yakın çalışmalarını sağlar ve sorunlarını çözmede birbirlerine destek olmalarını beraberinde getirir. Son 10 senede istikrarlı giden ekonomimiz sayesinde bölgede yükselen bir yıldız olduk. Türkiye bu bölge için model konumunda. Ülkenin model alınması ticari ve ekonomik olarak da bize daha yakın durmalarını ve bizimle daha yoğun çalışacakları anlamına gelir. "

"Arap halkı daha fazlasını isteyecek"

Konferansa katılan Egon Zehnder International Yönetici Ortağı Murat Yeşildere'nin yorumu ise, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki ayaklanmaların politik değil, ekonomik reformu hedeflemiş olmaları. Yeşildere, "Ekonomik reform olmadan politik reform olamaz. Mısır'da gözlemlediğimiz üzere tek başına politik reform bir yarar sağlamıyor; oy sandığını meydana getirmek demokrasi anlamına gelmiyor. Arap Baharı planlanmadı, sadece oldu! Dolayısıyla planlı olmayan ve tabandan yaygınlaşan bu oluşum, ekonomik ve siyasi bir altyapıya kavuşamazsa uzun vadede sonuç alınamaz. Bölgedeki halk sokağa çıkarak bir şeyleri değiştirebileceğini anladı, özgüveni arttı; bundan sonra daha fazlasını isteyecek" diyor.

Tüm yazılarını göster