“Toplumun tüm kesimleri, aynı gemideyiz bilinciyle hareket etmeli”

BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu, yayımladığı bildiride küresel ölçekte yaşanacak daralmaya karşı Türkiye’nin zarar görmemesi için toplumun tüm kesimlerinin ortak bilinçle hareket etmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Abone ol

BURSA / DÜNYA
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yüksek Danışma Kurulu Günal Baylan başkanlığında toplandı. Türkiye ve Bursa ekonomisinin değerlendirildiği toplantı sonunda bir yazılı bildiri yayımlandı.


Bildiride dünyada son yılların en büyük ekonomik gerginliğinin yaşandığı vurgulandı. 2015 sonunda ABD’nin faiz artırımı ile başlayan ve ticaret savaşlarıyla devam eden süreçte Türkiye’nin alması gereken tedbirleri zamanında alamadığı ifade edilirken, kırılgan yapının ağustos ayındaki dolar silahına karşı durmakta zorlanmasıyla görüldüğü kaydedildi. Bildiride şu ifadelere yer verildi “Mevcut durum itibariyle küresel büyümenin eski gücünü koruyamayacağı, enerji ve emtia fiyatlarının yükselişe geçtiği ve dış finansman koşullarının daha fazla sıkılaşacağı bir dönemin eşiğindeyiz. Yaşanan gelişmeler, ABD’nin dünya politikalarında Türkiye’ye karşı olumsuz tavrının bir yansıması olmakla birlikte, bunun bir ekonomik alt metni de vardır. 2015 yılı sonunda başlayan ABD’nin faiz yükseltme kararının ardından dünyada likiditenin bol ve borçlanma imkânlarının geniş olduğu zamanlar geride kalmıştır. Böylesi bir durumda sermaye birikimi sorunu yaşayan, uzun yıllardır cari açıkla mücadeleyi bir türlü başaramayan Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin, dolar cinsinden paraya ulaşması zorlaşmış ve paranın maliyeti de doğal olarak artmıştır.”

“Süreci tasarruf, üretim ve ihracat artışı ile aşacağız”


Türkiye ekonomisinin zor bir döneme girdiğini vurgulayan BUSİAD Yüksek Danışma Kurulu, alınan önlemlere rağmen gelecek yıl ve sonrasında dünya ekonomisinde yaşanacak daralmayla birlikte Türkiye’nin olumsuz etkileneceğini dile getirdi. Bildiride “Yüksek enflasyon, kronik cari açık sorunu, kurumsal tahribatlar, ekonomik güvenin azalması ve artan belirsizlik Türkiye ekonomisinin öngörülebilirliğini azaltmaktadır. İhracatının önemli bir bölümünü AB ülkelerine yapan Türkiye’nin, burada gelecek yıldan itibaren başlayacak, ardından ABD ve Çin’de de devam edeceği sanılan daralmaya karşı, elindeki ihracat silahının da ateş gücü zayıflayacaktır. Yeni Ekonomik Programın yanında bulunduğumuzu açıklamıştık. Ancak durumun ciddiyeti, artık bu işin sadece iktidarla ilgili olmadığı, toplumun tüm kesimlerinin, aynı gemideyiz bilinciyle hareket etmesi gerçeği de ortadadır. Hal böyle iken, alınan kararlar doğru olmakla birlikte kararların nasıl uygulanacağı ile ilgili takvimlendirme ve politika aksiyonlarına yer verilmediği görülmektedir. O halde dünyadaki değişen dengeler göz önüne alınarak yeni bir anlayışa ihtiyaç olduğu açıktır. Bizler, bu ülkenin üretici kesimleri olarak, bu sıkıntılı durumdan tasarruf, üretim ve ihracat artışı ile birlikte, özgürlükler, hukuk, yönetim sistemi ve uzun vadede de bunları başaracak insan gücünü öne çıkaracak eğitim politikaları ile çıkacağımıza inanıyoruz” denildi.

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı