Yurtdışında bulunan bilgisayar programlarından on-line yararlanma halinde stopaj
Abone olErkan Çolakoğlu / Anıl Kütük
Pricewaterhousecoopers
Sevgili Dünya okurları;
Bilindiği üzere, Multinational (Çok Uluslu) Şirketler, gerek maliyetlerin düşürülmesi gerekse işlemlerin tek bir merkezden efektif bir şekilde yürütülmesi adına merkezi işlem birimleri kurarak, grup şirketlerine söz konusu merkezlerden sisteme online olarak bağlanarak muhasebe, lojistik, satın alma, üretim planlama vb. konularında satın alınan, merkezi olarak kullanıma sunulan bilgisayar programlarından yararlanma şeklinde teknik hizmetler vermektedir. Bu yazımızda, grup şirketlerine verilen söz konusu hizmetlerin yasal ve uluslar arası mevzuat çerçevesinde
· Serbest meslek kazancı
· Gayrimaddi hak ödemesi
· Ticari kazanç
gelir unsurlarından hangisi kapsamda değerlendirileceği irdelenmeye çalışılacaktır.
Kanundaki ifadeler
Bilindiği üzere, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesinin 3. bendine göre, dar mükellef kurumların (diğer bir ifade ile yabancı kurumlar) Türkiye'de elde ettikleri kazançları, ticari, zirai, serbest meslek, menkul, gayrimenkul sermaye iradı ve diğer kazanç kapsamında olabilmekte ve söz konusu elde ettikleri gelirin mahiyetine göre vergilendirilme yapılmaktadır.
Yine aynı kanunun 30. maddesinde, ticari veya zirai kazanç haricinde telif, imtiyaz, ihtira, işletme, ticaret unvanı, marka ve benzeri gayri maddi hakların satış, devir ve temliki karşılığında nakden veya hesaben ödenen veya tahakkuk ettirilen bedellerinde vergi tevkifatına tabi olduğu hüküm altına alınmıştır.
Bununla beraber, uluslar arası vergilendirme rejimi açısından, herhangi bir yabancı kurumun Türkiye'de vermiş olduğu hizmetler karşılığında elde etmiş olduğu kazancın vergilendirilmesi hususunda, Türkiye'nin ilgili yabancı kurumun mukim olduğu ülke ile imzalamış olduğu Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarının hükümleri de dikkate alınmakta, bazen vergileme hakkının Türkiye'de olmadığı hallerde stopajı (vergilendirmeyi) önlemekte, kimi zaman ise daha düşük oranda stopaj yapılmasına imkan tanımaktadır.
Merkezi olarak satın alınan bilgisayar programlarından gruba dahil tüm şirketleri yararlandırabilmek için öncelikle grup merkezi konumundaki şirket ile gruba bağlı şirketler arasında ortak anlaşma imzalanmakta, oluşan maliyetler (kurulum masrafları, teknik personele ödenen ücretler, program ile ilgili ve programın lisansına sahip olunan firmadan alınan teknik destek bedelleri, programın çalıştırıldığı işletim sistemi masrafları ile bilgi işlem masrafları ve programının amortisman masrafları vb.) gider dağıtım anahtarları (kullanıcı firmaların ciroları ve kullanıcı sayıları vs.) doğrultusunda programları kullanan tüm grup firmalarına periyodik olarak fatura edilmektedir. Genel anlamda bu bilgisayar programları, ticari faaliyetleri çerçevesinde firmaların, muhasebe-üretim-lojistik-satın alma-satış ve proje departmanları tarafından sadece dâhili amaçlı kullanılmaktadır. Yine, bu bilgisayar programlarını çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme vb. hakların satın alınması, kiralanması söz konusu olmayıp hizmeti alan grup firmalarına da bu konuda bir hak verilmemektedir. Böylelikle, bu tür merkezi birimlerce satın alınan programlar ortaklaşa kullanılarak maliyetler minimize edilmektedir.
Mali idarenin görüşü
Bu hususta mali idare, değişik tarihlerde farklı muktezalar vermiş, fakat son yıllarda vermiş olduğu muktezalarda, bilgisayar programlarının firmanın ticari faaliyetleri çerçevesinde dahili amaçlarla kullanılması ve herhangi bir gayri maddi hak transferi bulunmaması durumunda, dar mükellef kurum açısından ticari kazanç, diğer taraftan, GVK 65. maddesi kapsamında tanımlanan serbest meslek faaliyeti tanımına uygun olarak söz konusu hizmetlerin, istihdam edilen gerçek kişilerce icra edilmesi durumunda 'serbest meslek faaliyeti' nitelendirileceği ifade edilmiştir.
Nitekim mali idare tarafından, 09.12.2009 tarih ve B.07.1.GIB.0.03.50/5024-177 sayılı muktezasında, Şirketin bağlı bulunduğu 23 şirketten oluşan ……….. firmasının imzaladığı ortak anlaşma gereği, …… firması tarafından sağlanan sisteme internet üzerinden bağlanarak bilgisayar programlarından faydalanılması işlemi karşılığında, yapılan ödemeler ….. firmasının şirketinize sunmuş olduğu hizmetin söz konusu şirketin personeli vasıtasıyla yapılmadığından, serbest meslek faaliyetinden doğan kazanç olarak değerlendirilmeyecek olup, söz konusu bilgisayar programlarına ilişkin herhangi bir gayri maddi hak alımı bulunmaması sebebiyle, bu ödemeler adı geçen şirketin ticari kazancı niteliği taşımakta ve bu nedenle vergi kesintisine tabi tutulması söz konusu olmayacağı ifade edilmiştir.
Yine, Mali İdarenin 10.11.2004 tarih ve B.07.0.GEL.0.50/5022-58/53160 muktezasında " Şirket tarafından yurt dışında mukim firmalardan alınan bilgisayar programlarının üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya çoğaltılmadan nihai tüketiciye satılması durumunu ticari kazanç kapsamında değerlendirmiş ve bu türden ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmaması gerektiği ancak copyright kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma ve gösterme vb. gibi hakların satın alınması yada kiralanması durumunda bir gayri maddi hak elde edilmiş olacağından bahisle vergi kesintisi yapılması gerektiği " belirtilmiştir.
Diğer taraftan yine Uluslar arası Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşmalarına baz teşkil eden OECD Model'de de online olarak sağlanan teknik hizmetlerin, firmaların sadece iç tüketim amacıyla kullanılması ve çoğaltma, dağıtma ve topluma gösterme hakkı alınmadığı sürece söz konusu kazancın ticari kazanç olarak nitelendirileceği ifade edilmiştir.
Sonuç
Bu bilgiler ışığında; merkezi birimler tarafından grup firmalarının kullanımına sunulan bilgisayar programlarının sadece dahili amaçlarla kendi faaliyetleri çerçevesinde kullanılması, herhangi bir gayri maddi hak transferinin ya da tasarruf hakkının elde edilmiş olmaması, faydalanılan hizmetin çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme vb. hakların satın alınmaması ya da kiralanmaması durumlarında, ticari kazanç olarak değerlendirilmesi ve vergi kesintisinin yapılmaması gerektiğini düşünmekteyiz. Diğer taraftan esas itibariyle söz konusu hizmetlerin serbest meslek faaliyet tanımına uygun olarak ( şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye ve ihtisasa dayalı olarak) merkezi birimlerin istihdam ettikleri personeller vasıtası ile yapılması durumunda ise söz konusu hizmetlerin serbest meslek faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi ve Çifte Vergilendirilmesi Önleme Anlaşması ve yerel mevzuatın serbest meslek faaliyetlerinin vergilendirilmesine ilişkin hükümlerinin dikkate alınması gerektiği görüşündeyiz.