Yüksek fiyat seviyesi sürecek altında hacim 150 tonda kalır
İAB Başkan Vekili Saraç, yüksek altın fiyatlarının kuyumculuk sektörü üzerindeki olumsuz etkisinin 2011 yılında da devam etmesini bekliyor.
Abone olJülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
İSTANBUL - İstanbul Altın Borsası Başkan Vekili Osman Saraç, son aylarda yaşanan ekonomik sıkıntıların 2011 yılında da yaşanacağını belirterek, bu nedenle yüksek fiyat seviyelerin süreceğini ve altın işlem hacminin 150 ton düzeyinde gerçekleşeceğini dile getirdi.
26 Kasım itibariyle altın işlem hacminin 103,4 ton düzeyinde gerçekleştiğini kaydeden Saraç, konuya yönelik şunları söyledi:
"Bu anlamda 2010 yılsonu altın işlem hacmi tahminimiz 120 ton civarındadır. 2010 yılının son aylarında piyasalarda yaşanan gelişmeler, ekonomik sıkıntıların 2011 yılında da süreceğini göstermektedir. Son dönemlerde euro bölgesindeki çeşitli ülkelerin kamu borcuna dair büyüyen sorunlar, dünya genelinde merkez bankalarının ekonomideki durgunluğu aşmak amacıyla piyasaya para pompalamayı sürdürmeleri, devam eden kur savaşları güvenli bir liman olarak altının 2011 yılında da mevcut yüksek fiyat seviyelerinde hatta bu seviyelerin de üzerinde işlem görmesine yol açabilecektir.
Yüksek altın fiyatlarının kuyumculuk sektörü üzerindeki olumsuz etkisinin 2011 yılında da devam etmesi beklenirken bu durumda Borsamız altın işlemleri hacminin 2011 yılında bu seneki düşük seviyeler düzeyinde kalması, 2011 yılında işlem hacminin 150 ton düzeyinde gerçekleşmesi beklenmektedir."
Osman Saraç, DÜNYA'nın altın fiyatları ile ilgili sorularını yanıtladı.
Altın sigorta poliçesi olarak görülüyor
Saraç, altının bu yılki yükselişinin yüzde 30'a yaklaştığını belirterek, "Piyasada altın bir sigorta poliçesi olarak görülürken, bir yatırım olarak metali destekleyen tüm belirsizlik ve endişeler halen sürüyor. Yatırımcılar hem ekonomik belirsizliğe hem de enflasyona karşı hedge olarak altın almaktadır.
ABD ekonomisine dair zayıf çıkan ekonomik verilere bağlı endişeler güvenli liman metale alım getirmekte, global büyümeye dair endişelenen yatırımcılar, altın gibi güvenli sağlam varlıklara yönelmektedir.
Yatırımcılar aynı zamanda diğer varlıklardaki volatiliteden kaçınmak için bir sığınak olarak da altın almaktadır" dedi. Piyasa analistlerinin, altını hergün yeni rekor seviyelere ulaştıran bu yükselişin en azından altı ay daha sürmesini, fiyatların 1,500 $/ons'a yönelmesini beklediklerine değinen Saraç, "Goldman Sachs'ın 12 aylık altın fiyatı tahmini ise 1,650 $/ons'tur" dedi.
Son zamanlarda ard arda rekor seviyeye ulaşan altın fiyatlarının altın talebinin en büyük kısmını oluşturan mücevher talebinde düşüşe neden olduğuna değinen Saraç, 1993 – 2000 yılları arasında toplam talebin ortalama %78'ini oluşturan mücevher talebinin 2009 yılından beri toplam altın talebinin % 50'den azını oluşturduğunu kaydederek, son yıllarda yaşanan ekonomik sıkıntıların da mücevher talebinin azalmasında etkili olduğunu dile getirdi.
Fonlar, yatırım talebini yüzde 30'a çıkardı
Altının mücevher talebindeki düşüşün yatırım talebindeki artışla karşılandığını ve bu da fiyatların yükselmesini sağladığını dile getiren Osman Saraç, fiyatlardaki yükselişle ilgili şu bilgileri verdi:
Altına dayalı borsa yatırım fonlarında tutulan altın miktarı Temmuz 2010 tarihinde 2095 ton ile rekor düzeye ulaşmıştır. Bununla beraber altına yapılan yatırım sadece borsa yatırım fonları ile sınırlı olmayıp vadeli piyasalarda alınan vadeli altın kontratları, merkez bankalarının altın alımları, Cumhuriyet altını gibi hatıra altın para talebi de altın talebini ve dolayısıyla fiyatları etkilemektedir.
Özellikle vadeli piyasalarda fonlar gibi kurumsal yatırımcıların önceden belirlenmiş bir teminat yatırarak aldıkları vadeli altın kontratları (uzun pozisyonlar) finansal piyasalarda kaydedilen gelişmelere bağlı olarak keskin değişimler gösterebilmekte, bu da altın fiyatları üzerinde kısa süre içerisinde büyük artış ya da düşüşlere yol açabilmektedir."
Paladyum için çalışmalar sürüyor
1995 yılında faaliyete geçen İAB'da açılışından itibaren sadece altın işlem görürken, 1999 yılından sonra altının yanı sıra gümüş ve platin de işlem görmeye başladı. Saraç, dünya genelinde Kıymetli Madenler kompleksinin içerisinde altın, gümüş ve platinin dışında paladyumun da yer aldığını, bununla beraber platin gibi paladyumun da arzı sınırlı ve piyasası sığ olduğunu kaydetti.
Saraç, "Paladyum büyük ölçüde taşıtların eksoz emisyonlarını düşüren oto katalizörlerde kullanılmakta, bunun yanı sıra elektronikte, dişçilik, mücevherat ve kimyasal alanda da kullanılmaktadır. Paladyumun da endüstriden gelebilecek talebe bağlı olarak öncelikle ülkemizde geçerli mevzuatta kıymetli maden kapsamına sokulması ve daha sonra da Borsamızda işlem görmeye başlaması tasarlanmaktadır" dedi.
Mücevherat ihracı yüzde 20 arttı
Kriz döneminde varlıklarını korumak isteyen yatırımcıların altın gibi sağlam varlıklara yöneldiklerini ve bu durumun dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de altına yatırım amaçlı talebin artmasına neden olduğunu kaydeden Saraç, bununla beraber altın talebinin en büyük kısmını oluşturan mücevher talebinin ekonomik sıkıntıların tüketici talebini zayıflatmasının etkisiyle düşüş kaydettiğini dile getirdi. Saraç, "Global ölçekte düşen mücevher talebini ülkemiz kuyumculuk sektörünün altın mücevherat ihracatını olumsuz etkiledi.
İMMİB Değerli Maden ve Mücevherat İhracatçıları Birliği'nden alınan verilere göre 2009 yılı Ocak - Aralık dönemi Değerli Maden & Mücevherat ihracatımız, 2008 yılının aynı dönemine göre %35 oranında azalış göstererek 978 milyon dolara ulaştı. 2010 yılında ise ihracatta bir miktar toparlanma gözleniyor. 2009 yılının ilk dokuz ayında 689.8 milyon dolar olan ihracatımız 2010 yılının ilk dokuz ayında %19.84 artış kaydederek 826.7 milyon dolara yükseldi.
2010 yılı Ekim ayı sonu itibariyle Borsamız üyelerinin gerçekleştirdiği altın ithalatı 38,76 tonla bir önceki yılın aynı dönemine göre %4.3'lük bir artış göstermiştir. Bunun yanı sıra ülkemizde hurda altın arzının arttığı 2009 yılının ilk 10 ayında 199,5 ton olan İstanbul Altın Borsası altın işlemleri hacmi 2010 yılının ilk on ayında % 51.2 düşüş kaydederek 97.3 tona geriledi" dedi.
Yastık altı altın stoğı 5 bin ton Osman Saraç, ülkemizde altın mücevheratının köklü bir geleneğe sahip olup, düğün, nişan, sünnet gibi etkinliklerde altın takıların vazgeçilmez bir hediye olduğunu söyleyerek, bu kapsamda Türkiye'de 5,000 ton düzeyinde yastık altı altın stoğu olduğunu tahmin etti.
Saraç, "Yaklaşık bir değer olan bu rakam halkımızın yükselen fiyatlar dolayısıyla elindeki altın takıları bozdurduğu ya da bir başka deyişle hurda altın arzına gittiği dönemlerde azalmasına rağmen ülkemizde devam eden altın takı geleneğinin bir sonucu olarak ilerleyen dönemlerde tekrar eski seviyelerine geri dönmektedir" dedi.
Altına dayalı ürünler arttı
Bu ürünler fiyatları etkiliyor "Altına dayalı finansal ürünlerin çoğalması altının sağlam bir varlık olarak piyasalarda daha fazla talep edilmesine bağlıdır" diyen Saraç, son dönemlerde altının bir yatırım aracı olarak öneminin arttığını belirtti. Saraç, konuya yönelik olarak şunları söyledi:
"Vadeli piyasalarda işlem gören altın kontratları ve altın opsiyonlarına altına dayalı yatırım fonları ve borsa yatırım fonları da eklendi. Bunun yanı sıra altın birçok portföyde çeşitlendirici olarak yer almaktadır. Ayrıca altın yatırımcılar tarafından fiziki olarak hatıra para formunda ya da külçe formunda talep edilmektedir.
Bu tarz ürünler altın fiyatları üzerinde önemli etkiye sahiptir. Tüketiciler altını mücevherat olarak satın alırken metalin gelecekteki değerinin artmasına ya da azalmasına fazla önem vermemekte, kullanmak için altın satın almaktadırlar. Bunun tersine yatırımcılar altın satın alırken fiyatların gelecekte izleyeceği seyre çok önem vermekte, bu nedenle kendileri için uygun zamanda altın alımına ya da satışına gitmektedirler ve bu işlemler altın fiyatlarını önemli ölçüde etkilemektedir."
2011'de bireysel yatırımcının işini kolaylaştıracak
Osman Saraç, bireysel yatırımcıların halen üyeler vasıtasıyla İAB'da işlem yaptığını, alım ya da satım emirlerini üyeler üzerinden piyasaya ilettiklerini belirterek, halen bireysel yatırımcı tarafından ilgili Borsa üyesi aracı kuruluşa verilen emir Borsa elektronik alım satım işlem sistemine iletildiğini kaydetti.
Saraç, "Buna ek olarak Borsamızın 2011 yılı başında faaliyete geçecek olan yeni internet tabanlı işlem sistemi sayesinde bireysel yatırımcıların yine Borsa üyeleri vasıtasıyla ancak internet üzerinden kıymetli maden alım satım emirlerini daha hızlı ve etkin bir şekilde Borsamıza iletmeleri planlanmıştır. Bu durumda bireysel yatırımcı ilgili Borsa üyesinin kendisine sağladığı internet sitesindeki emir giriş ekranı vasıtasıyla kıymetli maden alım satım emirlerini Borsamıza iletebilecektir" dedi.
Baz Metaller piyasası kuruluyor
Osman Saraç, İstanbul Altın Borsası tarafından kurulması düşünülen Baz Metaller Piyasası ile ilgili yaptıkları çalışmaları şöyle özetledi:
"Ülkemizde herhangi bir organize piyasa bulunmadığı için endüstriyel metal fiyatları LME (Londra Metal Borsası) fiyatlarından takip ediliyor. İstanbul Altın Borsasında, New York ve Londra'da faaliyet gösteren piyasalara benzer yapılanmalara gidilmesi, endüstriyel metallerin organize ve derinliği olan piyasalarda işlem görmesini sağlayacak. Çok sayıda alıcı ve satıcının bir araya gelerek serbest piyasa koşullarında fiyatların belirlendiği bir tam rekabet piyasasında fiyat etkinliğinin sağlanması ile alıcı ve satıcıların dünya piyasalarıyla entegrasyonunu sağlamak piyasada belli standart ve kalitede ürüne en uygun şartlarda ulaşmalarını sağlamak bu piyasanın kurulması için başlıca sebeplerdendir.
Bu amaçla 2009 yılında Borsamız yetkilileri ile çeşitli sektör temsilcileri arasında görüşmeler yapılmış, TOBB Türkiye Madencilik Sektör Meclis Başkanlığı'nda üyelerle toplantı yapılmış, Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği'nde ve TOBB Demir ve Demir Dışı Metaller Meclisi'nde toplantılar düzenlenmiştir. Baz Metaller Piyasası ile ilgili olarak lisanslı depoculuk faaliyetlerinin gelişmesi için TOBB ve diğer otoriteler görüşmeler sürmekte olup, Baz Metaller Piyasası için çalışmalarımız devam etmektedir."