”Yeni Ticaret ve Borçlar kanunu büyük moral verdi”
Hisarcıklıoğlu, anlaşma sağlanan iki önemli kanunun yasalaşmasına öncelik verilmesini beklediklerini söyledi.
Abone olANKARA - Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, yeni Ticaret ve Borçlar kanunlarının çıkması noktasında, siyasette sağlanan mutabakatın, iş dünyasına büyük moral verdiğini, anlaşma sağlanan bu iki önemli kanunun yasalaşmasına öncelik verilmesini beklediklerini söyledi.
Hisarcıklıoğlu, TOBB tarafından düzenlenen 5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası'nda yaptığı konuşmada, bugün gerçekleştirilen şuraya, 60 ana sektörün katıldığını, bu alanda Türkiye'nin tek ve en büyük buluşması olduğunu söyledi.
Rifat Hisarcıklıoğlu, bu şura vasıtasıyla sektörlerin kanaat liderleri konumunda olan başkanlarının, sıkıntı ve önerilerini doğrudan ekonomi yönetimine iletme fırsatı bulacaklarını belirtti.
Hem iş hayatında başarıyla mücadele eden, hem de sektörlerini temsil etmek gibi emek isteyen önemli bir görevi üstlenen sektör meclisi başkanlarını ve başkan yardımcılarını yürekten kutladığını ifade eden Hisarcıkloğlu, "Onların çalışmaları, Türkiye'de bir ilki gerçekleştirdi. Tüm sektörlerin fotoğrafı, kapsamlı bir raporda bir araya getirildi. Kısacası ekonominin röntgeni çekildi. Bu raporu hem ekonomi yönetimi hem de kamuoyu ile paylaşacağız" dedi.
Milli gelirin yaklaşık yüzde 75'inin, yani 540 milyar dolarlık bir üretim hacminin, şurada bulunan sektörler tarafından sağlandığını anlatan Hisarcıklıoğlu, Türkiye ihracatının yüzde 90'ının bu sektörler tarafından gerçekleştirildiğini kaydetti.
Ülkedeki 1,2 milyon işyerinde, yaklaşık 9 milyon kayıtlı istihdamı bu insanların sağladığını, sadece geçen yıl 40 milyar doların üzerinde makine-teçhizat yatırımını bu sektörlerin yaptığını ifade eden Hisarcıkloğlu, "Kısaca Türkiye'nin hem reel, hem de mali sektörü işte burada, bir aradalar. Ortak aklı oluşturdular. Böyle büyük bir camiayı temsil eden bu değerli arkadaşlarımızın çalışmalarının, kamu-özel sektör işbirliğine yeni bir ivme kazandırarak, ekonominin büyümesine destek vereceğine inanıyorum" diye konuştu.
Önceki sektörel şuralarda gündeme getirdikleri çeşitli konularda sağlanan ilerlemelerin, reel sektörün ve ekonominin büyümesine önemli destek verdiğini belirten Hisarcıkloğlu, şöyle konuştu:
"Tekstil, konfeksiyon, ilaç ve turizmdeki KDV indirimi, yatırım teşvik sisteminin bölgesel ve sektörel olarak dizayn edilmesi, gecikme faizlerinin düşürülmesi, denizcilikteki yakıtlarda vergi indirimi, istihdam destekleri bunlardan birkaç tanesidir.
Öte yandan ilk dile getirdiğimizde bazı kesimlerin anlamadan eleştirdiği, yeni istihdamda sosyal güvenlik prim yüküne İşsizlik Sigortası Fonu katkısı uygulamasının da önümüzdeki dönemde çıkmasını bekliyoruz."
Kamuya olan borçlar
Kamuya olan borçların, kriz döneminde şirketler ve vatandaşlar açısından önemli bir yüke dönüştüğünü, 2009 başından itibaren gerekliliğini vurguladıkları bu konunun çözüme kavuşacak olmasından dolayı teşekkür etiklerini ifade eden Hisarcıkloğlu, her türlü zorluğa rağmen, yükümlülüklerini zamanında yerine getiren mükelleflerin ödüllendirilmesinde de büyük fayda gördüklerini söyledi.
Sanayicinin, tüccarın, esnafın anayasası konumundaki yeni Ticaret ve Borçlar kanunlarının çıkması noktasında, siyasette sağlanan mutabakatın, iş dünyasına büyük moral verdiğini anlatan Hisarcıkloğlu, anlaşma sağlanan bu iki önemli kanunun yasalaşmasına öncelik verilmesini beklediklerini dile getirdi.
Ülkenin önemli bir ihtiyacının da sektörel politikaların geliştirilmesi olduğunu belirten Hisarcıkloğlu, şöyle devam etti:
"Her sektörümüzün gelişiminin önündeki engelleri kaldırabilecek bir yaklaşım geliştirmeliyiz. Bugün bu toplantının, her sektörümüzün önündeki darboğazları tespit etmeye yönelik son derece önemli bir adım olduğu kanaatindeyiz. Bu nedenle Türkiye Sektör Meclislerinin, ekonomi politikalarının tasarım sürecine doğrudan dahil edilmesinde fayda görüyoruz. Süresi dolacak Yatırım Teşvik Sistemi, sektör meclislerimizden gelen sektörel taleplere göre yeniden şekillenerek, yenilenmelidir.
Kamu-Özel sektör diyaloğunu, sloganlarda bırakmadan, kurumsallaştırmalıyız. ESDK ve Daimi Özel İhtisas Komisyonu gibi bu amaçla kurulmuş, başarılı çalışmalara imza atmış ama son dönemde geri plana itilmiş mekanizmaları yeniden canlandırılmalıyız. Böylece ekonominin büyüme sürecine yeni bir ivme kazanacaktır."
Sorunlar ve çözümler sunuldu
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından Birlik Merkezinde gerçekleştirilen "5. Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası"nda Odalar Birliği bünyesinde faaliyet gösteren 55 sektör meclisinin sorunları ile bunların çözüm önerilerine yer verilen bir de doküman katılımcılara sunuldu.
Dokümanda, İnşaat Yapımcıları Sektör Meclisi'nin sorunları arasında yapı müteahhitliğinin tanım ve standardının olmamasına dikkat çekilerek, yapı müteahhitliğinin son derece önemli, özel ihtisas gerektiren bir meslek dalı olmasına rağmen, yapı müteahhidi gerçek ve tüzel kişilerde teknik ve mali herhangi bir kriter aranmaması nedeniyle sektöre giriş-çıkışın son derece kolay ve kontrolsüz olduğu kaydedildi.
Bu sorunun çözümü için mesleki tanım ve standlar oluşturularak bunların mevzuat hükmüne bağlanması ve hazırlanacak düzenlemede özellikle yapı müteahhitliği yapacak gerçek kişilerin en az lisans seviyesinde mühendislik, mimarlık veya teknik öğretmenlik eğitimi almış olması şartı, tüzel kişiliklerde ise sorumlu teknik personel ve sermaye kriterine yer verilmesi önerildi.
Sektördeki mesleki ve mali sorumluluk sigortaları sorununa da dikkat çekilen dokümanda, mesleki ve mali sorumluluk sigortalarıyla, yapının sigortalandığına dair sigorta poliçeleri, makbuz ve faturaların projelere ek olarak, yapı ruhsat dosyasına konulmasının zorunlu hale getirilmesi istendi. Yapı denetim Kanununa bu konuda madde konulması istenen dOkümanda, yapı denetiminin teknik takibinin yalnızca kaba inşaat ile sınırlandırılması gerektiği belirtildi.
TL aşırı değerli
Konfeksiyon ve Hazır Giyim Sanayi Sektör Meclisi'nin sorunları arasında ise 9 yıldır uygulanmak olan dalgalı kur sisteminin TL'de aşırı değerlemeye yol açması gösterilirken, cari açık probleminden dolayı Türkiye'nin bu soruna kısa vadede çözüm bulmasının zor olsa da orta ve uzun vadede uyguladığı döviz kuru sistemini gözden geçirmesi istendi.
Gerçekçi bir kur politikasının ülkenin döviz gelirlerine olumlu bir katkı yaparak, cari açığın finansmanına olumlu etki edeceği belirtilen dokümanda, dünyadaki korumacılık eğilimleri de göz önüne alındığında sistemin yeniden ela alınmasının önem arz ettiği belirtildi.
Ayrıca sektörde anti danping gibi AB normlarına uygun olmayan kısıtlamaların, Türk markaları ve sektörü açısından haksız rekabete yol açtığına vurgu yapılan dokümanda, Türkiye açısından bu ürünlerle ilgili tebliğin, Türk hazır giyim ve konfeksiyon piyasaları açısından tekrar gözden geçirilerek, acilen uygulamadan kaldırılması istendi.
Türkiye Tarım Sektör Meclisi'nin sorunları arasında mevcut su kaynaklarının etkin kullanılmaması sayılırken, başta damla sulama sistemleri olmak üzere, yeni sistemler uygulanarak, su kaynaklarının etkin kullanımının sağlanması, bu doğrultudaki projelere verilen desteklerin arttırılması gerektiği belirtildi.
Tarım arazilerinin parçalı ve dağınık yapısından kaynaklı sorunların çözümüne yeterince mesafe katedilmemiş olmasına ilişkin de bazı bölgelerde uygulamaya başlanan arazi toplulaştırmasına gerekli teşviklerin verilerek yaygınlaştırılması, bu yolla ölçek ekonomisinden faydalanmaların önünün açılması ve arazilerin daha fazla bölünmesinin önüne geçilmesi gerektiği vurgulandı.
Hayvan ithalatı tek çözüm değil
Türkiye Hayvancılık Sektör Meclisi de yem ham maddelerinde dışa bağımlılık ve fiyat istikrarsızlığı sorunundan yakınırken, bu sorunun çözümü için yem ham maddesinin dünya fiyatlarından üreticiye arzı ve risk faktörünün minimize edilmesi için piyasa istikrarını temin edecek kurumsal yapının etkin çalışması gerektiği vurgulandı.
Dokümanda, hububatlar, yağlı tohumlar ve küspeleri ile kepekte ithalat gümrük vergilerinin iç piyasayı olumsuz yönde etkilemeyecek şekilde düzenlenmesi ve hammadde fiyatlarının planlı olarak dünya fiyatlarına yaklaştırılması gerektiği üzerinde duruldu.
Dokümanda damızlık ve besilik hayvan sayısının azalmasıyla hayvan hastalıkları sorunlarıyla ilgili tek çözümün ithalat olarak görülmemesi, damızlık hayvan üretiminin desteklenmesi, bu hayvanların sayısının yeterli hale getirilip sürdürülebilirliğinin sağlanması istendi.