Vakıf üniversiteleri diken üstünde

Torba Tasarı'da yer alan vakıf üniversiteleri ile ilgili maddeler, eğitim sektörünü harekete geçirdi

Abone ol

İBRAHİM EKİNCİ

ANKARA - Sağlık Komisyonu’nda görüşülen Torba Tasarı’daki bazı maddeler vakıf üniversitelerini tedirgin etti. Tasarı, mütevelli heyetlerinin YÖK tarafından belirlenmesini öngörüyor ve YÖK’e, ‘kötü mali durum” gerekçesiyle üniversite kapatma yetkisi veriyor. Üniversitelerin mütevelli heyet başkanlarını toplayan Vakıf Üniversiteleri Birliği, Ankara’ya çıkarma yaptı. İki gün süren görüşmeler sonunda 'mütevelli heyetini YÖK’ün belirlemesi' maddesi geri çekildi. Ancak kapatma yetkisi ile öğretim üyesi açığına yol açacağı savunulan madde, tasarıda yer almaya devam ediyor. Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın, “Bir maddenin çekilmesi yeterli değil. Tasarı ‘vakıf’ kurumunun ruhuna aykırı. Yatırımcı varlık, emek, eğitim deneyimlerini koyuyor. Kaygıları giderecek düzenlemelere ihtiyaç var” dedi. Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bekir Okan da “Daha önce rektörleri seçme hakkımız alınmak istenmişti. Devlet kendi üniversitelerini yönetsin. Biz de kendi paramızla, birikimimizle yönetiyoruz. YÖK seçim yapacak. İstediğini mütevelliye koyacak. Ben yatırım yapıyorum, müdahaleye ne lüzum var?” dedi.


Sağlık Komisyonu’nda görüşülmekte olan Torba Tasarı’da vakıf üniversiteleri ile ilgili maddeler, sektörü harekete geçirdi. Vakıf Üniversiteleri Birliği’nin yönetimi Ankara’ya koştu. Başkan Recai Sarıcaoğlu, Başkan yardımcıları Mustafa Aydın ve Levent Uysal, Ankara’da iki gün boyunca görüşmeler yaptı. Gece yarılarına kadar süren komisyon çalışmalarına katıldı. TOBB Türkiye Yükseköğrenim Meclisi Başkanı Bekir Okan da konuyu takip ettiklerini söyledi. Sektörü harekete geçiren Torba Tasarı’daki maddeler mütevelli heyetlerin YÖK tarafından belirlenmesini ve YÖK’ün ‘kötü mali durum” gerekçesiyle üniversiteyi kapatabilmesini öngörüyor. 

Birinci itiraz noktasında ilerleme var. Vakıf Üniversitileri Birliği’nin görüşmelerin sonucu bazı olumlu gelişmeler sağlandı. Ancak, YÖK’e kapatma yetkisi veren madde ile öğretim üyesi açığına yolaçacağı savunulan madde tasarıda yer almaya devam ediyor. ‘Kapatma’ yetkisi sektörde önemli bir tedirginlik kaynağı. Konunun, ‘Türkiye Sağlık Enstitüsü Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nda (Torba Tasarı) gündeme gelmesi üzerine Vakıf Üniversiteleri Birliği, görüş oluşturmak için üye üniversitelerin mütevelli heyet başkanlarıyla geçtiğimiz çarşamba günü bir toplantı yaptı. Toplantıda birçok maddenin sektörü zora sokacağı tespit edildi ve yazılı bir görüş metni hazırlandı. Bu Sağlık Komisyonu’na bildirildi. Perşembe günü yönetim bizzat Ankara’ya giderek komisyonla görüşmelere başladı. Ankara’da görüşmelere katılan heyette de yer alan Aydın Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Mustafa Aydın, “Yönetimin YÖK tarafından belirlenmesi ile ilgili ilerleme var ancak bu yeterli değil. Tasarı ‘vakıf’ kurumunun ruhuna aykırı. Bazı gerçekler düşünülmemiş. Yaptığımız görüşmelerde görüşlerimizi dile getirdik. Olumlu bulundu. Yönetimle ilgili maddde geri çekildi. Ancak mali ve idari özerklik sıkıntısı devam ediyor. Görüşmeler de devam edecek. Ankara’da iki gün kaldık ve gece yarılarına kadar süren komisyon çalışmalarını izledik. Komisyon davet etmişti zaten. Önümüzdeki günlerde komisyon çalışmalarında ele alındıkça yine katılım sağlayacağız” dedi. 

‘İhtiyaç nereden çıktı?’ 

Böyle bir düzenlemeye neden gerek duyulduğuna ilişkin soru üzerine Mustafa Aydın şu açıklamayı yaptı: “Bu konuda yorum yapmıyoruz. Bazı sıkıntılar mevcut düzenlemelerde de var. Mali denetimle ilgili yeni getirilen, eskisinden biraz farklı. Buralarda yatırımcılar maddi varlık, emek, eğitim deneyimlerini koyudu. Kaygıları giderecek düzenlemelere ihtiyaç var.” 

Sabancı ‘kapatırım’ deyince... 

Okan Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Bekir Okan, vakıf üniversitelerinin idari ve mali özerkliği konusunda sıkıntıların devam ettiğini söyledi. Bekir Okan, “Daha önce rektörleri seçme hakkımız alınmak istenmişti. YÖK atayacak dediler. Sakıp Ağa (Sakıp Sabancı) hasta, Başbakan ziyaretine gidiyor. ‘Bu işi bırakıyorum’ diyor. Başbakan vazgeçiyor. Devlet kendi üniversitelerini yönetsin. Biz de kendi paramızla, birikimimizle yönetiyoruz. Bize özgü kanun lazım. Torbaya bir iki madde eklemişler. Yönetim mütevelli heyeti seçer, YÖK’e bildirir. YÖK, 3’te 2 oyla seçim yapacak. İstediği adamı müte- velliye koyacak. Ben yatırım yapıyorum, program oluşturuyorum. Müdahaleye ne lüzum var?” dedi. 

Vakıf üniversiteleri, öğretim üyelerinin geçici görevlendirilmeleri ile ilgili değişikliğin de kendilerini öğretim üyesi açığıyla karşı karşıya bırakacağı görüşünde.

32’nci madde YÖK’e kapatma yetkisi veriyor 

Tasarının 32’nci maddesi YÖK’e kapatma yetkisi veriyor. Madde şöyle: “Eğitim- öğretim faaliyetlerini yürütmekle birlikte mali borçlarını ödeyemeyecek durumda olduğu tespit edilen vakıf yüksek öğretim kurumları hakkında, verilen süre içerisinde mali durumun düzeltilememesi halinde, Yükseköğretim Kurulu gerekli tedbirleri alır. Vakıf yüksek öğretim kurumlarının denetimi ve bu denetim sonucu ilgili yüksek öğretim kurumu hakkında yol gösterici, düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı önlemlerin alınmasına ilişkin usul ve esaslar Yükseköğrenim Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” Bu madde mali ve idari özerkliğe aykırı bulunuyor.

Mütevelli heyetin seçimi 

Tasarının, 2547 sayılı Kanun'a ek 5’inci maddenin birinci fıkrasını değiştiren 31. Madde’si şöyle: “Vakıfl arca kurulacak yüksek öğrenim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından önerilir ve Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından üye tam sayısının en az üçte iki çoğunluğunun oyu ile dört yıl için seçilir.” Ankara’da yapılan görüşmeler sonucunda, Alt Komisyon’da bu madde geri çekildi. Ancak Komisyon ve Meclis süreçlerinde ne olacağı belirsiz

Tüketici tüketmiyor, tükeniyor 2 bin 667 projeye 2,2 trilyon lira yatırım A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok Adalet Bakanı Tunç'tan kadına şiddete karşı 'sıfır tolerans' mesajı