TÜSİAD, 2012 Yılı Programı'nı açıkladı

İSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin(TÜSİAD) 2012 yılı Programı kapsamında hazırlanan makro ekonomik senaryolara göre 2012 yılı büyüme tahmini yüzde 3.2, enflasyon deflatörü yüzde 8.5, bütçe açığının GSYH'ya oranı yüzde -2.1, ihracat 150.3 milyar dolar, ithalat 265 milyar dolar, cari işlemler açığının GSYH'ya oranı yüzde -9.1, işsizlik yüzde 10.7, reel faiz (ortalama iç borçlanma faizi) yüzde 2.1.

TÜSİAD, 2012 Yılı Programı'nı açıkladı. TÜSİAD, 2012 yılı senaryolarını 3 temel varsayıma dayalı 3 başlık halinde oluşturdu. TÜSİAD'ın bu senaryolardan biri olan "İçeride Güven" senaryosuna göre 2012 yılı büyüme tahmini yüzde 3.2, enflasyon deflatörü yüzde 8.5, bütçe açığının GSYH'ya oranı yüzde -2.1, ihracat FOB 150.3 milyar dolar, ithalat CIF 265 milyar dolar, cari işlemler açığının GSYH'ya oranı yüzde -9.1, işsizlik yüzde 10.7, reel faiz (ortalama iç borçlanma faizi) yüzde 2.1 olarak öngörüldü.

En olumsuz senaryoya göre büyüme yüzde 1.7'de kalacak

TÜSİAD'ın küresel makro çerçevedeki sorunların karşın içeride makro ekonomik politika uyumunun gecikebileceği varsayımına dayalı en olumsuz beklentilere sahip olan "Gecikmeli Makro Uyum" başlıklı senaryosunda ise büyüme yüzde 1.7 olarak öngörüldü. Bu senaryoda, enflasyon yüzde 9.5, bütçe açığının GSYH'ya oranı -2.5, cari işlemler açığının GSYH'ya oranı yüzde -9, işsizlik yüzde 11.2 olarak tahmin edildi.

TÜSİAD'ın yuriçinde ekonomiye güvenin daha da güçleneceğini varsayan "İçeride Güven, Dışarıda İstikrar" başlıklı senaryoda ise büyüme oranının yüzde 5.1, enflasyonun yüzde 7.2, bütçe açığının ise yüzde -1.8, cari açığın ise -8.9 olacağı öngörüldü.

"Mali ve para politikaları cari açığın çözümü için yetersiz kalıyor"

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Ümit Boyner, mali ve para politikalarının cari açık sorununun çözümü için yetersiz kaldığını ve cari açığın temelindeki mal ticaret dengesi sorununa odaklanmak gerektiğini söyledi.

TÜSİAD Yönetim Kurulu 2012 yılı programının toplantısında, cari açık konusunun çok önemli olduğunu vurgulayan Boyner, "Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde cari açığın yüzde 3-4 oranı üzerine çıktığı zaman farklı risk eşiğine atlıyoruz. Türkiye, bugün yüzde 10'luk bir cari açık (GSYH'ya oranı) rakamında. Cari açığın yapısına baktığımız zaman, temelde bunun mal ticaret dengesi sorunu olduğunu söyleyebiliriz" dedi ve şöyle devam etti:

"Burada zaman zaman rekabetçi kur tartışmaları gündeme geliyor. Merkez Bankası müdahalelerinin yeterliliği tartışılıyor. Açıkçası biz rekabetçi kur tartışmasının veya Merkez Bankası müdahalelerinin, cari açığın sorun olmaktan çıkması için yeterli önlemler olduğuna kesinlikle inanmıyoruz. Bu noktada mal ticareti ve ticaret dengemize odaklanmalıyız diye düşünüyoruz."

Dalgalı kur rejiminin Türkiye için doğru olduğunu söyleyen Boyner, ''Sıfır bütçe açığını hedefleyen maliye politikası Türkiye'nin gündeminde oldu. Sürekli harcama reformu üzerinde çalışan, kamu harcamalarını artan ölçüde etkinlik ve üretkenlik üreten harcamalara yönlendirmeyi önemli görüyoruz. Bunlar altyapı, teknoloji, eğitim ve sağlıkla ilgili harcamalarıdır'' dedi.

Boyner, yeni teşvik sistemine ilişkin olarak da, yatay anlamda tüm sektörlerde büyük yatırımları, alt yapıyı geliştirecek, inovasyon ve teknolojiyi, bölgesel kümelenmeleri destekleyecek bir teşvik programı beklentisi içinde olduklarını sözlerine ekledi.