Türkiye otomobil üretmeli
Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, "Türkiye otomobil üretecek bir düzeyde. Daha düşük bir maliyetle, kitlelere hitap edecek bir ürün ekonomik kalkınmaya önemli katkı sağlar" diyor.
Abone olDidem ERYAR ÜNLÜ
İSTANBUL - "Hiç kimse yok olmak üzere olan bir dünyada başarılı sayılamaz" gerçeğinden hareketle, Eylül 2010'da otomotiv sektöründe bir ilk olan "2009 Sürdürülebilirlik Raporu"nu yayınlayan Doğuş Otomotiv, bu sene sürdürülebilirlik raporunun ikincisini yayınladı.
2010 yılı raporuna göre, alınan önlemler sayesinde son bir yıl içinde Doğuş Otomotiv'in araç başı su tüketimi yüzde 34, araç başı karbon emisyonu ise yüzde 4 azaldı. Çalışanlarının önerilerini dikkate alan şirket bu sayede senede 285 bin TL tasarruf sağladı.
Raporun içeriğini tanıtmak ve sürdürülebilirlik yolundaki yeniliklerini anlatmak için bir grup gazeteci ile bir araya gelen Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, Türk ekonomisine yönelik gelişmeleri de değerlendirdi.
"Yaşadığımız finans krizi sonrasında, gelişmiş ülkelerde bir yeniden yapılanma söz konusu. Fakat ben bunun gerçek anlamda bir yeniden yapılanma olduğunu düşünmüyorum" diyen Acar, büyümenin uzun bir süre daha yavaş gideceğini kaydediyor. Acar'ın yorumları şöyle: "2015-2017'lere kadar uzayacak bir durgunluk dönemi olacak. Gelişmiş ülkelerde büyüme yavaş olacak ve böylece geçmişteki hızlı büyüme dengelenmiş olacak. Geçmişte bireyin refahını öne çekmeyen ve daha çok tasarruf öngörüsüyle hareket eden ülkeler vardı. Türkiye bunlardan birisi.
Dolayısıyla bireylerin borçlanması, gelişmiş ülkelere oranla çok fazla değil. Bireysel kredilendirmeye çok daha geç başladık ve kredi kartı borçları daha gerilerde. Krize avantajlı girmemizi sağlayan unsurlardan biri de bu oldu. Öte yandan 2001'de yaşadığımız kendi krizimiz sonrasında finans sektörü yeniden yapılandı."
Türkiye 2012'de yüzde 4-4.5 büyür
"Gelişmiş ülkelerde ciddi sorunlar varken, bizde hiçbir şey yok gibi davranmak doğru olmaz" diyen Acar, Avrupa'daki daralmanın Türkiye'nin ihracat ve turizm potansiyelini etkileyeceğini, fakat Türkiye'nin gerek ticari ortaklardaki çeşitlilik, gerekse çok sektörde rekabetçi olması sayesinde, zor bir durumda kalmayacağına dikkat çekiyor. Acar şöyle devam ediyor: "AB ile ticaretimiz önemli, ama eskisine kıyasla azalıyor.
Türkiye, Afrika, Türki Cumhuriyetler ve Çin gibi farklı bölgelerle de ticaret yapmaya başladı. Aynı zamanda çok farklı sektörlerde rekabet gücüne sahibiz. Yunanistan'da olduğu gibi gelirlerin çok büyük bir bölümü sadece bir-iki sektöre dayanmıyor. Anadolu'da çok açık bir gelişme ve hareketlilik yaşanıyor. Ekonomi yönetimi açısından baktığımızda da, gerek mali politika yönetimi, gerekse para politikası son derece başarılı. Doğru serbest kur sisteminin krizleri önleyici bir rolü olduğunu düşünüyorum. Sonuç olarak 2012 için öngördüğüm büyüme oranı, yüzde 4-4.5 seviyesinde."
Kaplumbağa, zamanında Alman ekonomisini kalkındırdı
Otomotiv sektöründe 2010 yılının aynı çeyreğine kıyasla yüzde 10-15 oranında bir küçülme olacağını ifade eden Aclan Acar, Türkiye'deki en önemli sorunların başında yapısal reformların yavaş olmasının geldiğini düşünüyor. Acar, şunları söylüyor: "Türkiye'de yapısal reformlar yavaş. Enerjide dışa bağımlılık çok fazla. Cari açık sürdürülebilir değil. Özellikle otomotiv sektöründe iç kaynaklarla, iç piyasaya yatırımı doğru buluyorum. Örneğin Volkswagen Türk sermayeli şirketlerden 250 milyon euroluk alım yapıyor. Türkiye bugün gerek teknolojik açıdan, gerekse fizibilite açısından, otomobil üretecek bir düzeyde ve üretmeli. Daha düşük bir maliyetle kitlelere hitap edecek bir ürün, pazarı ciddi anlamda genişletir ve ekonomik kalkınmaya önemli katkı sağlar. Volkswagen'in geniş kitlelere hitap eden 'Kaplumbağa' modelinin, o dönemin Alman ekonomisine ne kadar büyük katkı sağladığı örneği ortada."
Doğuş Otomotiv bir yılda 285 bin TL tasarruf sağladı
Uluslararası raporlama standardı olan Global Reporting Initiative (GRI) çerçevesine uygun olarak hazırlanan rapor, Doğuş Otomotiv'in 2010 yılı boyunca sürdürülebilirlik, insan hakları, daha yaşanabilir bir çevre için attığı yenilikleri içeriyor.
Kurumsal sosyal sorumluluğun ilk başlarda tasarruf amacıyla başladığını, daha sonra çevreye duyarlılık olarak algılandığını, bugün ise bir yaşam biçimi haline gelmesi gerektiğini belirten Aclan Acar, bu yıl raporlama düzeyinin C'den B seviyesine çıkarıldığını; geçen sene 10 adet performans indikatörüne yanıt verilirken, bu sene bu sayının 49'a çıkarıldığına dikkat çekiyor. Performans alanlarında politika ve ilkelerimizi oluşturduk diyen Acar'ın raporun içeriğine yönelik dikkat çektiği başlıca konular şöyle:
• Çevre dostu araç yelpazesi artırıldı: Doğuş Otomotiv, 2010 yılında 2009 yılına oranla satılan araç başına salınan CO2 emisyonlarında yüzde 4 iyileşme kaydetti. 2009 satılan araç sayısı 46 bin 277 iken, 2010'da 78 bin 448 oldu. Araç satışının artmasına rağmen, çevreci ürünlerin piyasaya sürülmesi ile araç başı karbon emisyon oranı 168 gramdan 158 grama geriledi.
• Çalışanların önerilerini dinledi 285 bin tasarruf sağladı: 2010 raporunda "Ekonomik, Çevresel, Çalışanlar, Müşteriler ve Toplumsal Katılım" olarak beş başlıkta performans açıklandı. Yalın Liderliği Eğitim Programı kapsamında, Doğuş Otomotiv çalışanları, yönetime önerilerde bulundu. 2010 yılında çalışanların yüzde 10'u 83 öneride bulundu. Bu önerileri dikkate alan şirket bu sayede 285 bin TL tasarruf sağladı.
• Atık yağ ve hurdaların geri dönüşüm stratejisi belirlendi: Doğuş Otomotiv'de satılan araç başına su tüketimi 2009'da 1.35 metreküpken, 2010'da 0.89'a düştü. 2011 yılında ortalama su tüketimi araç başına 63 litre olarak hesaplandı. Yetkili servislerde, ömrünü tamamlamış araçların işlenmesini, yeniden kullanımını, geri kazanımını ve geri dönüşümünü belirlenen oranlarda yaptırmak üzere uzman bir firma ile anlaşıldı.
İşin başına geçen kızlar, babalarından iyi
Bilgi Üniversitesi ile birlikte gerçekleştirdikleri "Yetkili Satıcı Bilişim Akademisi" sayesinde bayiilerine dünyadaki yeni trendleri, değişen patronluk kavramını anlattıklarını kaydeden Doğuş Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Aclan Acar, babalarının yerine geçen kızların çok iyi yönetim sergilediklerini, özellikle müşteri memnuniyetinde babalarını geride bıraktıklarını söylüyor.
Acar, şu yorumlarda bulunuyor: "Bayiilerin çocuklarının büyük bir bölümü kızlar. Kızların devreye girmesi ile müşteri memnuniyeti inanılmaz ölçüde arttı. Bir örnek vermek gerekirse, Erzurum bayii Nevzat Çakır'ın kızı Hülya Çakır. Trabzon'da, Afyon'da da kız çocuklar işin başında. Hem satışta hem de satış sonrasında inanılmaz bir iyileşme izliyoruz."