THY'de işten atılanların durumu tekrar görüşülecek

Havacılıkta grevi yasaklayan kanunun iş yavaşlatma ile protesto edilmesinden sonra işten çıkartılan 345 THY çalışanının durumu THY Yönetim Kurulu'nda tekrar ele alınacak.

Abone ol

Özlem ERMİŞ BEYHAN

İSTANBUL - Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu, 345 THY çalışanının işten çıkarılmasının "duygusal olarak hayatında verdiği en kötü kararlardan biri" olduğunu belirterek, söz verdiğini ve bu çalışanlarla ilgili durumun yönetim kurulunda yeniden değerlendirileceğini söyledi. Basın mensupları ile bir araya gelerek süreci değerlendiren Topçu, Hava-İş sendikası ile toplu iş görüşmelerinin 1.5 yıldır kilitlendiğini anlatarak, "Sendika bizden THY'nin anahtarını istiyor" ifadesini kullandı.

Hamdi Topçu süreci şöyle anlattı: "Biz daha 2011 toplu görüşmelerini malesef yapamadık. Daha 2011 zamlarını almadı yani personelimiz. Burada sendikaya göre suçlu biziz, bize göre sendika... Bu süreçte ilk kez bu yıl yani yönetim olarak biz toplu iş görüşmesi çağrısı yaptık, hem de 2010 yılının 9'uncu ayında. Amacımız personelimiz mağdur olmasın, zamlı maaşını ocak ayında alsın idi. Ancak sendika yetki belgesine itiraz etti, 'Ben yetkili değilim' dedi. Biz şaşırdık, çünkü başka sendika yok. Burada taktik var, sendikanın amacı hak aramak değil. Maksadı işvereni yazın pik sezonda, en yoğun uçuş olan dönemde sıkıştırmak, görüşmeleri o döneme getirmek. Mahkeme sendikanın itirazına ret kararı verdi, süreç bu şekilde uzadı ve 2-3 ay önce görüşmeler başladı. Ancak 44 maddede anlaşamadık. Şirketin anahtarını teslim edecek maddeler var çünkü."

'Çalışan da memnun olsun şirket de ayakta kalsın'

Bu noktada görüşmeler ücret konusuna daha gelemeden tıkanmış. Peki sendika ne kadar ücret artışı istiyor? Topçu, "Yüzde 12" dedi, yönetim olarak kendilerinin ise iki yıl için yüzde 3 artı 3 zam önerdiklerini, bunun kademe artışları ile çok daha yüksek bir orana karşılık geldiğini söyledi. Topçu, "Çalışanlarımız da memnun olsun ama bu şirket de ayakta kalsın" dedi ve "Hatırlayın 40 sendika Alitalia'yı batırdı" diyerek Alitalia Havayolları'nın iflasına gönderme yaptı. Hamdi Topçu, bu noktada Hava-İş sendikasına eleştirilerini sıraladı: "Dedim ki arkadaşlara, gidin THY'nin maliyet yapısını anlatın. Sendika örgütlü bir yapı, biz sendikayı destekliyoruz. Ama Almanya'da bir sendika işyerinde verimsiz alanları tespit eder, yönetimi uyarır. Bizde ise sendika, çalışan kesintilerinden elde ettiği 10 milyon TL kaynağı yönetimle kavgada harcıyor. Biz kavgasız bir sözleşme yapamadık."

Topçu, sendikanın "Bu uçuş süreleri ile uçuş güvenliğini sağlayamayız" iddiası için de "Yalan bu" cevabını verdi. Topçu, "110 saat çalışmayı kabul ediyor uluslararası kurallar. Biz çok sıkı denetleniyoruz. Ortalama uçuş kabin memurları için 68 saat bizde, pilotlar için 75 saat. 70 saatin üzerine yüzde 70 mesai alıyorlar. Bizim kadar düşük saat uçuran hiçbir havayolu yok" dedi.

THY personelinin, ücretleri ile ilgili hiçbir sorunları olmadığını savunan Hamdi Topçu, "Lufthansa'nın kabin amirlerinden daha fazla kazanıyorlar. Yeni işe giren kabin memuru 3 bin 341 TL alıyor bizde. Yeni giren kaptan pilotun maaşı ise 18 bin 385 TL" açıklamasını yaptı. Topçu, THY'nin çalışanları sayesinde çok hızlı büyüdüğünü, ilk üç ayda Avrupa ortalaması yüzde 1.8 iken kendilerinin yüzde 26 büyüdüklerini, bunun THY çalışanları sayesinde olduğunu vurguladı. Topçu, bu nedenle çalışanlarına, toplu sözleşmede olmamasına rağmen iki yıldır hiçbir katkı payı almadan özel sağlık sigortası yaptırdıklarını belirtti.

2 milyon $ zararımız var, tazmin edeceğiz Topçu, THY personelinin toplu sözleşme kapsamında değil, grev haklarını ellerinden alan yasayı protesto etmek için eylem yaptığının belirtilmesi üzerine ise şöyle konuştu: "Personelimizin bir derdi olduğunu düşünmüyorum, sadece 300 küsur kişi bu işe katıldı. İstemeyerek hepsini çıkarmak zorunda kaldık. Bugün itibarıyla toplu sözleşme süreci devam ediyor, yani havacılıkta grevi yasaklayan yasa Meclis'ten çıkmasa da o çalışanların eylemi kanun dışıydı. Biz halka açık bir şirketiz. Bu eylemden dolayı 100 bin yolcu mağdur oldu, 2 milyon dolarlık bir zararımız söz konusu. Biz bu zararımızı tazmin edeceğiz, bunun yollarına da bakıyoruz. Bakın Meclis'ten geçen kanun Türk sivil havacılığının tamamını kapsıyor ama sektörde tek sendika bizde var. Kanuni tepkinizle eleştirinizi getirebilirsiniz ama mesai saatleri dışında. Ben profesyonel yöneticiyim, kanunları uygularım."

'Şirketi merhametle değil kurallarla yönetiyorum'

Hamdi Topçu, verdiği işten çıkarma kararının arkasında olsa da duygusal olarak bunun "hayatının en kötü kararlarından biri" olduğunu söyledi. Topçu, "Bu kadar kişinin ekmeğinin kesilmesi... Bu çalışanların THY üzerinde büyük emeği var, THY de onlara büyük yatırım yapmış. Ancak ben şirketi merhametle değil, kurallarla yönetiyorum. Bu nedenle istemeyerek de olsa bu kararı verdim. Ancak Hava-İş sendikası ile görüşmemizde bir söz verdim, bu çalışanların durumunu yönetim kurulumuzda tekrar görüşeceğiz" dedi.

Topçu, böyle bir kararın şirket imajına katkısına dair bir yoruma ise "Kuralları çiğneyerek imaj düzeltme peşinde değiliz. Biz herkes kazansın, sendika da yönetim de çalışanlar da bu işin içinden başı dik çıksın istiyoruz. Yoksa duygu ayrı bir şey, benim de duygularım bunun hatalı bir karar olduğunu söylüyordu" şeklinde karşılık verdi.

Hükümet bize hiçbir şey sormadı

Hamdi Topçu, havacılık sektöründe grev yasağını kaldıran yasa ile ilgili hükümetin kendilerine hiçbir şey sormadığını söyledi. Yasa çıkmasa bu cuma günü grev oylaması yapılacağını söyleyen Topçu, "Samimi olarak söylüyorum, o oylamaya bile gitmeyecektim çünkü hiçbir çalışanımın şirketlerini bu kadar zor duruma düşürecek bir karara oy vereceğini düşünmüyorum" şeklinde konuştu.

Sendikanın grev silahının elinden alınması beni yumuşattı

Hamdi Topçu, grev hakkının alınması sonrası Hava-İş Sendikası'na karşı masadaki yeni tavrına ilişkin bir soruya şöyle yanıt verdi: "Samimi olarak söylüyorum, sendikanın o silahının elinden alınması beni daha yumuşak hale getirdi. Ben daha yapıcı olmaya çalışacağım, şirketin şartlarını daha fazla zorlayacağım." Topçu, Avrupa'da grev yasağı olmadığını ancak sektörde grevi neredeyse imkansız hale getiren yasalar olduğunu belirterek, "Belki bizde de bu yola gidilebilir" dedi.

Sözcü ve Taraf'ı THY'ye yönelik haberleri nedeniyle dağıtmıyoruz

- "Bir karalama, linç etme siyasetini THY üzerinden yapıp bunu hakaret haline getiren bir gazeteyi uçaklarımızda dağıtmamızı kimse beklemesin. Sözcü'yu bu nedenle dağıtmıyoruz, Taraf'ı da aynı saikle çıkardık, sadece standa koyuyoruz."

- İşe alım sürecinde hiçbir siyasi müdahale olmamıştır THY'de. Hiçbir vekille görüşme olmaz işe alımda. Bu kurum siyaset dışında tutulmuştur. Kabin personeli artık bir günde işe girip giremediğini öğreniyor.

- Zarar açıkladık ama leasingle vadeli uçak alıyoruz, önceki uçakların da ödemesi devam ediyor. Fiktif bir gider açıklanıyor. Bilançomuzu dövize endeksli, reel hale getirdik. Zarar eden bir şirket değiliz, 2011'de uçak hariç 950 milyon $ yatırım yaptık.

- Afrika uçuşlarımızda bavul ticaretine müsamaha tanıyoruz, 20 kiloya kadar... İnanılmaz bir bavul ticareti var uçtuğumuz 20 Afrika şehrine. Tanzanya'ya uçtuktan sonra ticaret yüzde 349 gelişti. Afrika'nın tüm pazarlarında Türk malları satılıyor.

Rapor veren doktora dava açacağız engellenenleri atmadık

Hamdi Topçu ilk aşamada eyleme katılan 400'ü aşkın çalışanın işten çıkarılmasına karar verildiğini ancak sürecin devamında kamera kaydı ile kapılarda girişi engellendiği tespit edilenlerin listeden çıkarıldığını söyledi. Bazı raporlu çalışanların girişte protesto eylemi yaptığının tespit edildiğini söyleyen Topçu, "Protesto enerjisi pek raporluk bir durum olmadığını ortaya koyuyordu, o raporu veren doktorlara da dava açacağız" dedi. Topçu, çıkarılan elemanların boşluğunu iş saatlerini artırarak kapatacaklarını belirterek, "Ortalama uçuş saati 68 saat olmuştu, bunu 72 saate çıkarınca sorun kalmıyor" diye konuştu.


 

THY
Yeraltı sularındaki azalma, kârı yüzde 10 düşürecek “Ülkenin birinci sorunu ekonomi değil Güneydoğu” Mersin'de yan yatan geminin mürettebatı kurtarıldı Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu