The Economist: CHP'ye oy verin
İngiliz ekonomi dergisi Türkiye'deki genel seçimlere ilişkin yayımladığı başyazısında seçmenlere 'CHP'ye oy verin' çağrısında bulunurken, AKP'nin seçimden sonra siyasi meydan okumalarla karşı karşıya kalacağını öne sürdü.
Abone olLONDRA – The Economist dergisi, son sayısında Türkiye’deki genel seçime ilişkin olarak “CHP’ye oy verin" çağrısını içeren başyazısının yanısıra yer verdiği çok geniş haber analizinde seçimden sonra kurulacak olan yeni AKP hükümetinin ekonomi ve siyasette “meydan okumalar"la karşı karşıya kalacağını öne sürdü.
Türk ekonomisinin “ciddi zayıflıkları" bulunduğunu öne süren The Economist, “Mali politika, daha fazla ve daha erken sıkılaştırılmalıydı" görüşünü dile getirdi. Haberde ülkenin güçlü bir başkanlık sistemine ihtiyacı olmadığı da savunuldu.
The Economist, Türkiye'deki seçimlere ilişkin geniş haber analizinde “12 Haziran seçimi, bir Müslüman demokrasi için bir vitrin oluşturacak. Galibi konusunda bir kuşku olmasa da Türkiye’nin geleceği üzerinde büyük bir etkisi olabilir" yorumunu yaptı.
“Türkiye’nin yükselişinin, son 10 yılın en önemli ve en az fark edilen konulardan biri olduğunu" savunan dergi, Türkiye’nin özellikle ekonomi alanda sağladığı ilerleme, Türk şirketlerinin dünyaya giderek açılması, dış politikada yapılan hamlelere, Türkiye’nin bölgede önemli bir unsur haline gelmesi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Arap dünyasındaki popülaritesine dikkat çektikten sonra “Bütün bunlar, 12 Haziran seçimini, hem komşular hem de dünya için alışılmamış biçimde ilginç kıldı" ifadesini kullandı.
Türbana gösterilen hoşgörü içkiye yok
Seçimleri AKP’nin kazacağı konusunda bir kuşku bulunmadığını kaydeden dergi, seçmenlerin ekonomideki gelişmelerden, dış politikadan ve ordunun siyasetten uzaklaştırılmasından hoşnut olduklarını iddia ettikten sonra şöyle devam etti:
“Ancak seçim, ekonomiden, AB’den, dış politikadan, ordudan bile çok ötede. Son yıllarda işleri tıkırında olan birçok laik Türk, zafer elde eden AK Parti’nin ülkelerini götüreceği yön konusunda kaygılı olmayı sürdürüyor. Müslüman türbanına yeni bir hoşgörü, içkiye ise hoşgörüsüzlük, poliste kısmen çok güçlü biçimde temsil ediliyor gibi görülen pek saydam olmayan Fethullah Gülen hareketinden esinlenen çok daha İslami bir geleceğe işaret ediyor."
Anayasa arzusu seçimi kritik kılıyor
The Economist “Seçimi o kadar kritik yapan, Sayın Erdoğan’ın Türk anayasasını yeniden yazma hırsı" dediği haberinde seçimin sonucunu, bağımsızların kaç sandalye kazanacağı ve MHP’nin barajı aşıp aşmayacağı olmak üzere iki faktörün belirleyeceğini savundu.
Yeni bir anayasanın hazırlanması konusu ve Başbakan Erdoğan’ın başkanlık sistemi isteğine dikkat çekilen haberde “Bu konular önemli çünkü sonraki hükümet, daha zor bir dönem ve bazı karmaşık sorunlarla karşı karşıya kalacak" yorumu yapıldı. Haberde Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ekonominin “çok ısındığını" kabul ettiğini ancak şimdi hızla soğuduğunu söylediği de kaydedildi.
Mali politika sıkılaştırılmalı
Haberde ekonominin soğumakta olsa da “ciddi zayıflıkları" bulunduğu savunularak tüketici harcamalarındaki savurganlık ve büyük bir yabancı sermaye girişinin, cari açığı, GSYH’nın yüzde 8’e genişlettiği belirtildi ve şöyle devam edildi:
“Yabancı para birdenbire kurursa, Türkiye kolayca yine kendini iflas durumuna yönelmiş bulabilir. Mali politika, daha fazla ve daha erken sıkılaştırılmalıydı. Ve sıkı kurullara tabii işgücü ve ürün piyasalarının serbestleştirilmesi için çok daha fazlası yapılmalı. Zengin ülkelerden oluşan OECD kulübünde Türkiye, iki konuda liste sonu, işsizlik, özellikle doğuda ve gençler arasında yüksek olmayı sürdürüyor ve kadınların işgücüne katılımı oranı geriledi. Kısacası, Sayın Şimşek’in, Türk ekonomisini modernize ve reform etmek için yapacağı daha çok şey var."
The Economist, yeni AKP hükümetinin ayrıca “büyük siyasi meydan okumalar"la karşı karşıya bulunduğunu savunduğu haberinde bu bağlamda anayasa, çevre, bölgesel özerklik ve Kürt sorunlarını sıraladı. Dergi, haberini şu sözlerle noktaladı:
“Sayın Erdoğan, Türkiye’ye iyiye doğru değiştirmek için çok şey yaptı. Görevini devraldığı zamana göre daha istikrarlı, daha zengin ve önemli bir ülke. Ancak, tehditler var, Sayın Erdoğan’ın artan gücü dahil. Güçlü bir başkanlık, ülkenin şimdi ihtiyacı olan bir şey değil."