Teknoloji Atıkları: Değerli mi? Tehlikeli mi?

Doğru strateji ve yönetim araçlarınız yoksa elinizdeki değer bir bombaya dönüşebilir.

Abone ol

Bardağın yarısı boş mu? Dolu mu? İyimser mi, yoksa kötümser misiniz?

Daha doğrusu, elinizdeki kaynağın gerçek değerini görebiliyor musunuz? Sahip olduklarınızı optimumda değerlendirebiliyor musunuz? Doğru strateji ve yönetim araçlarınız yoksa elinizdeki değer bir bombaya dönüşebilir. Oysa, doğru teknoloji ve yönetim uygulamalarıyla o tehlikeli bombadan ülke ve dünya ekonomisine katkı sağlayacak cevherler çıkarabilirsiniz. Aslında, Japonya tam da bunu yapıyor: Hızlı teknoloji tüketiminin kaçınılmaz sonucu olan teknoloji çöplüklerini 'kentsel maden ocakları'na dönüştürüyor.

Japonya'nın Teknoloji Çöplükleri

Japonya yüksek teknoloji ürünlerinin inovasyon beşiği. Japonlar teknolojiyi problemlere çözüm bulmak, performanslarını arttırmak ve günlük yaşamlarını kolaylaştırmak için kullanıyorlar. Japon teknoloji tüketicilerinin çoğu, Y nesil dediğimiz 1977-94 arasında doğan, yeni şeyler denemeye meraklı, marka bilgisine sahip, kaliteli yeni teknoloji ürünlerini takip eden bir kitle. Japonya'da lise öğrencilerinin %90'ının cep telefonu var. En yeni teknoloji ürününü veya hizmetini kullanmak lise çağlarında itibaren Japon tüketicilerin bir davranış biçimi halini almış. Yeni model cep telefonu, MP3 çalar, bilgisayar veya video oyunu çıktığında bu kitle soluğu dükkanlarda alıyor. Tabii yeni ürünü alır almaz da eskisi çöpe gidiyor. Bunun sonucunda, her yıl ortalama 20 milyon mobil telefon yeni modeliyle değiştirilerek teknoloji atıklarının arasına katılıyor.

Eski yüksek teknoloji ürünleri büyük şehirlerin dışında elektronik atık çöplüklerinde toplanıyor. Gözünüzün alabildiğine geniş alanlar hayal edin 10 milyonlarca işlemeyen cep telefonunun, eski televizyonun, bilgisayarin ve MP3 çaların atılmış olduğu. Bu çöplükler çevreye ve insan sağlığına birçok zararlı maddeyi içermenin yanında,  dünyanın en değerli metallerinin bulunduğu yapay maden ocakları. Altın, gümüş ve metal kaplama işlemlerinde sıklıkla kullanılan indiumun çıkarıldığı şehir madenleri.  Bu e-atık çöplükleri Japon tüketim trendleri sayesinde o kadar hızlı büyümekte ki, Japonya  dünyanın en büyük doğal kaynaklarına sahip ülkeleri arasında anılmaya aday gösterilmekte. Teknoloji meraklısı Japon tüketiciler tarafından çöp olarak nitelendirilen bu yüzlerce tonluk yığın Japon hükümetine, metal geri dönüşüm firmalarına ve metal üzerine çalışan bilim adamlarına göre, çıkarılmayı ve işlenmeyi bekleyen değerli metal kaynakları. Japonya'nın metal zenginliği bu çöplüklerle sınırlı değil: Birçok evin garajı, bodrumu ve çatı katı atılma sırası bekleyen eski teknoloji ürünü cihazlarla dolu.

Japonya'da E-Atık Geri Dönüşüm Projeleri

Japonya'nın Tsukuba şehrindeki Materyel Bilimleri Ulusal Enstitüsü'nün son hesaplamalarına göre, bir yıl içinde tüm dünyada kullanılan veya satın alınan toplam altın, gümüş ve indium rezervlerinin üç katı Japonya'da birikmiş durumda. Japon şehir maden ocaklarında bulunan platinum miktarı küresel tüketimin 6 katı olarak hesaplanmakta. Enstitünün önde gelen uzmanlarının değerlendirmelerine göre, elektronik zengini çöplükler doğru işlenir ve en az fireyle geri dönüşümleri gerçekleştirilirse, doğal kaynak fakiri Japonya birden bire doğal kaynak zengini Avustralya, Kanada ve Brezilya'yla aynı kulvarda koşmaya başlayacak.

Bugün Japon e-atıkların geri dönüşüme tabii olan bölümü tüm e-atıkların sadece %13'üne denk geliyor, bu da yaklaşık 550 ton atığın değerlendirildiği anlamına geliyor. Geri kalan binlerce ton atık geri dönüştürülmeden atılıyor. Örneğin, cep telefonlarının devre kartlarında az miktarlarda gümüş, kurşun, çinko, bakır, altın ve titanyum gibi madenlere rastlanıyor. Benzer atık birikimi İngiltere ve ABD gibi elektronik ürün tüketimi yüksek olan gelişmiş ekonomilerde de görülmekte ancak Japonya teknolojik atık alanında bir numaralı ülke.

Materyel Bilimleri Ulusal Enstitüsü'nün elementlerin stratejik kullanımdan sorumlu departmanı Japonya genelinde ne kadar atık metal bulunduğunu ölçümlemek için geniş çaplı çalışmalarına devam ediyor. Bu çalışmaları yürüten isimlerin başında Profesör Harada var. Harada, Japonya'nın şehir madenlerinde ne kadar metal birikimi olduğunu hesaplamak için pragmatik bir yaklaşım izlemiş: Son 60 yılda ithal edilen metal miktarını ve ihraç edilen elektronik araçları, arabaları ve benzeri ürünleri karşılaştırarak Japonya'nın temelde ne kadar rezerve sahip olduğunu ortaya çıkarmış. Profesör'e göre, elektronik tüketim trendleri Japonya'yı kaynak zengini üretici haline getirebilecek. Japon tüketicilerinin atıkları ulusal boyutta plansız bir metal stoklamanın önünü açmış.

Bugün bu stokların sadece %50'sinin nerede olduğu saptanabilmekte. Diğer yarının nerede olduğunu belirlemek için yurt genelinde kampanyalar sürdürülüyor.

Japonya'da Ekonomi, Ticaret ve Endüstri Bakanlığı'nın yürüttüğü bir kampanyayla eski elektronik eşyalar evlerden toplanmakta. Diğer yandan da, bu şehir madenlerinin kazılması, değerli metallerin çıkarılması, ayrıştırılması ve değerlendirilmesi üzerine projeler devam etmekte. Asahi Pretec gibi özel şirketler belli elektronik fabrikalarının atık geri dönüşüm projelerini yönetmeye başladı. Bu üretim tesislerinden birinde endüstriyel atıklardan 15 ton altın çıkarılmış.

Profesör Harada, aynı zamanda teknolojik atık alanlarında yapay cevher fabrikaları kurmak üzere biraraya getirilen takımlarda görev yapmakta. Ölçümlerine göre,  altın yatağından çıkarılan 1 ton cevherden yalnızca 5 gram altın elde edilebiliyor, oysa cep telefonundan çıkarılan yapay cevherden elde edilen altın 150 gram!

Türkiye'nin Elektronik Atıklarına Ne Oluyor?

Türkiye, elektronik ürün tüketimi konusunda Japonya'nın çok gerisinde. Ancak, alımgücünün artması, küresel markaların Türkiye'de satış yapmaları ve Türk tüketicilerinin teknolojiye ilgisinin artması Türk teknoloji pazarını hızla büyüyen gözde pazarlardan biri haline getirmekte. E-atık alanı ise, hem çevresel zararları ve insan sağlığına tehditleri minimuma indirme hem de geri dönüşümü gerçekleştirerek değer yaratma açısından önem kazanmakta.

Elektronik atık toplama ve geri dönüşüm projeleri Türkiye'de oldukça yeni olmakla beraber, sektörün çalışmalarını düzenleyecek yönetmelikler gündemde. Çevre ve Orman Bakanlığı Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların (AEEE) Kontrolünü düzenlemek üzere yeni bir yönetmelik taslağı oluşturdu. Taslak elektronik atıkların yönetilmesiyle ilgili birkaç temel amaca hizmet etmekte: Elektronik atıkların çevre ve insan sağlığına oluşturduğu tehditlerin ortadan kaldırılması öncelikli. Atık miktarını minimuma indirebilmek yeniden kullanım ve geri dönüşüm yöntemlerinin geliştirilmesine bağlı. Dünyada örneklerini gördüğümüz e-atık yönetimi sistemleri atık miktarının artışını durdurmak, varolan e-atıkların insan sağlığına ve çevreye zarar vermesine engel olmak ve geri kazanım metodlarıyla kaynak yönetimini optimumda kullanmaya yaramakta.

E-Atık Toplama Şirketleri

E-atıkların yönetimi ise, kullanım ömrünü tamamlamış, hurdaya çıkmış elektronik araçların geri dönüşümünü sağlayacak tesisler sayesinde mümkün olmakta. İnsan sağlığına ve çevreye zararlı atıkların ekonomiye yeniden kazandırılması bu sektörün temel amacı olacak.

Mustafa Yüksel'in NetHaberci'de yayınlanan yazısına göre, Türkiye'de elektronik atık geri dönüşümü alanında faaliyet gösteren lisanslı 9 şirket var. Akademi Çevre Danışmanlık Hizmetleri bu şirketlerden biri. Firma, Tuzla'daki tesislerinde her çeşit günü geçmiş, hurdaya çıkarılmış yarı iletken elektronik komponentleri geri dönüşüm amacıyla toplamakta ve depolamaktadır.  Bu sektördeki firmalar kullanım ömrünü doldurmuş elektrikli ve elektronik eşyaları ofislerden ve evlerden toplamakta. Bu elektrikli ve elektronik eşyalar arasında; büyük beyaz eşya aletlerinden küçük ev aletlerine, televizyon, video, müzik seti gibi elektroniklerden cep telefonu, akıllı telefonlar gibi telekomünikasyon araçlarına, aydınlatma ekipmanlarından üretim tesislerinde kullanılan sökme, kırma, ayrıştırma ve rafinasyon araçlarına kadar ev, iş ve üretim tesisi ortamlarında kullanılan hertürlü araç ve ekipmanı içine alacak.

Elektronik atıktan hammadde'ye sloganıyla hizmet veren lisanslı şirketlerden Exitcom ise, elektrikli ve elektronik atıkları türlerine, ağırlıklarına, içlerinde barındırdıklar tehlikeli madde oranlarına göre sınıflandırmakta. Exitcom'un Türkiye'deki yıllık atık işleme kapasitesi 15.000 ton. Ürün türlerine göre, %95'e kadar geri kazanım sağlamakta. Ağustos ayında Forbes'ta Exitcom Genel Müdürü Murat Ilgar'ın röportajına göre, Türkiye'de 400.000 ton elektronik ve elektrikli atık bulunmakta. Exitcom tesislerine ise bu atıkların sadece %1'i ulaşmakta. Bu atıkların büyük çoğunluğu çöplerde çürümeyi bekliyor ve çürürken de havaya, suya ve toprağa karışarak çevre ve insan sağlığını tehdit ediyor. E-atıkların insan sağlığına oluşturduğu tehditler oldukça geniş: Elektronik cihazların içinde civa, kurşun, fosfor, krom ve barium gibi maddeler bulunmakta. Bunların yağmur sularıyla toprağa karışmasıyla iç organlara zararlar oluşturabilmekte, hormonları etkileyerek üreme bozukluklarına yol açabilmekte. Ayrıca, kas hastalıkları, DNA hasarı, astım ve kemik erimesi e-atıkların sebep olduğu rahatsızlıklar arasında.

Tüketici Olarak Ne Yapabilirim?

Tüketici olarak yapabileceğiniz ilk katkı elektrikli ve elektronik cihazlarınızı çöpe atmak yerine, e-atık firmalarına ulaştırmak. Henüz yaygınlaşmamış bir hizmet olmakla beraber bazı belediyeler e-atıkları toplama programlarını hayata geçirdiler.

Örneğin, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi'nin Exitcom'la birlikte e-atık toplama çalışmaları mevcut. 2009 yılında başlayan bu atık toplama kampanyasında 17.5 ton atık geri kazanılmış. Ayrıca, e-atık toplama alanında Kadıköy Belediyesi Elektronik Atık Atölyesi ve Bakırköy Belediyesi Alpaş Temizlik Şirketi hizmet vermekte.

Büyük elektronik firmalarının sosyal sorumluluk projeleri içinde e-atık toplama kampanyaları yer alıyor. Haziran ayından itibaren TeknoSA düzenlediği e-atık toplama kampanyasıyla 81 ilde e-atıkları geri dönüştürme çalışmalarına başladı. Kampanya dahilinde,444-5599 hattını arayıp eski elektronik eşyalarınızı ücretsiz olarak evden aldırabilirsiniz.

Çevreyi ve insan sağlığını korumak hem üreticilerin hem tüketicilerin hem de kamu yönetiminin görevi. Herkes üstüne düşen görevi yapmalı.

www.datassist.com.tr

Yeraltı sularındaki azalma, kârı yüzde 10 düşürecek “Ülkenin birinci sorunu ekonomi değil Güneydoğu” Mersin'de yan yatan geminin mürettebatı kurtarıldı Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu