Sigorta sektöründe dünya gerisindeyiz
TSRŞB Başkanı Su'ya göre, Türkiye'de sigorta sektörü dünya ortalamasının altında olmasına rağmen, ekonomideki gelişmelerle birlikte sektör gelişecek.
Abone olİSTANBUL - Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği (TSRŞB) Başkanı Mustafa Su, Türkiye'nin prim büyüklüğünün 9,4 milyar dolar seviyelerinde olduğunu belirterek, "Dünyada ortalama olarak kişi başına düşen prim üretimi büyüklüğü 595 dolar iken ülkemizde bu rakam 130 dolar. Prim üretiminin GSMH içindeki payı Türkiye'de 1,3, gelişmiş toplumlarda yüzde 5, dünya ortalaması ise yüzde 3. Bu rakamlar dikkate alındığında daha gidecek çok yolumuz var" dedi.
TSRŞB ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin (TOBB) katkılarıyla Devlet Bakanlığı ve Başbakan Yardımcılığı himayesinde Maslak Sheraton Oteli'nde düzenlenen "Sigorta Zirvesi"nin açılışında konuşan Mustafa Su, gelişen Türkiye ekonomisine bağlı olarak sigortacılık piyasasında da yaşanan değişim ve dönüşümün kendisini daha fazla hissettirmeye başladığını ve Türkiye uluslararası alanda daha önemli oyuncu olma yönünde istikrarlı adımlar attığını ve sigortacılık sektörünün de rekabete açık şeffaf yapısıyla yabancı sermayenin ilgi odağı olmaya devam ettiğini ifade etti. Su, bunda uluslararası finansal raporlama standartlarından, sermaye yeterliliğine varıncaya kadar son yıllarda yapılan düzenlemelerin, teknoloji eğitim ve insan kaynaklarından, sektörce yapılan yatırımların, mevzuat ve hukuki altyapı çalışmalarının ve çıkarılmakta olan yeni sigortacılık ürünlerinin önemli payı bulunduğunu söyledi.
Gidilecek çok yol var
Su, Türk sigorta sektörünün birçok kurum ve ülke tarafından örnek bir model olarak görüldüğünü belirterek, sektöre ilişkin şu bilgileri verdi:
"Sektörümüz ekonomimize büyük katkılar sağlamaktadır. Dünya sigorta sektöründe toplam prim hacmi 4,1 trilyon dolar, gelişmiş ülkelerin bu rakamdaki payı 3,5 trilyon dolar, gelişmekte olan ülkelerin payı da 533 milyar dolar. Türkiye'nin prim büyüklüğü 9,4 milyar dolar seviyelerinde. Dünyada ortalama olarak kişi başına düşen prim üretimi büyüklüğü 595 dolar iken ülkemizde bu rakam 130 dolar. Prim üretiminin GSMH içindeki payı Türkiye'de 1,3, gelişmiş toplumlarda yüzde 5, dünya ortalaması ise yüzde 3... Bu rakamlar dikkate alındığında daha gidecek çok yolumuzun olduğu, bir anlamda prim üretimi açısından bakıldığında işin başında olduğumuzu tespit etmek mümkün."
Ekonomi sigortacılık olmadan büyüyemez
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Üyesi Ender Yorgancılar da Türkiye ekonomisinin son yollarda çok önemli gelişme gösterdiğini ve son 9 yılda özel sektör odaklı olarak ekonomiyi yüzde 55 oranında büyüttüklerini söyledi.
Türkiye'nin bölgenin en büyük sanayi devi olduğunu, Türk özel sektörü olarak İtalya ve Çin'in arasındaki en büyük sanayi üretim kapasitesine sahip olduklarını ifade eden Yorgancılar, şunları kaydetti:
"Önümüzdeki 15 yıl içinde çok önemli hedefler koyduklarını ve 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı, 500 milyar dolar ihracat gerçekleştirmeyi hedeflediklerini ve bu hedeflere ulaşmak için sigortacılık sektörünün de önümüzdeki süreçte çok daha önemli olacağını ifade etti.
2023 hedefi 5 milyar dolar
Sektörü büyütmeden, sektörün hizmet kalitesini dünya standartlarına ulaştırmadan 2023 hedeflerine ulaşmalarının zor olduğunu bildiklerini ifade eden Yorgancılar,yeni yapılanma sayesinde sigortacılık sektöründe önemli gelişme sağlandığını ve 2003 yılında 5 milyar lira prim üretimi gerçekleştiren sektörün 2010 yılı sonunda yaklaşık 3 kat büyüyerek 14 milyar liralık prim üretimi yakaladığını vurguladı.
Poliçe sayısı arttı karlılık düştü
Öte yandan Hazine Müsteşar Yardımcısı Burhanettin Aktaş ise, 2000 yılında 15 milyon olan poliçe sayısının 2010 sonunda 63 milyona yükselmesinin, vatandaşların sigortaya ilgisini gösterdiğini ancak, son yıllarda karlılıkta ciddi gerilemeler yaşandığını bildirdi.
Aktaş, sektörün son 10 yıldaki gelişimine bakıldığında prim üretiminin 2000 yılı sonundaki 1,8 milyar liradan, 2010 yılı sonunda 14,1 milyar liraya çıktığını anlattı.
Poliçe sayısına bakıldığında da 2000 yılında 15 milyon olan poliçe sayısının 2010 sonunda 63 milyona çıktığını ve bu rakamların halkın sigortaya olan ilgisinin hızla arttığını gösterdiğini belirten Aktaş, sektörün toplam aktiflerinin 2000 yılındaki 2,7 milyar liradan, 2010 yılı sonunda 35,1 milyar liraya, özkaynaklar toplamı 2000 yılında 447 milyon lira seviyesinden 2010 yılı sonunda 7,2 milyar liraya çıktığını kaydetti.
Sektör toplamına bakıldığında genel olarak fazla özkaynakla çalışıldığının görüldüğünü kaydeden Aktaş, 31 Aralık 2010 tarihli sermaye yeterliliği verilerine göre sektörün tamamı için minimum sermaye gereğinin 4,1 milyar lira olmasına karşılık, sektör özkaynaklarının 7,9 milyar lira seviyelerinde gerçekleştiğini, sermaye yeterliliğinin fazlasıyla tesis edildiğini, 2010 sonu itibariyle 15,7 milyar liraya ulaşan teknik karşılıkların aktifte yeterli ve likit düzeyde karşılığının da mevcut olduğunun görüldüğünü dile getirdi.
Karlılık düşüşün sebebi devlet iç borç senetleri
Karlılıkla ilgili gelişmelere bakıldığında ise artan rekabet ve azalan mali gelirler nedeniyle karlılık oranlarında son yıllarda ciddi düşüşler görüldüğünü vurgulayan Aktaş, mali gelirdeki azalmanın sektörün temel yatırım aracı olan devlet iç borç senetlerinin faizlerindeki düşüşten kaynaklandığını ve sektörün 8,5 milyar lira olan menkul kıymet yatırımlarının yüzde 92'si olan 7,9 milyar liranın devlet iç borç senetlerinde olduğunu söyledi.
Temel sebep bu olsa da rekabet nedeniyle fiyatların kırılması sonucu yatırıma yönlendirilecek fon tutarlarında da istenen artışların sağlanamadığını, poliçe sayısındaki ciddi artışa rağmen prim üretiminin aynı şekilde artmamasının aşırı rekabetin getirdiği bir sonuç olduğunu kaydeden Aktaş, 2001 krizi ve sonrasında 17 sigorta ve reasürans şirketinin piyasadan çekilmek zorunda kaldığını, krizden sonra yürürlüğe konulan yeni yasal düzenlemeler ve önleyici tedbirlerle yeni kurum, kuruluş ve mekanizmaların oluşturulduğunu ve daha rekabetçi ve serbest bir piyasa yapısı oluşturulduğunu anlattı.