Şanghay Beşlisi ile yeni ortaklık arayışı
Bölgesel sorunlar, AB ile artan gerilim, değişen dengeler “Şanghay Beşlisi” gibi tartışmaları yeniden alevlendirdi. Ancak daha çok ‘güvenlik’ örgütü olan Şanghay Beşlisi, ‘farklı bir dünya’yı temsil ediyor.
Abone olGeçtiğimiz günlerde, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “(...)Türkiye bir defa kendini rahat hissetmeli. ‘Benim için varsa, yoksa Avrupa Birliği’ dememeli. (...)Mesela, ‘Şanghay Beşlisi içerisinde Türkiye niye olmasın?’ diyorum” sözleriyle bir kez daha gündeme gelen Şanghay İşbirliği Örgütü’ne üyelik tartışma devam ediyor. Bu tartışma özellikle Avrupa Parlamentosu’nun 24 Kasım’da aldığı “Türkiye ile üyelik sürecini donduralım” yönündeki tavsiye kararı sonrası daha da büyüyecek görünüyor. Ancak önceki akşam Türkiye’nin diğer ülkelerle de ilişkilerini geliştirmesi gerektiğini söyleyen Başbakan Binali Yıldırım’ın, “Şanghay Beşlisi’ne gelince bu AB’nin alternatifi olarak görülmemeli” yorumu, konunun çok yönlü tartışıldığını da ortaya koydu.
* Şanghay İşbirliği Örgütü nasıl kuruldu?
Şanghay İşbirliği Örgütü’nün (ŞİÖ) temeli 1995’de, Rusya ile Çin arasında birbirlerine düşman olmadıklarını askeri güvence altına alan anlaşmalarla atılmaya başlandı. 1996’da ise Çin, Rusya, Kırgızistan, Tacikistan ve Kazakistan bir araya gelerek “Şanghay Beşlisi” ni kurdu. ŞİÖ’nün ana işbirliği konusu güvenlik olan şekillendi. 2001’de ise Özbekistan’ın da katılımıyla imzalanan ortak deklarasyonla Şanghay Beşlisi “Şanghay İşbirliği Örgütü”ne dönüştü.
Serbest dolaşım yok
* Temel amaçları arasında neler var?
ŞİÖ’nün temel amaçları arasında; üye ülkeler arasında karşılıklı güven, iyi komşuluk ve dostluk ilişkilerinin güçlendirilmesi, bölgesel barış, güvenlik ve istikrarın korunması için ortak çaba sarfedilmesi, terörizm, köktencilik, ayrılıkçılık, örgütlü suçlar ve yasadışı göçle ortak mücadele edilmesi bulunuyor. Ayrıca siyaset, ekonomi, bilim ve teknoloji, kültür ve eğitim, enerji, çevre konularında işbirliğinin geliştirilmesi de hedefleniyor.
* Örgütün organizasyon yapısı nasıl?
Örgütün yapısında düzenli olarak toplanan Devlet Başkanları Konseyi ve Hükümet Başkanları Konseyi ile sekretarya, Bölgesel Anti- Terör Yapısı, Dışişleri Bakanları Konseyi gibi kurumlar yer alıyor. Örgütün sekretaryası Çin’in başkenti Pekin’de, Bölgesel Terörle Mücadele Kuruluşu ise Taşkent’te. Bugün örgütün ayrıca 6 “gözlemcisi” ve 6 “diyalog ortağı” bulunuyor. Gözlemciler; Afganistan, Belarus, Hindistan, İran, Moğolistan ve Pakistan. Pakistan ve Hindistan’ın 2017’de ŞİÖ’ye üye olmaları bekleniyor. Örgütün diyalog ortakları ise Ermenistan, Azerbaycan, Kamboçya, Nepal, Sri Lanka ve Türkiye.
* Avrupa Birliği ile arasında ne tür farklar var?
Avrupa Birliği (AB), üye ülkelerin üzerinde yer alan bir hükümetler üstü yapıyken ŞİÖ, işbirliği için kurulmuş hükümetler arası bir yapı özelliği taşıyor. AB’nin ekonomi, politika, güvenlik ve insan hakları konusunda bağlayıcı bir müktesebatı, üye ülkelerden parlamenterlerin temsil ediği ve yasama gücü bulunan bir meclisi, mahkemesi, marşı ve bayrağı bulunurken, ŞİÖ’de bunlar yok. Ayrıca AB üyeleri arasında insan, sermaye ve malların serbest dolaşımı mümkün. Yine AB üyeleri diğer ülkelerle serbest ticaret anlaşması imzalayabiliyor.
Enerji Kulübü Başkanı
* Türkiye’nin ŞİÖ ile ilişkisi nasıl başladı?
ŞİÖ, 2008’de irtibat kurmak isteyen ve gözlemci konumunda olmayan üçüncü ülke ve uluslararası kuruluşlarla ilişkilerin kurumsal bir çerçeveye oturtulması amacıyla, “ŞİÖ Diyalog Ortaklığı Statüsü” adı altında yeni bir yapı kurdu. Türkiye ise 2011’de bu statüyü elde etmek için başvurdu. Bu talep 2012 yılı ortasında kabul edildi ve ilgili “Mutabakat Belgesi”, 26 Nisan 2013’te dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dönemin ŞİÖ Genel Sekreteri Dmitry Mezentsev arasında imzalandı. Bu anlaşma başta bölgesel güvenlik, terörle mücadele, uyuşturucu kaçakçılığı ve organize suçların önlenmesi ile ekonomik ve kültürel alanlar olmak üzere çeşitli konularda işbirliğinin geliştirmesini öngörüyor. Bilindiği gibi ikili ilişkilerde geçen hafta önemli bir adım da atıldı. Türkiye, Şanghay Enerji Kulübü’nün 2017 dönem başkanlığını üstlendi. ŞİÖ’de ilk kez üyeler dışında bir ülkeye bu tür başkanlık verildi.
* Türkiye’nin ŞİÖ arayışları nasıl yorumlanıyor?
Türkiye’deki ŞİÖ tartışması, konuyu yakından takip edenler tarafından değişik biçimlerde yorumlanıyor. Örneğin AB ve Küresel Araştırmalar Derneği Başkan Yardımcısı Can Baydarol’un şu yorumları dikkat çekici: “Türkiye’nin Batı’yla entegrasyonu bırakıp ŞİÖ üyeliği yoluna girmesi çok çok zor. Türkiye’nin ekonomisi Batı’yla entegre. (…)Rusya ve NATO Ukrayna’da silahlarını birbirine çeviriyor. Türkiye eğer Rusya’nın kampına girerse Batı da silahlarını Türkiye’ye çevirir.” Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı Ekonomi Araştırmaları Direktörü Sadık Ünay ise ŞİÖ’yü Türkiye için AB’ye karşı hem siyasi hem ekonomik olarak önemli bir denge unsuru olarak görüyor. Ünay’a göre böyle açılımlara ihtiyacı var. Kadir Has Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, “ŞİÖ’nün uzmanlarının yaptığı açıklamalara baktığımızda, Türkiye’nin Şanghay Beşlisi’ne üye olması için NATO’dan ayrılması gerekiyor” dedi. Han’a göre ŞİÖ, NATO gibi güvenlik garantisi veren bir örgüt de değil. Öte yandan Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Doğu Avrupa ve Orta Asya Direktörü Sacha Koulaeva ise ŞİÖ’yü “içe kapalı otoriter ülkeler kulübü” olarak tanımlıyor.
‘NATO’yu zayıflatacak hiçbir şey yapmayacak’
Türkiye’nin ŞİÖ ile ilgili açıklamalarına hem NATO hem AB’den değişik düzeylerde tepkiler geldi. Geçen hafta İstanbul’da bulunan NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden gündeme getirdiği Şanghay Beşlisi örgütüne katılım açıklamasına ilişkin olarak şu ifadeyi kullandı: “Eminim ki Türkiye, ortak savunma anlayışını, 5. maddeyi, NATO birliğini zayıflatacak hiçbir şey yapmayacaktır.” Erdoğan’la da görüşen Stoltenberg, “Cumhurbaşkanı Erdoğan çok açık bir şekilde NATO’ya ve kollektif savunma kurallarımıza güçlü bağlılığını ifade etti” dedi.
Büyüklükler çok farklı
Konuya ekonomik açıdan bakan DÜNYA Yazarı Özcan Kadıoğlu’nun saptamalarına göre ŞİÖ üyelerinin kendi aralarındaki potansiyel mal ticaret hacmi 210 milyar dolar. Bu dünya mal ticaretinin sadece yüzde 0,6’sı. Geçen yıl Türkiye’nin ŞİÖ üyelerine yaptığı ihracatın toplam ihracata oranı yüzde 3,2. ŞİÖ üyelerinin ithalat payı ise yüzde 23. AB ülkelerinin kendi aralarındaki mal ticareti hacmi ise 6,3 trilyon dolar. AB’de oluşan mal ihracatı ve ithalatı, dünya ticaretinin yüzde 32’si. Türkiye ise 2003-2015 döneminde toplam ihracatının yüzde 46’sını, ithalatının ise yüzde 42’sini AB ile yaptı.