”Rektör adayları gizli oyla seçiliyor, siyasi etki yok”
YÖK, rektörlük seçimleriyle ilgili olarak, "Objektif, serbest irade ürünü ve saygı gösterilmeye layıktır" açıklamasında bulundu.
Abone olANKARA - YÖK'ten "rektörlük seçimlerine" ilişkin yapılan açıklamada, Genel Kurul üyelerinin tamamen serbest iradelerini yansıtacak şekilde gerçekleştirilen gizli oylama yoluyla kullanılmakta olduğu, bu süreçte yapılan işlemlerin siyasi etki altında kalınarak tesis edildiği yönündeki iddiaların hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
Açıklamada, YÖK Genel Kurulu'nun 1 Temmuz 2010 tarihli toplantısındaki, ilgili mevzuat çerçevesinde Cumhurbaşkanlığına sunulmak üzere bazı üniversitelerin adaylarının belirlendiği hatırlatılarak, bu konuda basında yer alan haberlerin ve yorumların gerçeği yansıtmadığı belirtildi.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun 13. maddesinde, devlet üniversitelerindeki rektör adayı seçimlerinde en çok oy alan 6 kişinin aday olarak seçilmiş sayılacağı belirtilerek, bunlardan YÖK Genel Kurulu'nun seçeceği 3 kişinin atanmak üzere Cumhurbaşkanlığına sunulacağı kuralının getirildiği anımsatıldı.
Kanunun bu hükmüne göre, rektör seçiminin, üniversite öğretim üyelerince 6 aday adayının seçilmesi, aday adayları arasından 3 kişinin YÖK Genel Kurulunca seçilmesi ve Cumhurbaşkanına isimleri sunulan 3 adaydan birisinin rektör olarak atanması olmak üzere, üç aşamalı bir süreç sonunda gerçekleştiği kaydedildi.
Bu aşamalardan ikincisi olan YÖK Genel Kurulunca rektör adaylarının belirlenmesinde uygulanacak usul ve esasların Yükseköğretim Kurulu Teşkilat ve Çalışma Usulleri Yönetmeliği'nin 42. maddesinde belirlendiği ifade edilerek, şöyle denildi:
"Buna göre, Cumhurbaşkanlığına arz edilmek üzere, birinci, ikinci ve üçüncü sıradaki adayları belirlemek amacıyla Genel Kurul'da ayrı ayrı gizli oyla seçim yapılmaktadır. Birinci sıradaki adayın belirlenmesi için yapılan gizli oylamada en az salt çoğunluğun sağlanması gerekmektedir. Müteakiben yukarıdaki usulle kalan boş aday arasından ikinci sıradaki adayın seçimi, son olarak kalan dört aday arasından da üçüncü sıradaki adayın seçimi yapılmakta ve bu suretle seçilen üç adayın adları öz geçmişleriyle birlikte Cumhurbaşkanlığına arz edilmektedir.
İlgili düzenlemeler ve bu düzenlemelere dayalı olarak gerçekleştirilen uygulamalar dikkate alındığında, üniversitelerde yapılan seçim sonuçlarının yok sayıldığı ve öğretim üyelerinin demokratik haklarının bir tezahürü olarak kullandıkları oylarına saygı duyulmadığının iddia edilmesi, Anayasa ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanun ile akademik ve idari özerkliği garanti altına alacak şekilde heterojen bir yapıda oluşturulan YÖK Genel Kurulu üyelerinin ilgili mevzuat uyarınca ve gizli oylama yoluyla yaptıkları oylamaya saygı duyulmaması gibi bir çelişkiyi açıkça ortaya koymaktadır."
YÖK Genel Kurulu'ndaki aday belirlemeye yönelik oylama sürecinin en az üniversitelerdeki öğretim üyelerinin yaptığı oylama ve seçim süreci kadar objektif, serbest irade ürünü ve saygı gösterilmeye layık olduğu vurgulanarak, şunlar kaydedildi:
"Şu husus açıkça bilinmelidir ki, YÖK Genel Kurulu, Cumhurbaşkanına sunulacak üç adayın belirlenmesi sürecinde, adayların üniversite öğretim üyelerinden aldıkları oy miktarının yanı sıra, diğer akademik ölçütleri de gözeterek, cumhurbaşkanının rektör seçme ve atama yetkisinin adil ve hukuka uygun olarak kullanılması için gerekli ortamı sağlama hususunda azami hassasiyeti göstermektedir.
Rektör adaylarının belirlenmesi sürecinde YÖK Genel Kurulu'na mevzuat hükümleri çerçevesinde verilmiş yetkinin, Genel Kurul üyelerinin tamamen serbest iradelerini yansıtacak şekilde gerçekleştirilen gizli oylama yoluyla kullanılmakta olduğu, bu süreçte yapılan işlemlerin siyasi etki altında kalınarak tesis edildiği yönündeki iddiaların hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığı hususu kamuoyuna saygıyla duyurulur."