"Mezhep çatışması facia olur"
Cumhurbaşkanı Gül Mekke'de Suriye ve İran ile ilgili gelişmeleri değerlendirdi.
Abone olMEKKE - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Suriye'ye ilişkin olarak "Bir ülkenin başbakanı o ülkeyi terkettiyse ve o başbakan rejim tarafından sen başbakansın diye ilan edilmiş ve ona güven gösterilmiş ve bir ay içinde o başbakan ülkesinden kaçıp, ben de mücadele edeceğim dediyse bu bir ideolojik grubun değil, halkın meselesidir. Bu mücadeleyi başlatanlar Suriye ordusunun generalleri ve mensupları. Bu noktayı görmek çok önemli" dedi.
Cumhurbaşkanı Gül, İİT 4. Olağanüstü Zirvesi'nin ardından gazetecilerle sohbet toplantısı düzenleyerek, zirve ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Suudi Arabistan Kralı Abdullah'ın daveti üzerine İİT'nin acil bir toplantı yaptığını ifade eden Gül, iki gün süren toplantıda İslam dünyasının bugün karşı karşıya kaldığı bazı önemli meselelerin tartışıldığını, Suriye'de yaşanan olayların ele alındığını kaydetti.
Gül, konferansın amacına ulaştığını dile getirerek, "Bütün liderler Suriye'de olan bitenlerin durdurulması, kanın ve yıkımın sona ermesi ve Suriye'de geçiş döneminin başlaması konusunda fikir birliği etmişcesine görüşlerini açıkladı" diye konuştu.
Toplantıda Myanmar'ın konuşulduğunu ve bir temas grubunun kurulması kararının alındığını belirten Gül, Türkiye'nin gösterdiği ilgi ve çalışmaların takdir edildiğini söyledi. Gül, Filistin meselesinin de İİT'nin daimi konularından bir tanesi olduğunu belirterek Filistin'in UNESCO'ya üye olduğunu, BM Genel Kurulu'nda bir oylama ile statü kazanmasının söz konusu olduğuna işaret etti.
Gül, İİT Olağanüstü Zirvesi'nde yaptığı konuşmada Suriye konusuna yer verdiğini anımsatarak, şunları söyledi:
"Yapılması gereken şeyleri Suriye'nin kaosa girmemesi, toprak bütünlüğünün tehlikeye düşmemesi gerektiğini anlattım. Yine alınan bir karar gereği Suriye'nin İİT'ye olan üyeliği askıya alındı. Daha önce Afganistan, Sovyetler tarafından işgal edildiğinde da aynı karar alınmıştı. Böylelikle Suriye yönetiminin meşru olmadığı anlamına gelen bir karar alınmış oldu."
Gül, konferans vesilesi ile ikili temaslarda bulunduğunu hatırlatarak, Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile yaptığı görüşmeye değindi. Gül, Mursi ile seçildikten sonra telefonla görüştüklerini ancak yüz yüze ilk defa burada bir araya geldiklerine vurgu yaparak, "Faydalı bir görüşme oldu. İnşallah aralık ayında Mısır'ı ziyaret edeceğiz. Böyle bir daveti oldu" diye konuştu.
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad ile Suriye meselesini geniş bir şekilde konuştuklarını ifade eden Gül, Pakistan Cumhurbaşkanı Asıf Ali Zerdari, Tunus Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki, Bahreyn Kralı Hamad Bin İsa Al-Halife, Filistin Başbakanı Mahmud Abbas'ın yanısıra Suudi Arabistan Kralı Abdullah ve bakanları ile ikili temaslarda bulunduğunu ifade etti.
İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK)'ı daha kurumsal hale getirmek için çalışmalar yaptıklarını bildiren Gül, bununla ilgili yeni bir karar tasarısının zirvede alındığını ve İSEDAK'ın daha kurumsal hale getirilmesi ve işbirliğinin daha ileri taşınmasını öngören Türkiye'nin hazırladığı strateji belgesinin kabul edildiğini dile getirdi.
Herkesin Türkiye'ye bakışı çok farklı
Cumhurbaşkanı Gül, İİT üyesi ülkelerin Türkiye'ye bakışının çok farklı olduğuna dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Bugün diğer cumhurbaşkanlarının ve delegasyonların yaptığı konuşmaları dinlerken, hemen herkes Türkiye'ye pozitif atıfta bulundu. Bu Türkiye'nin İslam dünyasındaki konumunu göstermesi açısından önemli. İslam dünyasına, Afrika'ya gösterdiğimiz hassasiyet bir çok üye tarafından ayrı ayrı takdir edildi. Bu çok sevindirici bir gelişme. Ev sahibi olan Suudi Arabistan'a herkes teşekkür etti ancak Türkiye kadar ismi zikredilen ve teşekkür edilen başka ülke görmedim. Bu da gurur verici."
Suriye meselesinin ciddi bir mesele olduğunu ve herkesin yaşananları üzüntüyle izlediğini belirten Gül, "Herkes bunu görmüş vaziyette. Bu gidişin sonu yok" dedi.
Gül, bazı liderlerin bunu sesli ifade ettiklerini, bazılarının da ayaküstü ikili görüşmelerde daha ileri boyutlarda söylediklerini aktararak, "Bizim açıkçası arzumuz şu: Hemen sınırımızda komşumuzda hiç görmek istemediğimiz bu olaylar maalesef en kötü senaryo haline dönüşmüş vaziyette. Biz en kötü senaryoyu görmek istemeyiz ama bu gidişle en kötü senaryo yaşanır. 'Bu gidişe dur' deyin. Suriye'nin karmaşaya girmemesi için çok uğraştık. Artık rejimin meşruiyeti kalmamış durumda. Bu durum daha fazla sürerse her halükarda rejim gidecektir ama daha sonra kaos olacaktır. Uzun sürerse acılar derin yaşanacağı için intikam duyguları yaşanır. Bunlar hiç görmek istemediğimiz durumlar" diye konuştu.
Gül, İslam ülkelerinin liderlerinin Suriye'de herhangi bir kaosa yol vermeyen, tekrar iç mücadelelere yer vermeyen bir düzenin kurulması fikrinde birleştiğini belirtti.
Suriye'nin İİT üyeliğinin askıya alınması konusunda İranlı bakanların farklı görüşleri savunduğunu ancak bunu problem haline getirmediklerini dile getiren Gül, İran'ın pozisyonunu herkese duyurduğunu ancak alınan kararı problem haline getirmediğini kaydetti.
Gül, İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad'ın zirvede yaptığı konuşmada Suriye konusuna değinmediğini ve herhangi bir önerisinin de bulunmadığını ifade ederek, "Yeni kurulacak düzenle ilgili kaygıları var. Onlar da biliyorlarki bu böyle devam etmez" dedi.
Zirvenin Ramazan ayında ve Kadir Gecesi'nde toplanması ile ilgili olarak gelen bir soruya Gül, "Bugün insanlar daha fazla pozitif düşünür diye düşünmüş Suudi Arabistan. Herkesin manevi duygularının daha yüksek olduğu, daha yapıcı olacağı noktasından davet etmişlerdir" ifadesini kullandı.
Gül, bu tür toplantılarda yapılan konuşmaların iyi niyetli yapıldığı takdirde ibadet sayılacağını da kaydetti.
Esad sonrası rejim
Gül, İran Cumhurbaşkanıyla ve diğer yetkililerle yaptığı ikili görüşmelerde Esad sonrası kurulacak yönetim ile görüşlerini aktardığını belirterek şunları söyledi:
"Bazılarının kaygıları var. Burada bir ideolojik grup veya herhangi bir grup muhalefet yapmıyor. Bazı ülkelerde öyle olur ki bir ideolojik grup yola çıkar mücadele başlatır. Burada öyle değil. Burada neredeyse Suriye halkının çok büyük kısmı mevcut düzene hayır diyor. Mısır'dan, Tunus'tan cesaret alarak nasıl insanlar adalet, hak, hukuk ve özgürlük istedi, başarılı oldular. Burada da otoriter rejim olduğu için insanlar aynı duygularla yola çıkıyor. Bu insanlara silah kullanılmasaydı, Mısır'da, Tunus'ta olduğu gibi belki o zaman kendileri de buna göre tedbir alabilir ve işler tersi istikamete giderdi. Bunu silahla bastırma tercih edilince kendi halkına karşı savaş açmış duruma geldi. Dolayısıyla topyekün bir halkın muhalefeti var. Bir ülkenin başbakanı o ülkeyi terkettiyse ve o başbakan rejim tarafından sen başbakansın diye ilan edimiş ve ona güven gösterilmiş ve bir ay içinde o başbakan ülkesinden kaçıp, ben de mücadele edeceğim dediyse bu bir ideolojik grubun değil, halkın meselesidir. Bu mücadeleyi başlatanlar Suriye ordusunun generalleri ve mensupları. Bu noktayı görmek çok önemli."
Gül, bazen grupların teröre başvurduklarını ve ideolojik saiklerle hareket ettiklerini vurgulayarak, Suriye'de durumun farklı olduğunu, şehirlerde halkın kurduğu komiteler bulunduğunu ve direnişi onların yaptığını söyledi.
Suriye'de yeni düzene geçilince bunların kontrollerinin sağlanacağına inandığını ifade eden Gül, "Onun için konuştuğumuz ülkelere Irak'taki gibi bir hata yapılmaması gerektiğini anlattım. İşgalden sonra ABD'liler Türkiye'nin bütün uyarısına rağmen orduyu ve kurumları dağıttı ve büyük bir kaos oluşturdu. Suriye'de kurumların dağıtılmaması ve ordunun çatısının korunması önemli. Böyle olursa o geçiş Baas sonrası dönem daha az sancılı olur" diye konuştu.
Suriye meselesinin bölgeye olumsuz etkileri olduğu ve bu konunun Ahmedinejad ile yapılan görüşmelerde ele alınıp alınmadığı yönündeki soru üzerine Gül, İran'la terör konusunu her zaman konuştuklarını ancak bugün yaptıkları görüşmede bu konunun gündeme gelmediğini belirtti. Gül, İran'ın bu mesele ile ilgisinin bulunmadığını ve İran'ın Suriye ile bir sınırı bile bulunmadığını söyledi.
Mezhep uyarısı
Gül, İran yönetiminin Türkiye ile ilgili açıklamalarının hatırlatılması üzerine İran Genelkurmay Başkanı'nın "Türkiye İran'ın dostu ve destekçisidir" sözlerini anımsattı. Gül, İran Genelkurmay Başkanı'nın yaptığı bu açıklamayla Türkiye'yi onore ettiğini söyledi.
Gül, Ortaçağ'da Avrupa'da mezhep çatışmaları yaşandığını ve milyonlarca insanın öldüğünü anımsatarak, şöyle konuştu:
"Bugünkü çağda İslam dünyasının Avrupa'nın yaşadığı orta çağlara dönmesine asla fırsat verilemez. Bu çok büyük bir facia olur. Bugün ben bazı cumhurbaşkanlarına ve İran Cumhurbaşkanına söyledim. Biz bu konularda herhangi bir mezhep saikiyle hareket etmiyoruz. Saddam Sünniydi. Diktatör Şiilerin ve Sünnilerin içinden çıkabilir. Kaddafi Sünniydi. Ama en tipik örnek Irak. Irak halkının yarısı Sünni, yarısı da Şii. Sünni bir diktatör diye ona sempati ile baksaydık, büyük bir yanlış içinde olurduk. Biz prensipli hareket ediyoruz. Kim zalimlik yaparsa, hak, adalet göstermiyorsa, kim ülkesini bugün kabul edilemez bir sistemle yönetiyorsa ona karşıyız. Bu Sünni de olabilir Şii de."
Suriye'de Baas rejimini mezhebi ve geldiği toplumla mütalaa etmediklerini ifade eden Gül, "Bugünkü dönemde bu ülke böyle idare edilemez. Hele halk meşru talepte bulunuyorsa ve bunu dinlemeyip ona silah kullanıyorsan senin meşruiyetin yok demektir. Bunları anlattık. Cumhurbaşkanlarına söyledik. Doğrusu bu çok ciddi, ikna edici bir argüman. Burada biz prensipli hareket ediyoruz" dedi.
Gül, Suriye'nin üyeliğinin meşru bir rejim yönetime gelene kadar devam edeceğine dikkati çekerek, hiçbir faaliyete davet edilmeyeceklerini ve bütün bir İslam dünyasının Suriye'ye karşı tavrının önemli olduğunu ifade etti.
İran'la ilgili meselelerde prensipli hareket ediyoruz
Gül, İran'la ilgili meselelerde ilke ve prensipler çerçevesinde hareket ettiklerini ve nükleer konusunda diplomatik barış yolunun herkesin çıkarına ve en çok da Türkiye'nin çıkarına olduğunu söyledi. Gül, İran'da bir savaş çıkması durumunda maliyetinin çok yüksek olacağına işaret ederek, Brezilya'nın ve Türkiye'nin çalışmalarının aslında güzel bir formül olduğunu, gerçekleşmesi durumunda ise İran'ın uranyum üretmiyor olacağını kaydetti. Gül, BM'de yine ilkesel bir şekilde Türkiye'nin tavrını ortaya koyduğunu, başka bir yanlış olduğunda ise sesini daha gür çıkarmasına fırsat tanıdığını vurguladı.
İran'ın Türkiye için çok önemli bir ülke olduğunu ve sadece bir mal alıp satma gibi bakılmaması gerektiğini söyleyen Gül, "Ta 1639'lardan beri sınırımız sabittir. Bir çok ülkenin tarihinden eski sabit sınırımız var. Bazı konularda farklı farklı politikalarımız olabilir. Bizimde var onların da var" diye konuştu.
Kürt nüfus ile terör ve PKK'yı ayırmak lazım
Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye içinde ve dışında Kürt nüfus ile terör ve PKK'yı ayırmak gerektiğini ifade ederek, Kürt alerjisi olan bir millet gibi görülmeyi arzu etmediklerini söyledi. Türkler ve Kürtlerin tarih boyunca nasılsalar bugün de öyle olduklarını dile getiren Gül, Kürtler ve Türklerin kardeş olduğunu kaydetti.
Gül, "Birbirinden ayırt edemezsin, birbirinden ayıramazsın. Türkler sadece Türkiye'de mi? Biz neyi isteriz? Herkesin yaşadığı ülkede hür, özgür ve mutlu olmasını isteriz. Kaç tane ülkede Türkler yaşıyor değil mi? Bir çok millet böyledir, etnik olarak baktığında. Farklı ülkelerde yaşıyor. Şuna dikkat edilmesi lazım insanların ezilmeden yaşaması lazım. Bu coğrafyanın gerçeğidir. İran, Irak, Suriye'de veya başka yerlerde de vardır. Dolayısıyla herkes kendi ülkesinde mutlu olmalıdır" diye konuştu.
Gül, terör ve terör örgütünü masum vatandaşlardan ayırmak gerektiğini ve teröristin Türklerin içinden de çıkabileceğini kaydetti. Gül, başka ülkelerdeki Kürtlerin de kendilerini terör örgütünden ayrıştırmaları ve pozisyon almaları gerektiğini belirterek teröristlerin böyle sıkıntılı dönemlerde konuyu istismar etmek için uğraşacaklarını söyledi. Buna kesinlikle fırsat verilmeyeceğini ifade eden Gül, Suriye'deki Kürtlerin vatandaşlık haklarını alabilmeleri için yaptıkları çalışmaları anlattı. Suriye'de Kürtlerin vatandaşlık statüleri bulunmadığını ve yeri gelince onların koruyuculuğunu yaptıklarını anımsatan Gül, teröristi vatandaştan ayırmak gerektiğini ve onlarla mücadele yapıldığını ve yapılacağını söyledi.
Gül, Suriye'deki PKK uzantılarının tehdit haline gelmesi durumunda ne gerekiyorsa herşeyin yapılacağını da kaydetti.
Suriye'nin PKK'ya silah desteği sağladığı yönündeki iddialar için Gül, Suriye rejiminin bunu yapmasının mümkün olduğunu belirtti.
Gül, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye Kerkük'e yapacağı ziyaret için izin verilmemesi ile ilgili olarak ise gereken güvenlik önlemlerinin alınması için çalışmalar yapıldığını ancak Irak yönetiminden izin çıkmadığını kaydetti.
Mezhepler arası diyalog
Mezhepler arası diyalog konusunu uzun süredir dile getirdiklerini söyleyen Gül, iki sene önce TBMM'nin açılışı sırasında da bu konuyu gündeme getirdiğini anımsattı. Gül, mezhepler arası çatışma tuzağına düşülmemesi gerektiği uyarısında bulunarak, iyi veya kötü insanların mezheplerin içinden geldiğini ve özgürlük mücadelelerinin mezhep meseleleri ile karıştırılmaması gerektiğini vurguladı.