Pusulayı şaşıran Güney Avrupalılar, krizde ikinci dibi tetiklediler (2)

Abone ol

A. Levent ALKAN / Araştırmacı-Yazar

Yunanistan 2010'un bütçe hedeflerini açıklıyordu ki, %12.7 açık öngörüsü; başta AMB(ECB) olmak üzere, küresel ekonominin kulağına kar suyu kaçıyordu. Dünyanın lokomotifi AB'nin gediklisi üretim ve ihracatta motorları; popülizme yatkınlıkları, muhasebe hileleri, dış borçları, bütçe ve cari açıkları nedeniyle P.I.I.G.S [Portekiz(P), İtalya(I), İrlanda(I), Yunanistan(G), İspanya(S); Domuzlar] grubu ülkelerini ayrı görüyorlardı.

Küresel krizde ilk dibi yaşatan Lehman Brothers'ın batışından beri; ABD, AB, Asya-Pasifik ve Gelişen ülkeler eşgüdümlü olarak kurtarma politikalarını uygulamışlardı. 2010'da kırılganlıkları su yüzüne çıkan P.I.I.G.S ülkelerinin, tahvil sigorta primleri (CDS'leri), tedirginliği ifade eden, aşırı artışı yaşıyordu. Gerginliğin küresel finans sistemine bulaşma endişesi, Yunanistan'a dört farklı alternatif sunmuştu: 1.Yunanistan Merkez Bankası (BofG) ile AMB ikili tahvil ihraç etmek; 2. AB koordineli kurtarma uygulanmak; 3. İhtiyacı olan ülkelere kullandırmak üzere, Euro bölgesi istikrar fonu kurmak; ya da 4. IMF'den yardım almaktı.

P.I.I.G.S.

Geçen hafta güney Avrupa ülkelerinde yaşananlar, "bir musibet bin nasihatten yeğdir" şeklinde izler bırakacak gelişmelerdi. Yaşananlar neden bu kadar önemliydi? Avrupa'da son yıllarda Portekiz , İtalya, Yunanistan, İspanya dörtlüsünün baş harflerinden oluşan grup; bütçe açıkları, işsizlik oranları, yüksek borçluluk ve cari açıklarıyla diğerlerinden ayrı görülmekteydi. Bu farklı değerlendirilenler grubuna, Mayıs 2008'de David Smith'in The Sunday Times'taki makalesiyle İrlanda'da eklenmişti. İtalya'yı savunan Unicredit'in çalışanları; domuzlardan ayrılması gerektiğini üç nedene bağlıyordu. Avrupa'nın ikinci büyük milli geliri olması, %5.3 kadar küçük bir bütçe açığı ve S&P'den aldığı durağan görünüm. Bu farklılıklarla İtalya'nın Portekiz, İrlanda, Yunanistan ve İspanya'dan daha iyi durumda olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürüyorlardı. Avrupalı aydınlar, Avrupa Birliği'nin bu beş ülkesinin baş harflerini bir araya getirip, ingilizcedeki pigs karşılığında domuz olarak tanımlıyorlardı. Tarih, bu tür ifadelere sert tepki gösteren ülkelerin çıkardıkları savaşlarla doludur. Avrupa, savaşlarla dolu tarihinden; hoşgörü, uzlaşı ve ortak yaşam anlayışının egemen olduğu birliğine uzanan köprüyü inşaa ediyordu.

Entellektüellerin neler düşündüklerini bir köşeye koyup, şu domuz edebiyatını biraz yakın takibe alalım. Domuzun kendisi bana, diğer hayvanların terkettikleri inlerde yaşayıp, çamur banyosundan çıkmayan sürü hayvanlarını hatırlatır. Domuz dendiğinde aklımıza; domuz ayrık otu, domuz damı ve domuz bağı gelir.

Domuz Ayrık Otu

Domuz ayrık otu, buğdaygillerde tarıma zararlı olarak yaşayan bir bitkidir.

  GSYİH'nın yüzdesi

2009  [%] İşsizlik Kamu dengesi Cari açık

Yunanistan 9.50 -6.40 -9.98

İrlanda 12.00 -12.10 -1.73

İtalya 9.10 -5.60 -2.51

Portekiz 9.45 -6.89 -9.86

İspanya 18.20 -12.27 -6.03

   Kaynak: IMF

Kırılganlıklarını 2009'daki makro verilerinde açıkça görülen PIIGS'ler, edebiyattaki beş hececiler değillerdir. AB'nin kurallarının bekçisi hiç değillerdir. Ocak'ta AB'nin Yunanistan'ı bütçe açıklarını %3'ün altına çekmesi yönündeki uyarısını hatırlayın. PIIGS beşlisi, dünya literatüründe "domuz ayrık otu" gibi irdeleniyorlardı. Avrupa içinde, bütçe harcamalarını popülist kanallara harcamalarından endişe duyulan yegane gruptu. Eric Reguly, Daniel Gros, Von Reppert-Bismark Juliane gibi ünlülerle, The Economist, Newsweek gibi saygın dergiler; bu beşli grubu gündemlerinden hiç eksik etmemişlerdi.

Domuz damı

Maden kuyularında, çökme tehlikesi olan yerlerde, her yanı direklerle örülen boşluklar bulunur. Her an çökme tehlikesi taşıyan bu boşluklara madenciler, "domuz damı" adını verirler.

  GSYİH'nın yüzdesi

2010  [%] İşsizlik Kamu dengesi Cari açık

Yunanistan 10.50 -7.11 -9.03

İrlanda 15.50 -13.25 0.59

İtalya 10.50 -5.63 -2.34

Portekiz 11.00 -7.35 -9.67

İspanya 20.20 -12.47 -4.67

   Kaynak: IMF

2009 ve 2010 öngörülerini alt alta koyup değerlendirdiğimizde ortaya çıkan tablo, domuz damının (PIIGS'lerin) her an dünyanın üzerine çökebileceğine işaret ediyor. Tabloda yer alan kamu dengesi, ülkelerin borçlanma gereksinimlerini artırırken; cari açıkları, büyüme ve istihdam üzerinde kilit parametrelerdir. İç tasarruf oranları düşük olan Yunanistan ve Portekiz'in, kamu dengesindeki açıklarının dış finansmanla kapatması gerekiyor. Dış kaynağa bağlı büyüyen ekonomiler, bu konjonktürde daralmak zorundadırlar. İşsizlikleri kalıcı hale gelir. Tehlikeli durumu ifade eden bu domuz damı sadece; Portekiz , İtalya, Yunanistan, İspanya, İrlanda beşlisinin değil; benzer riskleri bulunan Türkiye'nin de üzerine çökebilir: Sonra Avrupa bölgesinin, ABD'nin, Japonya'nın, Çin'in, Asya Pasifik'in ve diğer tüm gelişen ülkelerin... Yani ikinci bir dip yaşanabilir. Bu durumda Türkiye, daha önce Mayıs'a kadar ertelenen IMF görüşmelerini hemen uygulamaya alacaktır: Tabii IMF'in Portekiz ve Yunanistan ile ilgilenirken, Türkiye'yi bekleme odasına almayacağını varsayarsak. Koşullar ciddileşir. ABD'nin gündemine kararlılıkla alamadığı şişman kedileri zayıflatma reformları hızlanır. Sürdürülebilir bir büyüme için yapısal dönüşüm uygulamaları tez elde işleme konulur.

Domuz bağı

Bilindiği üzere domuz bağı, bükülmüş dizler arasına başın sokulması, el ve ayakların boyunla birlikte bağlanıp kımıldanamayacak duruma getirilmesi şeklinde yapılan işkence biçimidir. Eğer ikinci dip bile, dünyayı trilem çıkmazı; reform, balon, kırılganlık çelişkiden çekip çıkartamazsa, krizin yükü altında ezilen yine, dar ve orta gelir düzeyi olacaktır. Ancak, dar ve orta gelirlinin PIIGS tecrübesi, bu kez "domuz bağı" eziyeti olacaktır. İşsizliğin, bütçedeki vergi yükü ayarlamalarının, kurtarmaların yüklerini en çok onlar hissedecektir.

2005'de Dephi, GM ve Ford'un tahvil sigorta primleri (CDS'leri), karşılıksız kalmış kontratlar nedeniyle hızla artmıştı. ABD'deki bu CDS sıçraması, anında Avrupa'daki CDS'leri de yukarı taşımıştı. Demek ki sorun küreseldi. Görmezden gelinmiş olsa da, ergeç dünya gündemine oturmuştu. Nitekim 2008 Eylül'ünde Lehman Brothers'ın batışıyla, 2005-2010 küresel sistemik krizi her kapının ardında konuşulan konu oluvermişti. Gelelim 2010'un ilk aylarına. CDS'ler bu kez PIIGS'ler (Markit SovX) nedeniyle ani yükselişteydi. Yunanistan'ın CDS'i 400 bps'ı, Portekiz'in CDS'i 200 bps'i aşmıştı. Bunlar, tarihlerinde ilk kez gördükleri zirvelerdi. 2005'te yaşanmış gerginlik süreci, kısmen tekrar ediyordu. Birinci dipten ikinci dibe uzanan bu süreçte; kim ne öğrenebilmiş, ne kadar ders alabilmiş, öğrenecektik.

Türkiye 2009'da ihracatının %46'sını Avrupa'ya gerçekleştirdi. PIIGS'ler Euro'yu sallayınca, gelirlerinin düşeceği aşikardı. Maliye politikasının artırdığı vergi yükleri ve serbest fiyat ayarlamaları enflasyonu artırıyordu. Sonuçta ihracatçının kar marjları daralacaktı. Sakın tüm bu olumsuzluklar Türkiye'yi domuz bağını ilk yaşayacak ülkelerden birisi yapmasın? Piyasaları dinlerseniz endişe duymamak mümkün değil. Geçen Cuma 5 Şubat kapanışında S&P 500 %0.29 artıydı. Tarım dışı istihdama sevinmişti. Avrupa'dan şimdilik ayrışmıştı. IMKB ise %3.76 çöküşüyle, %3.73 düşmüş Yunanistan'dan daha fazla kayıp yaşamıştı. Türkiye, Avrupa'nın beşli gurubundan daha derin bir tedirginlik hissediyordu. 2005, Agustos 2007, Eylül 2008'de kazanılan kriz deneyimleri Türkiye'ye şunu öğretmişti: Yunanistan yeni bir Lehman Brothers olabilir. PIIGS gerginliğinin gündemi ısıttığı Şubat'ın soğuğunda Türkiye, "komşuda pişen bize de düşer" gerçeği ile irkiliyordu. İşte bu nedenledir ki İMKB'de %70 payı olan yabancılar, 5 Şubat Cuma'dan beri para çıkışını ateşliyordu. Her yükselişi bir satış fırsatı olarak değerlendiriyordu. Türkiye krizde ilk defa bu kadar keskin olarak; ABD'den, Asya'dan, Avrupa'dan ayrışıyor, çok daha sert düşüş tepki veriyordu.

Ziraat Bankası'ndan İş Bankası'nın 100. yaşına özel kutlama... Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Tuncay Özkan’a tazminat davası İsrail: Mescid-i Aksa’daki statükoda değişiklik yok Özgür Demirtaş'tan Teoman'a sert tepki 30 Ağustos'ta toplu taşıma ücretsiz mi?