Politik riskte ilk poliçe kesildi

Geçen hafta, Türk Eximbank’la ICIEC arasında imzalanan işbirliği anlaşmasıyla Türk yatırımcılar, üye ülkelerde politik risk sigortası yaptırabilecek.

Abone ol

İSTANBUL - Avrupalı sigorta şirketlerine göre, Türk yatırımcılar dünyanın en riskli bölgelerinde yatırım yapıyor. Ancak batılı ülkeler yatırımlarını sigortalamadan neredeyse hiçbir ülkede yatırım yapmazken, Türkiye'de yatırım sigortası Kuzey Afrika'da yaşanan olaylardan sonra gündeme gelmeye başladı. 'Arap Baharı'ndan en çok zarar görenlerden biri olan Türk yatırımcılar, yatırımlarını güvence altına alan 'Politik Risk Sigortası' konusunda yeni yeni bilinçlenmeye başlarken, Türk Eximbank da konuyla ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Türk Eximbank, geçen hafta ev sahipliğini yaptığı İslam Ülkeleri İhracat Sigorta Kuruluşları (Aman Union) 2. Genel Kurul toplantısında İslami Kalkınma Bankası'nın sigorta kuruluşu olan Islamic Corporation for the Insurance of Investment and Export Credit (ICIEC) ile politik risk sigortaları konusunda bir işbirliği anlaşması imzaladı.

40 ülkeden üyesi bulunan ICIEC, dünyanın her yerine yapılan ihracatlardan doğan alacakların ticari ve politik risklerini sigortalıyor. 1995'ten bugüne kadar değişik sektörlerde 5 milyar dolar tutarında sigorta gerçekleştiren kuruluş, ayrıca üyesi olan ülkelere yapılan doğrudan yatırımları ve bu yatırımlar için sağlanan finansmanları 15-20 yıla kadar politik risk sigortası kapsamında sigortalıyor. Reasürans faaliyeti de yürüten ICIEC son olarak uluslararası bir bankalar konsorsiyumu tarafından finanse edilen Kartal-Kadıköy Metro'sunda reasürans yaptı.

ICEC CEO'su Dr. Abdel Rahman Taha, Türk Eximbank'la yaptıkları işbirliği ve politik risk sigortası hakkında DÜNYA'nın sorularını yanıtladı. Taha, öncelikle Türkiye ekonomisine vurgu yaparak, 'çok iyi' olduğunu söyledi. Türkiye'nin stratejisini, İslam, Afrika ve Ortadoğu ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmak üzerine geliştirdiğini belirterek, "10 yıl önce Türkiye ihracatının çoğu Avrupa ülkelerineydi, şimdi güneye, doğuya, Ortadoğu'ya gidiliyor. Hiç şüphe yok ki, ihracat kredisi, Türkiye'nin bu başarısına katkıda bulunacaktır. İhracat kredisinde Türk Eximbank'ın yeri zaten biliniyor. Bunun yanında özel ihracat kredi sigorta şirketleri de var. Bu da, ICIEC'in burada olmasının ve ilgisinin sebebidir" dedi.

Türkiye'ye Aman Union toplantısı için geldiklerini, ziyaretteki bir diğer amaçlarının da Türk Eximbank'la ilişkilerini geliştirmek olduğunu söyleyen Taha, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk  Eximbank'la uzun zamandır zaten bir işbirliğimiz var. Reasürans anlaşmamız var. Aynı zamanda kredi bilgisi alıyoruz. Ayrıca yeni bir işbirliği anlaşması imzaladık. Türk Eximbank, genellikle kısa vadeli ihracat kredi sigortası yapıyor. Ancak Türk inşaat firmaları, üye ülkelerde birkaç yılı geçen işler yapıyor. Türk Eximbank'ının buna uygun ürünü yok. Şimdi, bizim vasıtamızla bu işlemde aracı olacaklar. Türk Eximbank'ın yapmadığı, bizim yaptığımız bir diğer ürün de, yatırım sigortası. Birçok Türk firması, Afrika'da, Ortadoğu'da yatırım yapıyor. Bunların çoğu da politik riskin yüksek olduğu ülkeler. Biz, bunu politik risk sigortasıyla güvence altına alacağız. Bunlar uzun vadeli yatırımlar. Örneğin 20 yıla kadar yatırım yapıldığında bunu politik riske karşı sigortalayabiliyoruz. Bu hizmet özellikle Libya'da yaşananlardan sonra çok popüler olacak. Yatırımcıya da yatırım yapması konusunda güven verecek."

Eximbank acente oldu

Taha, Türk Eximbank'ın bu çalışmada, ICIEC'in acentesi gibi faaliyet göstereceğini, gelen talebi kendilerine ileteceklerini, ancak ilerleyen zamanda politik risk sigortası da yapabileceklerini anlattı.

Politik risk sigortasının maliyetinin yüksek olması ve Türk yatırımcılarının Eximbank'tan destek istemesi konusunda ise Taha şu değerlendirmede bulundu: "Fiyatı risk belirliyor. Her şeyin bir piyasa fiyatı var. Ülke riskliyse, fiyat yüksek olabiliyor. Üye ülkeler içinde risksiz ülkelere baktığınızda fiyatları çok makul. Türk firmalarını anlıyorum, çünkü hiç olmayan bir maliyet bu. Rakamlar da büyük. Örneğin 10 milyon dolarlık bir yatırımı sigortalamak istese, fiyat ne kadar düşük de olsa, belki 200 bin dolar prim çıkıyor. Bu, yatırımcıların hiç hesaplamadığı bir rakam. Türk firmaları bunu öğrenecekler. Çünkü batılı ülkelerde bunlar, proje maliyetinin içine konuyor. Türk Eximbank'ının desteği bizim kararımızla olacak bir şey değil. Onların karar vermesi lazım. Türk firmalarının istemesi halinde, bizim Hazine ve Türk Eximbank bir destek düşünecekler."

Taha, hazırladıkları politik risk poliçesinin iki yönden esnek olduğunu söyledi. Taha'nın verdiği bilgiye göre, yatırımcı politik risk poliçesinde dört riskten istediğini seçebiliyor. Bu riskler; döviz transferinin yasaklanması, savaş-iç savaş, millileştirme, el koyma, devletin kontratı iptal etmesi. Örneğin yatırımcı bir ülkenin her şeyinden memnun olduğu zaman sadece para transferini sigortalayabiliyor. Bu durumda poliçenin primi de çok düşük oluyor. Yani yatırımcı, bir poliçede tek teminat alabiliyor.

Poliçenin bir diğer özelliği ise yatırımcının istediği zaman sigorta yaptırmaktan vazgeçme hakkının olması. Yatırımlar uzun vadeli olduğu için ICIEC, 20 yıla kadar sigorta yapmak zorunda. Ancak yatırımcı birkaç yıl sona ülkede bir sorun olmadığını düşünüp, sigortadan vazgeçebiliyor.

Avrupalılar riski abartıyor

Avrupalı sigorta şirketlerinin risk haritasına göre Türk yatırımcılarının büyük bir risk altında olduğu konusunda ise Taha şu yorumlarda bulundu: "Bizim de risk haritalarımız batılı ülkelerin risk haritalarından çok farklı değil. Ama şunu da rahatlıkla söyleyebilirim, batılı ülkelerinin risk haritaları abartılıdır. Biz 15 yılı aşkın süredir üye ülkelerde politik risk ve ihracat sigortası yapıyoruz. Bunların çok azında hasar gerçekleşti. Bunların hepsi ticariydi, yani firma batmıştı. Politik durum değildi. Ama şu anda politik riskte Kuzey Afrika ve Yemen'i ayrı tutuyorum, bizim bölgede bir sorun yok."

Libya'da hiç hasar ödemesi yapmadıklarını, herkesin Kaddafi yönetimini çok güçlü bulduğu için sigorta yaptırmadığını anlatan Taha, Tunus'ta da sigorta yapılmadığını, Mısır'da küçük miktarda poliçe kestiklerini belirterek, " En çok Pakistan, Senegal, Cibuti, Mısır, Fas, Cezayir, Bangladeş, Suudi Arabistan, Benin, İran, Etiyopya'daki yatırımlar için sigorta yapılıyor. Geçen yıl yaptığımız toplam iş hacmi 2 milyar dolar. Bir önceki yıla göre yüzde 90 oranında arttı. Bunun yüzde 20'si politik risk sigortası. Geçen yıl politik risk sigortasında talep olmadı ve hasar ödemedik. Şimdi talep, çok fazla arttı. Libya, yatırımcıları tetikledi ve kendie getirdi" şeklinde konuştu.

Türkiye'de büyük potansiyel var

Dr. Abdel Rahman Taha, politik risk sigortasında Türkiye'de çok büyük bir potansiyel olduğunu düşünüyor. Ancak, burada önemli olanın Türk yatırımcılarının sigorta konusunda bilinçlenmesi ve bu poliçeden haberdar olması gerektiğini söyleyen Taha, "Türk Eximbank, bu noktada çok önemli. Çünkü binlerce firma Eximbank'a gidiyor. Türk Eximbank'ın düğmeye bastığı anda çok iş getireceğini biliyoruz. Ama ne kadarlık iş yapacağımızı şimdi söylemek doğru değil. Başlangıç olarak, üye ülkelerde yatırım yapan bir Türk firmasına sigorta yapıldı, poliçe imzalandı. Gizlilik anlaşması olduğu için firmanın ismini veremiyorum. Oldukça büyük bir rakamdı, firma hassas davrandı, ismini vermek istemedi" şeklinde konuştu.

Libya’da 8,1 milyon ton kapasiteli DRI tesisi yatırımına imza attı Kapasite fazlasına karşı strateji geliştirilmeli Filistin Büyükelçisi: Türkiye ilk ve en önemli ortağımız Katar ve FIFA'dan, 50 milyon dolarlık sosyal destek Borsa günü yatay tamamladı