Polislere 'hiyerarşi dışı davranma' suçlaması
Emniyetteki "paralel yapı" operasyonu kapsamında tutuklanan 5 şüphelinin, Emniyet Müdürlüğü hiyerarşik organizasyonu içerisinde hareket etmeyerek "yasal olmayan oluşum" çerçevesinde faaliyet yürüttükleri belirtildi
Abone olİSTANBUL - Emniyetteki "paralel yapı" iddialarına yönelik operasyon kapsamında tutuklanan, aralarında eski İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı'nın da bulunduğu 5 kişinin, Emniyet Müdürlüğü hiyerarşik organizasyonu içerisinde hareket etmeyerek "yasal olmayan oluşum" çerçevesinde faaliyet yürüttükleri belirtildi.
İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimliği'nin verdiği kararda, şüphelilerle ilgili TCK'nın 312. maddesinde belirtilen "cebir, şiddet ve elverişlilik" unsurlarının değerlendirilmesi gerektiği belirtildi.
Kararda, kamuoyunda "Balyoz Davası" olarak bilinen dava dosyasında yargılama neticesinde Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin 09.10.2013 tarihli kararıyla ilgili şu ifadelere yer verildi:
''Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin ilamında, amaç suça ilişkin maddede aranan cebir, şiddetin her durumda ve her aşamada dar anlamıyla maddi cebir, fiziki kuvvet kullanma olarak anlaşılmaması gerektiği, buradaki cebrin suçun konusu, suçla korunan hukuki yarardan dikkate alındığında hukuka aykırı iradede mevcut cebirle ulaşılacak hukuka aykırı amaçlara cebir içeren zorlayıcı iradeye yönelmiş ve gerektiğinde fiziki cebir kullanacağı, fiziki cebirle sürdürüleceği duraksamaya yer vermeyecek biçimde ortaya çıkmış hareketler olarak anlaşılması ve maddedeki cebrin geniş anlamıyla kabul edilmesi gerektiği, failin kullandığı vasıtalar, suçun konusu olan hükümet ile konumu ve ilişkisi, kullandığı cebrin şekli, kaynağı, etki alanı, düzeyi, cebir kullanmaya ilişkin olarak sahip olduğu imkan ve kabiliyetler ile mümkün olan engel sebeplerin dikkate alınacağı belirtilmiştir."
Şüphelilerin Emniyet Müdürlüğü hiyerarşik organizasyonu içerisinde hareket etmeyerek "yasal olmayan oluşum" çerçevesinde faaliyet yürüttükleri vurgulanan kararda, ''Meşru emir komuta zinciri dışına çıkabilen, gizliliğe, güvenliğe, denetime önem veren ayrı bir hiyerarşik yapı oluşturdukları anlaşılmıştır" denildi.
Bazı şüphelilerle ilgili kararda, amaçları doğrultusunda hedef şahıslar olmadığı halde 61. Hükümetin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve kabinenin bir veya birden fazla farklı tarihlerde hedef şahıslarla görüşmelerinin tape haline getirerek dosyaya konulduğu anlatıldı.
"Erdoğan'ı 63 kez dinlediler"
Kararda, hedef şahıslar olmadığı halde, yasama dokunulmazlığı bulunan 61. Hükümetin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 21 Temmuz 2012'den 29 Kasım 2013'e kadar 63 kez hedef şahıslarla görüşmelerinin kayıt altına alındığı ve tape haline getirilerek dosyaya konulduğu kaydedildi.
Aynı şekilde Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'ın 32, eski Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Gümüşhane Milletvekili Sabri Varan'ın 18, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, eski Adalet Bakanı Sadullah Ergin, eski İçişleri Bakanları İdris Naim Şahin ve Muammer Güler'in 15, Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, eski Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar'ın 14, Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, söz konusu dönemde Dışişleri Bakanı olarak görev yapan Başbakan Ahmet Davutoğlu, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın 11 kez, eski Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, milletvekilleri Hüseyin Çelik, Mehmet Metiner, AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ve CHP Milletvekili Gürsel Tekin ile Kamer Genç'in bir veya birden fazla, muhtelif tarihlerde hedef şahıslarla görüşmelerinin kayıt altına alındığı, tape haline getirerek dosyaya koyulduğu ifade edildi.
"Somut deliller var"
Yasama dokunulmazlığı olan kişilerle ilgili suç unsuruna rastlanması halinde CMK'nın 138. Maddesinde belirtilen hükümler çerçevesinde işlem yapılmadığı anlatılan kararda, bu şekilde "yasal olmayan hiyerarşik yapılanmanın gizliliğe riayet ettiği", "hedef şahıslar üzerinden hükümet ve hükümet üyelerinin dinlendiği" ve "hükümeti iş görmez hale getirmek için kurdukları ittifak doğrultusunda hareket ettikleri" belirtildi.
Kararda, şüpheliler eski İstanbul Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürü Yakub Saygılı, Müdür Yardımcısı Kazım Aksoy, Teknik Büro İzleme Kısım Amiri Arif İbiş, Teknik Büro Dinleme Kısım Amiri Mustafa Demirhan ve Nitelikli Dolandırıcılık Ekip Amiri Hüseyin Korkmaz'ın TCK 312. maddesi kapsamında "Türkiye Cumhuriyet Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme" suçunu işledikleri yönünde "kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin" de bulunduğu kaydedildi.