Özel istihdam büroları İŞKUR'a dönüşecek
Özel istihdam bürolarının önünü açmak istediklerini dile getiren Yazıcı, bu konuda yönetmelik hazırlığı yaptıklarını söyledi.
Abone olYazıcı, "Mevcut 320 özel istihdam bürosunun, her birinin bir İŞKUR'a dönüşmesini ve 320 İŞKUR olmasını istiyoruz" diye konuştu.
İhtiyaç görülen elemanları yetiştirmek için özel istihdam bürolarının eğitimin içinde olması gerektiğine vurgu yapan Yazıcı, "Bürolar şu anda istihdam için sadece eşleştirme-aracılık hizmeti yapıyorlar. Bunu biraz daha eğitim alanına çekmeyi düşünüyoruz" dedi.
Mehmet KAYA
ANKARA - 2009'dan itibaren İŞKUR, sosyal yönü de bulunan aktif istihdam politikaları ile dikkati çekerken iş dünyasının talep ettiği niteliklerde bir işgücü arzı yaratabilmek için çeşitli politikalar geliştiriyor. Beş aydır İŞKUR'u yöneten Yrd. Doç. Dr. Nusret Yazıcı, işyeri tespit çalışmaları ile istihdamla sonuçlanacak eğitim programlarına ağırlık verildiğini belirtirken yaklaşımını "Öncelikle talep tarafını dinleme taraftarıyım ki arzı ona göre yapalım" şeklinde ifade etti.
Özel istihdam bürolarının şu anda sadece eşleştirme-aracılık hizmeti yaptığına dikkat çeken Yazıcı "Biz bunu biraz daha eğitim alanına çekmek istiyoruz" dedi. Yazıcı,özel istihdam büroları ile ilgili yönetmelik çalışmasının sürdüğünü vurgulayarak "Biz 320 özel istihdam bürosunun, her birinin bir İŞKUR'a dönüşmesini ve 320 İŞKUR olmasını istiyoruz" diye konuştu. İşverenin istediği nitelikte eleman bulunamadığını kaydeden Yazıcı,"İşveren 100 bin işçi arıyor Bize kayıtlı 3 milyon kişi var. Bunun 2 milyonu işsiz, 1 milyonu çalıştığı işten memnun değil yeni iş arıyor. Bu üç milyon kişilik sayıyla, 100 bin kişilik ihtiyacı eşleştiremiyoruz" değerlendirmesini yaptı.
İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı, Ankara Temsilcimiz B. Ferit Parlak ile Arkadaşımız Mehmet Kaya'nın sorularını yanıtladı.
-İŞKUR'un son dönemde bilinirliği arttı, işsizler ya da iş arayanlarla daha fazla iletişim içinde. Önümüzdeki dönemin ağırlığı ne olacak?
İşsizlere ya da iş arayanlara erişim çalışmamız devam edecek. Diğer yandan, İŞKUR olarak önceliğimizi sanayiciyi dinlemeye anlamaya vermek istiyoruz. Yönetim anlayışım bu. Eleman ihtiyacı olanların, hangi sayıda, hangi özellikte elemanlara ihtiyaçları olduğunu tespit etmek istiyoruz. 2800 iş ve meslek danışmanı, işveren ziyareti yapıyor. Geçenlerde konusu da oldu, Bakanımız da söyledi. 100 bin işçi açığı var, işveren 100 bin işçi arıyor ve biz bunu karşılayamıyoruz. Bize kayıtlı 3 milyon kişi var. Bunun 2 milyonu işsiz, 1 milyonu çalıştığı işten memnun değil yeni iş arıyor. Bu üç milyon kişilik sayıyla, 100 bin kişilik ihtiyacı eşleştiremiyoruz. Şu ortaya çıkıyor; İşverenin istediği nitelikte eleman bulamıyoruz. Bunu gidermeye yönelik adımlar atılıyor. Kurslar örnek, işveren hangi nitelikte, o özellikte, cinsiyette ve yaş aralığında eleman istiyorsa ve biz bunu karşılayamıyorsak kurs açıyoruz. Bu talebi karşılamak bizim görevimiz ve eğitim de yapıyoruz. Kaynakçı isteniyorsa, kaynakçı kursu açıyoruz. Hangi nitelikte hangi özellikte isteniyorsa o nitelikte eleman yetiştirmek üzere açıyoruz.
İşverenle daha sıkı diyalogdayız, daha sık görüşüyoruz. Sürekli ziyaretteyiz, anket ve ihtiyaç analizleri yapıyoruz. Ekim ayı sonuna kadar 65 bin işyerini ziyaret edeceğiz. Bu işyerleri 10 ve daha fazla işçi çalıştıran işletmeler. İhtiyaçlarını soruyoruz. Önce talebi ortaya koymadan, arzla uğraşmak istemiyoruz. Talep her geçen gün daha iyi şekilleniyor. 15 ilde örnekleme, diğer illerde tam sayım yapıyoruz.
-İşbaşı eğitim konusuna hem siz hem de Bakanlık vurgu yapıyor. Beklentileriniz neler?
Yaklaşık bir ay önce sayın Bakan'ın talimatıyla, işbaşı eğitiminde çok büyük esneklikler yaptık. Bir işletme iki sigortalı çalıştırıyorsa, üçüncüsünü biz veriyoruz. Maaşını-cep harçlığını veriyoruz, sigortasını yaptırıyoruz. Altı ay boyunca istediği kişiyi çalıştırabilir. "Şu kişiyi işe alacaksın" diye dayatmıyoruz. Birinci derecede kan hısmı olmasın yeterli. Teyzenin çocuğunu, mahallede bildiğin yetişmiş çocuğu, tanıdığını ya da tavsiye edileni işe alabilirsin. Biz, bu kişileri alın, altı ay boyunca tezgah başında eğitin diyoruz. 50 bin kişinin işbaşı eğitimden yararlanması hedefini koyduk. Şu anda 15 bin dolayında kişiye ulaşmış durumdayız. Yıl sonuna kadar hedefe ulaşmayı amaçlıyoruz. Geçen yıl, işbaşı eğitimi 7 binlerde kapanmış. Artırmamız kaçınılmaz. Çünkü maliyeti düşük bir eğitim modeli. Hoca parası, dershane parası, eğitim malzemesi vermiyorsunuz. Sanayicimiz için çok önemli bir beklentiyi karşılıyor.
Bu da nedir: İş tecrübesi. Yanına, ister endüstri meslek lisesi mezununu, istersen normal mezunlarını al, 6 ay eğit. Altı ay sonunda bu arkadaşlarla devam etmek istiyorsan istihdam et, istemiyorsan bırak, biz altı aylık eğitimle biz başka yere yerleştirelim. İşveren tarafından bize en çok sorulan soru "iş tecrübesi var mı?" Bu eğitim sonrasında "Evet var. Şu fabrikada 6 ay, şu işi yaptı. Bizzat tezgahta çalıştı" diyebileceğiz. Ayrıca, bunu vasıf gerektiren işlerde yaptırıyoruz. İnşaat gibi, temizlik gibi sektörleri kabul etmiyoruz. Öğretilebilecek bir şeylerin olmasını istiyoruz. Yeri gelmişken belirteyim, eğitim faaliyetlerinin kapsamını da genişletmek istiyoruz. 45 kadar mesleğin eğitimini televizyon programı olarak yapmayı düşünüyoruz. Bunun TRT'de yayınlanması için talepte bulunacağım.
-İşverenler açısından işbaşı eğitimi nasıl işleyecek? Onlar mı başvuracak, siz mi önereceksiniz?
Öncelikle, sistemin çok prosedürü yok. İşverenler, işbaşı eğitim kapsamında birini işe başlatmak istiyorsa, telefon edip "İş ve meslek danışmanı" talep edecek. Her işverenin bir meslek danışmanı var. Arkadaşımız gidecek ve işlemleri başlatacak. Burada önemli olan nokta şu. Biz işbaşı eğitim yerleştirmesi yaparken, işletmenin son üç aylık istihdam ortalamasına bakacağız. Burada da amaç, mevcut çalışanları çıkarıp stajyer alınmasını engellemek. İstihdama zarar vermek istemiyoruz. Bir de çalışacak kişiyi işveren bulmak zorunda değil, eğer isterlerse biz de takdim edebiliriz.
-Suistimal endişeniz var anladığımız kadarıyla?
[PAGE]-Suistimal endişeniz var anladığımız kadarıyla?
Suistimali önlemek için elimizden geleni yaptık, hemen her şeyi düşündük ama çok fazla da boğmak istemiyoruz. Neticede işverenimize-sanayicimize güveniyoruz. Çok kıymetli bir parayı, İşsizlik Sigortası Fonunu harcıyoruz. Bir kişinin yaklaşık bin TL'ye mal olmasını bekliyoruz. Bu maliyet, diğer eğitim modellerine baktığımızda daha ucuz. Yani işbaşı eğitimi cazip kılan unsurlardan birisi bu. Tabii buna ağırlık verirken, diğer kursları, eğitimleri aktif işgücü programlarını da bırakmış değiliz. O uygulamalar da sürecek. İlk uygulamayı görelim, bu yıl hedefimizi tutturalım, gelecek yıl için 75 bin kişi hedefini koymak istiyoruz.
-İstihdamı artırmak için sıklıkla gündeme getirilen konulardan biri de esnekleşme.
Gerçekten, iş piyasasında esnekleşmeye ihtiyaç var mı?
Evet bence var tabii. Ancak bunun sınırlarının çok iyi, dikkatlice belirlenmesi lazım. Emeğin sömürü aracı haline gelmemesi lazım. Diğer taraftan, özel istihdam bürolarıyla ilgili çalışmamız sürüyor. Geçici işçilik konusunda bir şey söyleyemem.
Özel İstihdam Bürolarını önemsiyoruz. Şu anda sadece eşleştirme-aracılık hizmeti yapıyorlar. Biz bunu biraz daha eğitim alanına çekmek istiyoruz. 320 özel istihdam bürosu var. Bu konuda bir yönetmelik çalışmasını başlattık. Amacı da şu: Biz 320 özel istihdam bürosunun, her birinin bir İŞKUR'a dönüşmesini ve 320 İŞKUR olmasını istiyoruz. Eğitime eğilmeliler. İhtiyaç gördükleri elemanları yetiştirmek için eğitimin içinde olmalılar. Şu anda da böyle bir eğitim vermelerinin önünde engel yok ancak ek avantajlar vermekten söz ediyorum, onlar için biraz daha cazip hale getirebiliriz. Bunun üzerinde çalışıyoruz. Biz kamu istihdam kurumuyuz ama onlar da istihdam kurumu. Deneyimler, çalışmalar konusunda birbirimize yapabileceğimiz çok katkı var. Ayrıca toplantıları düzenli hale getirmek istiyorum, iki-üç ayda bir özel istihdam bürolarıyla bir araya gelsek yararlı olur. Şimdiye kadar zaten bir toplantı yaptım.
-TÜİK anketleriyle belirlenen işsiz sayıları ve işsizlik oranı sürekli tartışma konusu oluyor. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
TÜİK anketleri gayet ciddi yapılıyor. Biz de İŞKUR kayıtlarımıza bakıyoruz. Ayrıca, tren istasyonunda, alışveriş merkezlerinde, pazar yerlerinde her yerde varız ve sürekli kayıt alıyoruz. Ulaşabildiğimiz işsiz sayısı 2.2 milyon. TÜİK de aşağı yukarı bu seviyede. Demek ki daha fazla değil, olsa çok çeşitli şekillerde bu sıkıntı görülürdü.
-İşgücüne katılımda artış oldu ama bir "sıçrama" da gözlenmedi?
İŞKUR açısından bakarsak, kadınlar, gençler ve diğer dezavantajlı gruplara yönelik özel ilgi gösteriyoruz. İstihdam edilmeleri, işgücüne katılımları destekleniyor. İŞKUR aktif istihdam programlarının yüzde 5'i, dezavantajlı gruplara yönelik olarak ayrıldı. Buna ilave olarak, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile yakın çalışmalarımız var. Kadın istihdamına yönelik olarak özellikle iş piyasasına girişlerini kolaylaştırma yönünde bir işbirliğimiz olacak. Bir protokol imzalamıştık, şimdi bu amaca yönelik ikinci protokol üzerinde çalışıyoruz. Kalkınma Bakanlığı ile de ayrıca bir çalışma içindeyiz.Yerel ihtiyaçların belirlenmesinde daha etkin olmak için, kalkınma ajanslarını da işgücü eğitimi, bölgesel ihtiyaçları belirlemek için işin içine daha fazla katmak istiyoruz.
İŞKURçalışan sayısını 2.400 kişi artırıyoruz
İŞKUR toplumun tamamıyla ilgili bir kurum. Yılda 1.9 milyar TL para harcıyoruz. Bunun 1.5'i aktif işgücü programlarına gidiyor. Kurslar, işbaşı eğitim, toplum yararına çalışma vb.. Personel giderlerimizle, işsizlik sigortası ödemeleri, -ki kriz dönemlerinde artıyor- kısa çalışma, ücret garanti fonu gibi ödemeler var. Bu ödemeler sizi ülkedeki kamu ya da özel fark etmiyor, kurumların yaklaşık yüzde 80'i ile ilişkili hale getiriyor. Hayırlı olsun ziyaretlerinin neredeyse tamamı, sonradan iş görüşmesine dönüşüyor. İŞKUR o açıdan büyük. Şu anda 6 bin 600 dolayında personelimiz var. Planlamamıza göre bu yaklaşık 9 bine ulaşacak. Bin 200 iş ve meslek danışmanı daha almayı planlıyoruz. 700 dolayında da sözleşmeli büro personeli alacağız.
İŞKUR'un 2012 Aralık ayında personel sayısı 4 bin dolayında. Yıl içinde 2800 iş-meslek danışmanı alındı. İŞKUR'un bu elemanlarla bakış açısını, çalışmasını değiştirdik. İllerin takviyesini yapacağız. Bütün illerdeki personel sayısı neredeyse iki katına çıktı. Ayrıca, son kanun hükmünde kararname ile Kasım ayında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın taşradaki işlerini de biz yürütür olduk.
Sosyal yardım 'yükü'nü azaltmaya çalışıyoruz
Sosyal yardım 'yükü'nü azaltmaya çalışıyoruz
Sosyal yardım alanların, yeşil kartlıların İŞKUR aracılığıyla mesleki eğitim ya da işe yerleştirmeleri konusunda ciddi çalışmalar içindeyiz. Bu önemli bir konu, bu yükün bir kısmını devletin üstünden almalıyız. Sosyal yardımlar elbette olacak, biz sosyal bir devletiz. Ancak sadece yardımlarla katkı sağlanmamalı. Bahsettiğim başka bir konu. Çalışabilecek durumda olanlar da çalışmalılar. Mesela uygun olanları ilk etapta toplum yararına çalışma programına alıyoruz. İnsanlar işe gitme, iş disiplini, patrondan talimat alma, eve ekmek götürme, ay sonunda maaş alma, bu süreçlerle tanışıyorlar. İş piyasasını öğreniyorlar, çalışmayı öğreniyorlar.
Almanya'ya hastabakıcı gönderiliyor
İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı, Almanya'nın Türkiye'den yaklaşık 70 "hastabakıcı" talep ettiğini ve kurum olarak bunun hazırlığını sürdürdüklerini kaydetti. Yazıcı, özel istihdam bürolarının yabancıların çalışma izni alması konusunda kendilerinin doğrudan rol alabilmesi için düzenleme talep ettiklerini kaydetti. Yazıcı, bu isteğin, çocuk ve hasta bakıcı olarak Türkiye'de çalışmak isteyen çok sayıda kişi olmasından kaynaklandığını vurguladı. Yazıcı, bu talebe sıcak yaklaştıklarını vurguladı.
İş beğenmeme nedenleri araştırılacak
-Sıklıkla dile getirilir oldu, "aradığımız nitelikte eleman bulamıyoruz" ile başlıyor "gençler iş beğenmiyor" ile devam ediyor. Sahiden iş var da beğenilmiyor mu?
Tek nedeni böyle açıklamak biraz haksızlık olur, çok farklı unsurlar da var. Şu anda 100 bin açık iş var ama kapatamıyoruz. İstanbul, İzmir, Ankara ziyaretlerinde, iş arayanların olduğu mesleklerinde de eleman talebi olduğunu biliyoruz. Mesela, İstanbul'da ciddi miktarda makine mühendisi talebi var. Şubeyi ziyaret ettiğimizde 10 makine mühendisi arıyorlardı.
Buna iş beğenmeme mi, yoksa ücret beğenmeme mi diyeceğiz bilmiyorum ama araştırmamız gerektiğini söylüyorum. Bu amaçla çalışma da başlattım. Üniversiteler ile görüştük. Bu konuda bir çalıştay yapmayı düşünüyoruz. Biraz daha önümüzü görebilmek ayaklarımızı biraz daha sağlam tahminlere basmak için çalışacağız. Bir toplantıda Rize Belediye Başkanı ile sohbet ediyorduk. Rizelilerin yapmadığı işleri Gürcistan'dan gelenlerin yaptığını söylemişti. Bu işi neyin tetiklediğini bilmiyorum ve araştırmamız gerektiğini söylüyorum. Tahminleri biraz daha sağlam noktaya çekmek gerekli."Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları iş beğenmiyor" demek çok kolay değil. Ücret tatminsizliği mi var, başka bir şey mi..
Ayrıntılardaki Nusret Yazıcı
[PAGE]Ayrıntılardaki Nusret Yazıcı
Ferit B.PARLAK
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) kriz dönemine kadar kanuni ve fiziksel altyapısıyla yetersiz kalıyordu. Kurumda yeniden yapılanmaya ihtiyaç duyuluyordu. Her alanda olduğu gibi, kriz dönemi, İŞKUR için de fırsat oldu, hummalı çalışmalarla değişime soyunuldu ve bugünlere gelindi. İŞKUR'un eski Genel Müdürü Kemal Biçerli'nin iki yıl önce bu sayfada yaptığı, "Sanayide ücretler düşük, çalışma saatleri uzun, işsizler bu nedenle bu alandan kaçınıyor" şeklindeki tespiti düşündürücüydü.
Nusret Yazıcı'nın ise yaklaşık 100 bin iş için işçi arandığını ancak bunun mevcut koşullarla karşılanamadığını dile getirmesi, sadece kurumun canla başla çalışmasının yeterli olmadığını gösteriyor. İş dünyasına da önemli görevler düştüğü için Yazıcı çağrıda bulunuyor: "Hiçbir maliyetiniz yok. 'İşbaşı eğitimi'ne destek verin."