OVP için kimse 'seçim ekonomisi' diyemez
Babacan, Orta Vadeli Program'ın 2011'in seçim ekonomisi olmayacağını gösteren bir program olduğunu söyledi.
Abone olANKARA - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ihtiyatlı bir şekilde hazırlanan Orta Vadeli Program'ın (OVP) 2011'in seçim ekonomisi olmayacağını gösteren bir program olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Plan programla ilgili Başbakanlık Yeni Bina’da bir basın toplantısı düzenledi. Toplantıda Devlet Bakanları Zafer Çağlayan ve Cevdet Yılmaz, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer de hazır bulundu.
Ortaya konulan Orta Vadeli Programın geçen senenin devamı niteliğinde olduğunu ifade eden Babacan, "Bu Orta Vadeli Program güncellenmiş olarak geçen senenin devamı niteliğindedir. Program mali disiplin devam ettiği ve kesinlikle 2011 yılının bir seçim ekonomisi yılı olmayacağını gösteren bir programdır" dedi.
Babacan Orta Vadeli Programın Devlet Planlama Teşkilatının koordinasyonunda hazırlandığını, fakat tüm kuruluşlar tarafından destek verildiğini anlatan Babacan, programın hazırlanmasına katkı sağlayan tüm kuruluş ve çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.
Mali Kural kenarda bekliyor
Mali Kuralı bir kenarda beklettikleri ve şu anda 3 yıllık orta vadeli programlarla devam ettiklerini kaydeden Babacan, mali kuralın uzun vadeli bir mesele olduğunu söyledi.
Orta vadeli programın 3 yıllık olduğunu, mali kuralın ise 3 yıldan sonrasıyla ilgili olduğuna vurgu yapan Başbakan Yardımcısı şöyle konuştu:
"Ancak şu var ki mali kural tanımlı bütçe açığı bu Orta Vadeli Programın hiçbir yerinde yok. Mali kuralla hesaplanan yüzde 1 ile Orta Vadeli Programda hesaplanan yüzde 1 farklı farklıdır. Ama yasa tasarısını okuyan ve bu işlerde biraz kalem kağıtla çalışmış herkes bu rakamları alır mali kural formülünün içerisine koyar, mali kuralara göre ne olurdu, şimdi ne olmuş onu görür."
İç borç çevirme oranı yüzde 93.7
Babacan, 2010 yılında iç borç çevirme oranının ortalamasının yüzde 93,7 olmasını beklediklerini, bunun Orta Vadeli Plan (OVP) dokümanında bulunmadığını ilk kez açıkladığını belirtti.
Ekonomideki olumlu tablonun banka bilançolarına yansıdığını, kamunun borçlanma ihtiyacı azaldıkça bankaların ellerindeki imkanları özel sektöre daha çok kullandırmaya başladığını anlatan Babacan, geçen yıl Orta Vadeli Planı açıkladıklarında 375-380 milyar lira mertebesinde olan banka kredilerinin bugün 473 milyar liraya çıkmış durumda olduğunu bildirdi.
Bankaların elindeki menkul kıymetlerin son 8, 9 aydır artık sabit gittiğini ifade eden Babacan, "Bankalar artan mevduatı, ellerindeki artan imkanları, Hazine kağıtlarında değil, piyasaya kredi olarak kullandırtarak değerlendiriyorlar. Bu da bizim asıl geçen yıl hedeflediğimiz tabloydu. Onun da bugün itibariyle gerçekleştiğini görüyoruz" dedi.
Orta Vadeli Programın ileriye doğru hedefler koyduğunu ifade eden Babacan, bu şekilde büyümeye istikrar kazandırmayı, istihdamı artırmayı, kamu dengelerini daha da iyileştirmeyi, fiyat istikrarını sağlamayı ve yapısal reformlarla bu olumlu gelişmeleri desteklemeyi amaçladıklarını söyledi.
Öngördüğümüz büyüme, ihtiyatlı bir rakam
Orta Vadeli Program'daki büyüme rakamlarını da değerlendiren Babacan, 2010 yılını yüzde 6,8'lik bir büyümeyle kapatmayı tahmin etiklerini ancak bunun ihtiyatlı bir rakam olduğunu, piyasa beklentilerine bakıldığında yüzde 8'e kadar giden tahminlerin bulunduğunu kaydetti.
Ancak geçen yıl olduğu gibi bu yıl da büyüme rakamlarında ihtiyatlı rakamlar seçtiklerini vurgulayan Babacan, "Geçen yıl da ifade etmiştim. Artık olumsuz sürprizlere yer yok. Sürpriz olacaksa olumlu sürpriz olsun" diye konuştu.
Babacan, gelecek yılın büyüme rakamının yüzde 4,5, 2012 yılının yüzde 5, 2013 yılında da yüzde 5,5 olacağını tahmin etiklerini bildirdi.
İşsizlikte mütevazi düşüşler bekliyoruz
Bu yılın ortalama işsizlik oranını yüzde 12,2 olarak beklediklerini anlatan Babacan, işsizlik oranlarında gelecek yıldan itibaren mütevazi düşüşler beklediklerini söyledi. Program dönemi boyunca tarım dışı olarak yaklaşık 1,5 milyon civarında ilave bir istihdam oluşmasını beklediklerini ifade eden Babacan, şöyle konuştu:
"Dolayısıyla bir yandan her yıl 500 bin 700 bin civarı gencimiz iş aramaya başlıyor, bir yandan da mevcut işsizlerimizin iş bulması gerekiyor. Bizim son 1 yılda çok ciddi istihdamımız oluştu. Bizim ürettiğimiz miktarda bir istihdamı bugün bırakın küçük ülkeleri Almanya gibi nüfusu büyük olan bir ülke üretsin o yıl işsizlik oranı birden 3 puan civarı düşer.
Dolayısıyla Türkiye'deki son 1 yıldaki istihdam oluşumu gelecek yıllarda istihdamın artamaya devam edişi, bizi diğer ülkelerden ayıran önemli unsurlardan birisi olacak. Tabi burada aktif iş gücü politikaları çok büyük önem taşıyor. İş gücü piyasasındaki katılıklar şu anda maalesef büyük bir problemimiz. Buradaki esneklik noktasında mutlaka yapısal tedbirler almamız gerekiyor, gerekecek. Bunu da tabi sosyal taraflarla görüşerek mümkün olduğunca geniş mutabakat zemini sağlayarak çalışmamız gerekecek."
Cari açık sürdürülebilir seviyede
Cari işlemler açının bu yıl sonu itibariyle milli gelirin yüzde 5,4'üne çıkacağını ve bundan sonraki dönemlerde de aşağı yukarı bu seviyelerde devam edeceğini öngördüklerini belirten Babacan, enerji fiyatlarındaki hareketlerin bu rakamları etkileyeceğini kaydetti. Babacan, bu cari işlemler açığının da Türkiye ekonomisi açısından sürdürülebilir seviyede olduğunu vurguladı.