ÖSYM'nin açıklamaları yeterli değil
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kılıç, ÖSYM'nin 'YGS'de gizli şifre' açıklamasının yeterli olmadığını söyledi.
Abone olANKARA - Eğitim -Sen Genel Başkanı Zübeyde Kılıç, ÖSYM Soru Kitapçığı'nda şifreleme yöntemi kullanıldığı iddialarına ilişkin olarak, "Söz konusu 'şifre yöntemi' birilerine servis edilmişse, adayların tek tek kendi kitapçıklarını görmesinin hiçbir anlamı olmayacak ve bu iddiaları ortadan kaldırmayacaktır" ifadesini kullandı.
Kılıç, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, ÖSYM'nin acilen konuya ilişkin bir basın toplantısı gerçekleştirmesi önerisinde bulundu.
Zübeyde Kılıç, KPSS'de yaşanan kopya skandalının ardından, Yüksek Öğretime Geçiş (YGS) sınavında üniversiteye girmek isteyen adayların yoğun güvenlik önlemleriyle adeta cezalandırıldığını belirterek, şunları kaydetti:
"Sınavda soruların pratik bir şifre aracılığıyla yüksek net oranlarında çözülebildiği haberleri ise YGS'ye dair ciddi şüpheleri beraberinde getirdi. KPSS'deki kopya skandalında halen bir sonuca ulaşılamamış olması, İstanbul'da sisteme müdahale edilerek sadece kız öğrencilerin belirli okullarda sınava alınmış olması ve geçmişte yaşanan kopya skandalları YGS üzerinde artan şüpheleri pekiştirmektedir.
KPSS'de yaşananlar ile toplumun güvenini yitiren ÖSYM bu konuya dair acilen bir açıklama getirmelidir. ÖSYM tarafından gerçekleştirilen basın duyurusu akıllardaki soru işaretlerini artırmak dışında bir şeye hizmet etmemiştir. Geçmişte yapılan hataların tekrarlanmaması ve kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi için akıllarda soru işareti bırakmayacak şekilde yanıtların alınabileceği ve basının geniş katılımıyla oluşturulacak bir basın toplantısı acilen gerçekleştirmelidir."
Açıklamasında "Söz konusu konusu 'şifre yöntemi' birilerine servis edilmişse, adayların tek tek kendi kitapçıklarını görmesinin hiçbir anlamı olmayacak ve bu iddiaları ortadan kaldırmayacaktır. Dolayısıyla ÖSYM, tüm kitapçıkları adayların T.C. numaraları gizli tutularak kamuoyuyla paylaşılmalıdır" şeklinde ifadeye yer veren Kılıç, şöyle devam etti:
"Adaylara dağıtılan diğer kitapçıklarda da 'şifreleme' yöntemiyle doğru sonuç alınıp alınamadığı açısından net bilgiler verilmelidir. Eğitim Sen olarak bu iddiaların titizlikle araştırılması ve kamuoyunun bilgilendirilmesi için ifade ettiğimiz adımların acilen atılmasını istiyoruz. Bilinmelidir ki bu konu basın duyurusuyla geçiştirilemeyecek kadar hassas bir konudur. Sendikamızın yetkili kişi ve kurumların da bu hassasiyeti gözeterek görevlerinin sorumluluklarını yerine getirmeleri için her türlü girişimde bulunacağı bilinmelidir."
Akıllara zarar skandal
Eğitim- İş Genel Başkan Vekili Levent Akça da konuya ilişkin olarak yaptığı açıklamada, YGS'nin akıllara ziyan bir skandala sahne olduğunu ileri sürerek, şu görüşlere yer verdi:
"Daha önce de KPSS;de yaşanan skandalın izleri henüz hafızalardan silinmeden, daha büyük bir skandalın patlak vermesi, bu işin çivisinin çıktığını gösteriyor. Bilindiği gibi ÖSYM, YGS;de adaylara ve öğretmenlere yönelik tuvalet yasağı ve abartılı üst aramalarıyla gündeme gelmişti.
Biz gerek sağlık sorunları ve psikolojik sorunlar yaratacak tuvalet yasağını, gerekse sınavdaki güvenliği sağlayacak öğretmenlerimizin abartılı biçimde üstlerinin aranmasını, bu kadar abartılı güvenlik önleminin altında acaba yine bir skandal mı yatıyor endişesiyle karşıladığımızı basın ve kamuoyuyla paylaşmıştık. Bu yaklaşıma bir bilim kurumunun nasıl izin verdiğini anlayamamıştık. Gelinen noktada anlaşılıyor ki, minareyi çalan kılıfını hazırlıyormuş.
Bir yandan psikolojik baskı altında sınava giren adaya ve öğretmene güvensizlik, öte yandan sistemli bir şekilde dışarıya soru sızdırmalar, özel yazılımla soru şifreleme. Bu kopya girişiminin belli bir anlayışın sahibi kesimlere özel düzenlendiği açıktır. Bu süreç ideolojik bir istismar politikasının, kendi yayılım alanlarında taraftarını toplama ve yetiştirme idealinin bir aşaması olarak daha ne kadar devam edecektir?"
O koltuğu bırakmalı
ÖSYM'den bu skandalın en ince ayrıntısıyla ortaya çıkarmasını, yetkililerden ise en tepeden en alta kadar bu işe bulaşan herkesin hukuk ve kamuoyu vicdanında yargılanmasını beklediklerini belirten Akça, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bu skandalın yaşandığı kurumun başındaki şahsa, en kısa zamanda o koltuğu bırakmak düşer. Bu istifadan önce yüz binlerce mağdur edilmiş adayın mağduriyetini az da olsa gidermek için acilen YGS'nin iptaline gidilmelidir. Dişinden tırnağından artırdığıyla çocuğunun sınava hazırlanması için özveride bulunan yüz binlerce vatandaşımızın elleri bu işin sorumlularının yakasındadır. Anlayana bu skandalın hukuki boyutu bir yana, vicdani sorumluluğu dahi dayanılamaz ağırlıktadır.
ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Ali Demir'in 'İddia sadece master kopyalar için doğru; ancak sınavda her adayın soru kitapçığı, soruların yeri ve cevapların yeri birbirinden tamamen farklı' Biçimindeki açıklaması ciddiyetten uzaktır. Böyle bir şifrelemenin gerekçesi nedir? ÖSYM her adayın şahsına yönelik kitapçığı önceden belirlediğine göre, minare kılıfa uyacaktır. Her şeyden önce bizler de öğrenci velisi birer yurttaş olarak tüm yurttaşlarımız gibi mağdur edildik. Eğitim ve Bilim Emekçilerinin temsilcisi olarak Eğitim-İş'in bu eğitim ve bilim hırsızlığı konusunda başta hukuk mücadelesi olmak üzere gerekli her türlü mücadeleyi vereceğinden kimsenin kuşkusu olmasın."
Organize bir durumla karşı karşıyayız
TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, “YGS soru kitapçığında şifreleme iddiasını”, “rezalet” olarak nitelendirerek, şüphelerin ivedilikle giderilmesi gerektiğini, “Türkiye'nin yeni bir skandalla karşı karşıya olduğunu” belirterek, “Garp cephesinde yeni bir şey yok. AKP dönemi skandallar dönemi oldu” dedi.
Üst seviyeden irade oluşmadan şifrelemenin yapılamayacağını” kaydeden Vural, ÖSYM Başkanı'nın ivedilikle kamuoyunu tatmin edecek bir açıklama yapması gerektiğini kaydetti.
KPSS'de yaşananlara da değinen Vural, bugün de “organize” bir durumun söz konusu olduğunu öne sürdü. Vural, “Bir sınavı bile doğru dürüst beceremeyecek bir döneme doğru gidiyoruz. İvedilikle şüphelerin giderilmesi lazım. Bu organizasyonu kim yapmıştır, nasıl yapmıştır, bunların müsebbiplerinin bulunması lazım” diye konuştu.
Öte yandan “CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin ise hiç vakit geçirmeden, derhal “skandalın” üzerine gidilmesi gerektiğini kaydetti. Ersin, “KPSS'de yaşanan skandalın sorumluları halen bulanamadı. Kim bunlar? Devletin kurumları bu kadar aciz mi? Henüz o sorun bitmemişken, şimdi de üniversite sınavları... Böyle bir şey olabilir mi? Yazık değil mi bu gençlere, anne babalarına? Hiç vakit geçirmeden hükümet, Başbakan devreye girmeli ve derhal bu insanlık suçunun sorumluları ortaya çıkarılmalıdır. İbret verecek şekilde cezalandırılmaları lazım. Başka çözüm yolu yok bunun” diye konuştu.
Tesadüf olamaz
ÖSYM Soru Kitapçığı'nda şifreleme yöntemi kullanıldığı iddialarını ortaya attığı öne sürülen avukat Ayla Varan, inceledikleri sorularda belirledikleri yöntemin tesadüfi olamayacağını düşündüklerini belirterek, matematik sorularından 30'unu bu yöntemle çözdüğünü söyledi.
Artvin'de avukat olan Varan, yaptığı açıklamada, Artvin'de yaşayan bazı eğitimcilerle, Yükseköğretime Geçiş Sınavına (YGS) giren öğrencilerin bir takım duyumları çerçevesinde, ÖSYM'nin internet sayfasındaki soru kitapçığını indirdiklerini belirtti.
Sadece matematikte 30 soru
Şıklar üzerinde bir takım denemeler yaptıklarını dile getiren Varan, şöyle devam etti:
"Kişisel olarak ben matematik üzerinde yoğunlaştım. Bir sürü alternatif deneyerek şıkları sıraladık. Büyükten küçüğe, küçükten büyüğe, tek, çift, asal gibi. Birkaç soruda bunu yaptığımızda sıralamanın küçükten büyüğe doğru yapıldığında, testteki şıklarla çakıştığını gördük. Bunu birkaç soruda tekrarladık. 10 olunca artık bunun tesadüf olamayacağını düşündük. Daha sonra ertesi gün dershanelerle paylaştık. Yani teknik olarak benim çok uzak olduğum bir konu. Ben bir avukatım. Bir sınav sisteminde bu kadar tesadüf belki olabilirdi ama istatistiki açıdan olamayacağı kanaatine varıldı. Ben sadece matematik için 30'un üzerinde soruyu bu şekilde çözdüm."
Görevimi yaptım
"Biz bunu yaparken bir sürü çocuğun yıllardır içinde bulunduğu yarış adına şaibeler varsa bunun ortaya çıkarılması adına yola çıktık" diyen Varan, "Yoksa herhangi bir kurumu itham etmek için değil. Bu arada ÖSYM'nin de bir açıklaması var. Onların da değerlendirmesi gerekir. Sürece görüp bakacağız. Yalnız kişisel kanaatim, bu kadar tesadüfün bir arada olamayacağı yönündedir. Bundan sonraki süreçte de bizim yapabileceğimiz bir şey yok. Ben bir veli olarak, anne olarak, insan olarak görevimizi yaptığımı düşünüyorum" şeklinde konuştu.
Öğrencilerden gelen uyarıyla inceledikleri durumun olağanüstü bir çalışma değil, çok basit bir işlem olduğunu vurgulayan Varan, şunları kaydetti:
"O zaten basında tek tek yer aldı. Ben bir de soruların çok uzun olmasından endişe ettim. Sorular çok uzun, çocukların süresi yetmedi. Yani soruyu okumak mümkün değil ki cevaplandırmak için zaman kalsın. Yani bu şifreyle hiç soruyu görmeden soruları cevaplamanız mümkün. Ama bu tesadüfle de açıklanabiliyorsa belki öyledir. Benim kişisel görüşüm aksi yönde."
ÖSYM'den "YGS'de Gizli Şifre" cevabı
ÖSYM'den yapılan soru kitapçığı açıklamasında, "Bu soru kitapçığı sınava giren hiç bir adaya verilmemiştir" denildi.
ÖSYM'nin İnternet sayfasında konuyla ilgili yer alan açıklamada şunlar kaydedildi:
"Basında 'YGS'de Gizli Şifre' başlığı ile yer alan kitapçık, ÖSYM'nin sınav sonrasında basına vermek ve internet sitesinden duyurmak üzere hazırlanmış, ana soru kitapçığından türetilmiş, tek bir soru kitapçığıdır. Bu soru kitapçığının herhangi bir adaya verilmesi söz konusu olmadığından, doğru cevabın bulunduğu yer değiştirilmeden sadece yanlış cevap seçeneklerinin yerleri değiştirilmiştir. Bu soru kitapçığı sınava giren hiç bir adaya verilmemiştir.
ÖSYM, Şubat 2011'den itibaren gerçekleştirdiği tüm sınavlarda 'adaya özgü soru kitapçığı' hazırlayarak pek çok haksızlığın önüne geçmiştir. Adaya Özgü Soru Kitapçığı uygulamasında tüm adaylar için hazırlanmış olan toplam soru, ana konu alanları ile sınırlı kalmak üzere, her bir aday için rastgele seçilmiş farklı sıraya konulmaktadır. Buna ilave olarak her sorunun doğru cevabı da her bir adayın soru kitapçığında yine rastgele biçimde bir şıka atanmaktadır. Madde analizine imkan tanımak üzere yanlış seçeneklerin de yerleri değiştirilmektedir. Bu sayede her bir adayın soru kitapçığı 'tek bir tane' olarak basılmaktadır. Bugüne kadar yapılan üç sınavda da bu gerçekleştirilmiştir."
Basınımızın daha hassas davranması beklenir
Açıklamada, 27 Mart 2011 günü yapılan (2011-YGS) Yükseköğretime Geçiş Sınavında da 'adaya özgü soru kitapçığı' basıldığı ve aday sayısı kadar soru kitapçığı dağıtıldığı vurgulanarak, şu görüşlere yer verildi:
"Sınav sonrasında, soru kitapçıkları ve cevap kağıtları güvenli biçimde toplanmış ve Merkezimizde cevap kağıtların görüntülenmesi ve okunması işlemleri sürdürülmektedir. Önümüzdeki günlerde her bir adaya, kendisine verilen soru kitapçığı ve kendi cevap kağıdının görüntüsüne internet üzerinden erişim imkanı verileceğinden, tüm adaylarda bu ya da buna benzer bir soru kitapçığının kullanılmadığı görülecektir.
Daha önceki duyurularda da belirtildiği gibi, kamuoyunu derinden etkileyecek bu ve benzeri konularda basınımızın daha hassas davranması beklenir. Bu gibi durumlarda kamuoyu ÖSYM'nin internet sitesinden duyurduğu bilgilere itibar etmelidir."