Önce PKK'lılarla, sonra AKP'lilerle yanak yanağa
MHP lideri Bahçeli, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında AKP kongresini, yeni zamları, tutuklu vekillerin durumunu ve gündemdeki diğer konuları çok sert bir dille değerlendirdi.
Abone olANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Pazar günü yapılan AKP kongresine ilişkin, "Bu kadar uzun konuşup da aslında bir şey söylemeyen ikinci bir siyasetçiye herhalde tesadüf etmek imkânsızdır" derken "Sanki AKP kongresi Kandil'de ya da Erbil'de peşmerge gözetiminde yapılmıştır.Herhalde İmralı canisi de salonda olmuş olsaydı omuzlara alınır, bir süre sonra da uygun bir yerden milletvekili yapılmak için düğmeye basılırdı" dedi.
Bahçeli, yeni yasama yılının ilk grup toplantısında kürsüye çıkmadan önce MHP Grup toplantısında saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
Konuşmasında yeni yasama yılına ilişkin mesajlar veren Bahçeli, "Üçüncü Yasama Yılı'nda sağduyunun, barış ve uzlaşma dilinin belirleyici olmasını temenni ediyor, tüm siyasi partilere bu anlamda sorumluluklar düştüğüne inanıyorum" dedi.
Sistem sancılı, kurumlar sorunlu, toplum sıkıntılı
"Önümüzde çok kasvetli ve kaotik bir dönem bizleri beklemektedir" diyen Bahçeli, "Bu itibarla 24.Dönem 3. Yasama Yılı'nın diğerlerine nazaran zahmetli, badireli ve zorlu geçeceğini şimdiden görmek lazımdır" dedi. Bahçeli, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin bugünkü ortamında; Sistem sancılı, kurumlar sorunlu, toplum sıkıntılıdır. Devlet bunalımlı, millet endişeli, insanımız mutsuzdur. Ekonomi durgun, zamlar şişkin, siyaset yorgun, sosyal hayat yaralıdır.Sınavlar şaibeli, eğitim çalkantılı, hayaller karanlıktır.Zincirleme yanlışlar ülkemizin adeta basiretini bağlamış, önünü kapatmıştır. İktidar partisi; çıraklık, kalfalık ve sözde ustalık dönemi kandırmacaları altında Türkiye'yi önce duraklamaya, ardından gerilemeye ve sonra da çöküş istikametine sokmuştur."
Tezkereye destek
TSK unsurlarının Irak'ın, PKK teröristlerinin yuvalandıkları kuzey bölgesiyle mücavir alanlara gönderilmesine ilişkin, TBMM tarafından verilen izin süresinin, 17 Ekim 2012 tarihinden itibaren 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkereye destekleyeceklerine dikkat çeken Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi bu tezkereyi destekleyecek ve muhataplarından samimiyetle arkasında durmalarını isteyecektir" dedi.
Madalyalı asker hapiste, eli kanlı katil keyifte
"Yeni Yasama Yılı'na yine İstanbul Milletvekilimiz Sayın Engin Alan Bey'den mahrum bir halde başlamış bulunmaktayız" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"PKK militanları dağda, yandaşları şehirde, siyasi uzantıları Meclis'tedir; gelin görün ki 'TSK Üstün Cesaret ve Feragat Madalyası'na ve 'TSK Başarı Madalyası'na sahip Sayın Alan içeridedir.Suçluluğu ispat edilen, suçu sabit görülen, hain eylem ve niyetleri ayan beyan ortada duran kara vicdanlılar her tarafta cirit atmaktadır, şu talihin işine bakınız ki Sayın Alan ve arkadaşları gerçek darbe heveslilerinden ayıklanmadan mahpus haldedir. Madalyalı asker hapiste, eli kanlı katil keyiftedir. TSK terörist yuvası, Kandil barış yurdudur.
Bu zulmün, bu zindanın ve bu ayrılığın en kısa sürede son bulmasını diliyor, 10.Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararın temyiz aşamasında düzeltilmesini adalet ve millet adına beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Yeni Yasama Yılı'nda, TBMM'nin özgürlük mağduru tüm üyelerine sahip çıkmasını, haklarını ve izzet-i nefislerini savunmasını acilen bekliyor ve bunun için gerekli girişimlerin başlatılması gerektiğini bu vesileyle belirtmek istiyorum."
Gül'e destek
Gül'e destek
Meclis'in açılışında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün tutuklu vekillere ilişkin yaptığı açıklamayı hatırlatan MHP Genel Başkanı, "TBMM'nin açılış konuşmasında Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu yönde tutum takınmasını, seçildikleri halde bu kutlu çatı altında bulunamayan milletvekillerine sıcak yaklaşmasını yerinde ve makul bir tavır olarak gördüğümüzü söylemeliyim" dedi.
AKP Kongresi
AKP hükümetiyle herşeyin kötüye gittiğini, bozgunun her şeklinin hayat bulduğunu savunan Bahçeli, "Türkiye artniyetli ve aciz bir siyasi iktidarın yönetimi altında inim inim inlemektedir.AKP'nin 10 yıla yaklaşan devri hükümet döneminde yaşanmadık rezalet, muhatap kalınmadık zillet ve karşılaşılmadık mihnet neredeyse kalmamıştır" dedi.
Kalıplaşmış cümlelerine devam etti
Pazar günü yapılan AKP kongresine değinen Bahçeli, Başbakan'ın 2,5 saate yaklaşan bir konuşma yaptığına işaret ederek, "Bu kadar uzun konuşup da aslında bir şey söylemeyen ikinci bir siyasetçiye herhalde tesadüf etmek imkânsızdır" dedi.
Bahçeli, özetle şöyle dedi:
"Kongre öncesinde pompalanan beklentiler, yükseltilen heyecan dalgası Arena Kapalı Spor Salonu'nda suya düşmüş, vizyon ve hedef kısırlığı her yünüyle kendisini göstermiştir.Başbakan Erdoğan kongre konuşmasında yeni hiçbir şey söylememiştir.Eski tas eski hamam üslubuna, 2002'yle kıyaslama yapan bayatlamış taktiklerine ve kalıplaşmış cümlelerine aynen devam etmiştir. Başbakan Erdoğan günü, anı ve durumu kurtaran, ayağının önünü dahi göremeyen bir körlüğü adeta ilan etmiştir.
Başkanlık sistemi için atlama tahtası
AKP kongresi, Cumhurbaşkanlığı adaylığı için bir ön hazırlık, mümkünse başkanlık sistemi için atlama tahtası olarak planlanmıştır.Başbakan'ın hesabı kendisine yöneliktir ve hedefi de makamlar arasında ki geçişi kolaylaştırmaktır.İşin kritik tarafı ise AKP'yi birlikte kurduğu Sayın Cumhurbaşkanı'ndan hiç bahsetmemesi ve adını dahi anmamasıdır.Demek ki Başbakan Erdoğan her şeyin merkezine bizatihi kendisini koymuş, tüm suların yönünü kendisine akıtmak için seferber olmuştur.
Partimizin 2023 vizyonunu taklit etmişler
Kaldı ki, partimizin 2023 vizyonu, hiçbir siyasi ahlaka sığmadan AKP'nin kes kopyala halinde kendisine mal ettiği taklit bir hedef olmuştur.Unutulmasın ki, 2023 iddiası Milliyetçi Hareket Partisi'nin 1997 yılından beri savunduğu, 2000 yılında sistemleştirip aziz milletimizle paylaştığı büyük bir projedir.Köhnemiş AKP, siyasi üretimdeki zaaflarından dolayı, aşırma ve çalıntı projeleri allayıp- pullayıp yeni diye yutturmaya çabalamaktadır.
AKP hazırı tüketmiş
AKP kongresi kanıtlamıştır ki, hükümet partisi hazırı tüketmiş, hücre yenilemesi adı altında hülleyi tercih etmiş, elindekileri harcamış, yorgunluk ve yozlaşmanın kulvarına tam olarak sapmıştır.
Yalnızca birlikte kader ortaklığı yaptığı anamuhalefet CHP'ye çağrıda bulunmuş ve Kürt kökenli kardeşlerimize 'sesinizi yükseltin' mesajı vermiştir.Güçlü bir ihtimal olarak, AKP-CHP-BDP ve PKK artık bölünme karesinin dört üyesi olarak çok yakında bir araya gelip Türkiye Cumhuriyeti'ne kazma vurmaya başlayacaklardır.
Neresinden bakarsak bakalım AKP kongresi bize bunu göstermektedir.Başbakan'ın İmralı canisine yönelik ilgisi de bunu esasen teyit etmektedir."
Peşmerge başı cumartesi PKK'lılarla, pazar da AKP'lilerle yanak yanağa
Peşmerge başı cumartesi PKK'lılarla, pazar da AKP'lilerle yanak yanağa
Barzani'nin AKP kongresine gelmesini eleştiren MHP lideri, şöyle dedi:
"Düşünebiliyor musunuz, PKK'nın aşı, ekmeği ve himaye edeni peşmerge AKP kongre salonunda el üstünde tutulmuş ve Başbakan tarafından da hasretle kucaklanmıştır.
Bu yüzden Milliyetçi Hareket Partisi yapılan davete icabet etmeyerek demokratik tavrını isabetle muhataplarına bildirmiştir.
Şu çürümüşlüğe bakınız ki, peşmerge başı cumartesi PKK'lılarla, pazar da AKP'lilerle yanak yanağa, dize dize oturmuştur.
Bu da yetmezmiş gibi, kürsüye davet edilirken, salon hep bir ağızdan 'Türkiye seninle gurur duyuyor' diyerek sevgi gösterisinde bulunmuştur.
Sanki AKP kongresi Kandil'de ya da Erbil'de peşmerge gözetiminde yapılmıştır.
Barzani bekleneni yapmış; kendi diliyle yaptığı konuşmasında, katille kahramanı bir ve aynı kalıba sokmuş ve Türk-Kürt ayrımının fişeklerini AKP'lilerin gözleri önünde bir kez daha patlatmıştır.
Herhalde İmralı canisi de salonda olmuş olsaydı omuzlara alınır, bir süre sonra da uygun bir yerden milletvekili yapılmak için düğmeye basılırdı.
PKK'nın bir numaralı azmettiricisi ve şehitlerin müsebbibi olan zanlı Başbakan'ın karşısında dururken; şehitlerimizin mirasına, hatırasına ve emanetine vurgu yapılması ciddiyetsiz bir çıkış, patolojik bir vakadır."
Başbakan'ın kongrede Anadolu'nun kapılarını Türk milletine açan Alparslan'dan sekiz defa bahsettiğini ifade eden Bahçeli, "AKP kongresinde kimin gerçek anlamda Sultan Alparslan'ın torunu olduğunu ve izinden yürüdüğünü şüphesiz bilemeyiz.Ama bildiğimiz bir şey varsa o da, Malazgirt Ovası'nda haddini bildirdiği Romen Diyojen'in, bu çağdaki torunlarının fazlasıyla varlığıdır" dedi.
Celladına alkış tutan güruh
"Barzani'yle gurur duyan bir Türkiye var idiyse; bunca kana, buna cana ve bunca şehide ne diyeceğiz ve nasıl izah edeceğiz?" sorusunu yönelten Bahçeli, "Dünyanın neresinde cellâdına alkış tutan bir toplum veya insan güruhu vardır?İdam mangasına tezahürat yapan akıl ve ahlak dışılık insanlık tarihinin neresinde görülmüş ve hangi kısmında duyulmuştur? Ankara'nın göbeğinde Barzaniyle gurur duyanlar kime nispet yapmakta ve kimlere mesaj vermektedir?
Cahiliye dönemi artıkları, ilkel toplum mirasçıları, Damat Ferit suretleri vatana, bayrağa ve millete mermili, mayınlı saldırılar düzenleyen alçaklarla aynı çukurda buluşmuş, aynı hizada konumlanmıştır" diye konuştu.
AKP'ye oy verenlere de seslenen Bahçeli, "Artık milliyetçi-muhafazakârım, fakat AKP'ye oy veriyorum, vatanseverim ama AKP'yi destekliyorum diyen kim varsa vaziyetini gözden geçirmeli ve kararını netleştirmelidir. Şayet Kandil'den görevli hazır kıtalar getirilmemişse, kongre salonunda Barzani'yi bağrına basanlara merhum vatan şairimiz Mehmet Akif'in şu dizeleriyle cevap vermek istiyorum: 'Irzımızdır çiğnenen, evladımızdır doğranan;
Hey sıkılmaz ağlamazsan, bari gülmekten utan'" dedi.
İmralı canisi de Başbakan'dan aldığı pası en iyi şekilde değerlendirdi
Türk tarihinin hiçbir döneminde, idamlık bir teröristten, müebbet bir mahkûmdan aman dilendiğinin görülmediğine dikkat çeken Bahçeli, "PKK'yla randevulaşmanın, eli ve vicdanı kanlı yüzlerle mütareke arayışlarının, İmralı kapısına yüz sürmenin devlet umuruyla ve millet kudretiyle açıklanabilir hiçbir tarafı yoktur. Kabul edilmelidir ki, cezaevindeki bir terör elebaşısının, Türk milletinin kaderini tayin noktasına taşınması AKP'nin bir eseri ve acziyeti olarak milli hafızalardan katiyen çıkmayacaktır.İmralı canisi de kendisini tek muhatap ilan ederek, Başbakan'dan aldığı pası en iyi şekilde değerlendirmiştir" diye konuştu.
Erdoğan panik ve acelecilik içinde
"Açıkça ifade etmeliyim ki, barış olsun, silahlar sussun demekle, PKK'nın aklanması, kanlı sicilinin temizlenmesi adım adım uygulanmaktadır"diyen MHP lideri, "Gelin görün ki AKP ve Başbakan'da buna çanak tutmakta, prim ve destek vermektedir.Geçmişte PKK'yla kurulan temasları ve İmralı canisiyle yapılan görüşmeleri inkâr eden, her defasında da şeref bahsini ileri süren Başbakan Erdoğan, bugün şerefin çoktan elden avuçtan kayıp gittiğini nedense fark edemeyecek kadar panik ve acelecilik içindedir" dedi.
Canileri sevgiyle selamlayan CHP milletvekili hala unutulmadı
MHP'nin dokunulmazlıklar konusunda verdiği teklifi de hatırlatan MHP Genel Başkanı, "Meclis açıldığına göre, AKP zihniyetinin, 26 Ağustos 2012 tarihli basın açıklamamızla gündeme taşıdığımız dokunulmazlıkların yeniden düzenlenmesiyle ilgili teklifimize bundan sonra nasıl bakacağı ve daha önceki sözlerine ne denli sadık kalacağı konusu önemli bir hal almıştır.Gerçekten de Başbakan Erdoğan'ın 'Parlamentoda gereği neyse yapacağız"'sözlerinin ne kadar doğru olduğunu çok yakın bir zaman içinde görmek mümkün olacaktır" dedi.
CHP'yi de eleştiren Bahçeli, "Ana muhalefet partisi CHP'nin de PKK ve Oslo konularında kafa karıştıran tenakuzları, kimi zaman olumlu kimi zaman da karşı duran sancılı siyaseti AKP'nin eksik kalan yanlarını tamamlamaktadır.Kaçırılma mizansenine konu olan ve serbest kaldıktan sonra; çocuklar, arkadaşlar, gençler diyerek vicdan kepenkleri inmiş canileri sevgiyle selamlayan bir CHP milletvekili hala unutulmamıştır.Yeniden söylemek isterim ki, bir tarafta AKP-CHP-BDP-Barzani ve PKK vardır; diğer yanda gücünü ve ilhamını yalnızca büyük Türk milletinden alan Milliyetçi Hareket Partisi bulunmaktadır" diye kaydetti.
AKP hükümeti Duyun-u Umumiye idaresini aratmıyor
Yapılan son zamları eleştiren Bahçeli, şöyle dedi:
"Milletimiz ekonomik zorlukların altında ezilirken, AKP'li bakanlar fren, gaz ve motor tartışmasının içine dalmışlardır.Kimisi fren yapmaktan yana tercihini kullanmış, kimisi gaza basmaktan yana tavır koymuştur.Vatandaşımız ekonomik uçurumun kenarında iken, AKP'li bakanlar şoför koltuğunda itişmeye ve didişmeye başlamışlardır.
Vatandaşlarımız ise hayat pahalılığının, zam yağmurunun ve zulüm vergilerinin baskı ve ağırlığı altında kalmıştır.Düşen büyüme, gerileyen refah ve infilak sınırında olan ekonomik göstergeler alarm zilleri çaldıkça, AKP'li bakanlar sorumlu aramaya koyulmuşlar ve birbiriyle örtüşmeyen mecazi izahlarla zamana oynamaya başlamışlardır.
Ekonomide açıklar milletimizin cebini boşaltmış, zam ve vergi sağanağı umutları söndürmüştür.
Duyun-u Umumiye idaresini aratmayan AKP hükümeti, ekonomideki başarısızlığını vatandaşlarımıza fatura etmekte; memurumuzun, işçimizin, esnafımızın ve çiftçimizin gelirine ve ekmeğine el uzatmaktadır.
Döviz giderinin döviz gelirinden fazla olması demek olan cari açığın finansman meselesi eziyete dönüşmüş, adeta AKP'nin haraç gibi vergi ve zam artışına gerekçe teşkil etmiştir.
Başbakan Erdoğan'ın 'alan el değil veren el olduk' iddiası böylelikle boşluğa düşmüştür.
Milletimizin alın terini Libyalı ve Suriyeli muhaliflere peşkeş çeken, binbir emek ve güçlükle kazandıklarını küresel projeler dahilinde harcayan sorumsuz ve vicdansız iktidarın son ekonomik vurgunu dayanma sınırını aşmıştır.
Bununla da yetinmeyen hükümetin, IMF'ye beş milyar dolar cep harçlığı vermekle övünmesi de tam anlamıyla traji-komik bir durumdur.
Kayserili aç, Mersinli yoksul, Diyarbakırlı evsiz, İzmirli çaresiz, Rizeli işsiz, Erzurumlu parasız; ama AKP har vurup harman savurmaktadır.
Sıkıştığında vergiye yüklenmekte, zamma müracaat etmektedir.
En son yapılan doğal gaz ve elektrik zamları bunu göstermektedir.
Üzülerek söylemeliyim ki, vatandaşlarımızın kullandığı doğal gaza altı aydan sonra yüzde 9,8; elektriğe ise yüzde 4,3 ile yüzde 9,81 arasında zam yapılmıştır.
Kış aylarına girdiğimiz şu günlerde, AKP başarısızlığını milletimize havalesini sağlamış; ısınmasından gezmesine, giyinmesinden yemesine kadar gasp etmiştir.
Gaz, fren ve motor tartışmasıyla vakit geçiren, kötü yönetip halka ödetme telaşında olan AKP hükümetine diyeceğim şudur:Direksiyonu bulunmayan, şanzımanı dağılmış, tekeri dönmeyen bir araçta ne hız, ne fren ne de başka bir şey yapma şansınız ne yazık ki bulunmamaktadır."