Kur ve ticaret savaşı artan rekabetin göstergesi
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Boyner, birçok ülkede seyreden kur ve ticaret savaşının, ekonomiler arası rekabette artan bu yoğunlaşmanın belirgin bir işareti olduğunu söyledi.
Abone olİSTANBUL - Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ümit Boyner, dünya ekonomisinin yeterince büyüyemediği ve bu daralmanın yükünün, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan piyasa ekonomilerine kaydığı bir yapıda, ikinci grup ülkeler arasında rekabetin, özellikle gelişmiş ekonomiler pazarının daralması nedeniyle, giderek yoğunlaşmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.
Boyner, Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED) ile TÜSİAD-Sabancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) tarafından düzenlenen 7. Rekabet Kongresi'nin açılışındaki konuşmasında, özellikle, gelişmiş ekonomiler kapsamındaki ekonomik sorunların, dünya genelinde 2011 yılını kayıp bir yıl haline getirdiğini kayderek, "IMF Başkanı Christine Lagarde'ın son günlerde ifade ettiği gibi, cesur ve ortak çabalarla müdahale sağlanmazsa, gelecek 10 yılı da kayıp yıllar arasına eklenmesi riskine neden olmaktalar" diye konuştu.
Dünya ekonomisinin yeterince büyüyemediği ve bu daralmanın yükünün, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan piyasa ekonomilerine kaydığı bir yapıda, ikinci grup ülkeler arasında rekabetin, özellikle gelişmiş ekonomiler pazarının daralması nedeniyle, giderek yoğunlaşmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulayan Boyner, 2008-2009 küresel finansal krizinin ardından birçok ülkenin bir tür kur ve ticaret savaşı başlatmasının, ekonomiler arası rekabette artan bu yoğunlaşmanın belirgin bir işareti olduğunu söyledi.
"Rekabetçi ekonomi için döviz kurlarını yönetmek imkansız"
Boyner, gerek ihracat pazarlarındaki daralmanın, gerekse kriz sonrası artan küresel likiditenin etkisiyle, krizden çıkış sürecinde hızla artan cari açık sorununun, Türkiye'de de rekabet gücünün makro politikalar, özellikle döviz kurları yoluyla desteklenmesi yönünde görüşler oluşturduğunu anlattı. Boyner, şöyle devam etti:
"Ancak, hepimizin bildiği üzere, Türkiye, 21 Şubat 2001 tarihinden beri Türk Lirası'nı dalgalanmaya bırakmış durumda. Bu nedenle, dalgalı kur rejiminden vazgeçmeden doğrudan müdahalelerle, rekabetçi bir ekonomi için döviz kurlarını yönetmek imkansız. Daha dolaylı bir yolu tercih edip, diğer makroekonomik politika araçları, özellikle para politikası araçları yoluyla, kur seviyeleri üzerinde kontrol kurmaya çalıştığımızda ise karşımıza ekonomi kuramında açıkça ifadesini bulan sorunlar çıkmakta."
Boyner, TÜSİAD olarak bugüne kadar birçok defa dile getirdikleri ve en son Orta Vadeli Program'da yansımaları görülen söz konusu reform alanlarının başlıcalarını, "mali disiplinin sürekliliği", "yatırım ortamının iyileştirilmesi", "vergi mevzuatının gözden geçirilmesi", "kayıt dışı ile mücadele", "girişimciliğin ve KOBİ'lerin desteklenmesi", "enerji piyasasının liberalizasyonu" ve "işgücü piyasasında esneklik ve güvenlik" olarak sıraladı.